Erdoğan, Yurtdışı Müteahhitlik Hizmetleri Başarı Ödül Töreni'ne katıldı. Törendeki konuşmasında işadamlarından Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'ne destek isteyen Erdoğan, şöyle konuştu: "Hükümet ideolojiler üstü, çıkarlar üstü bir meselede milli birlik ve kardeşlik projesinde özellikle siyaset kurumundan, medyadan özellikle işadamlarından, işadamları örgütlerinden yeterli desteği almalıdır diye düşünüyorum. Bu Türkiye meselesidir. Bütün Türkiye'nin omuz vermesinden daha tabii beklentimiz olamaz. Zira bundan hepimiz kazançlı çıkacağız. Millet kazançlı çıkacak. İşadamları kazançlı çıkacak, esnaf, memur, işçi ve köylü kazançlı çıkacak. Kardeşlik pekişecek. Huzur ve istikrar perçinlenecek. Türkiye enerjisini baksa meselelere, kalkınmaya, ilerlemeye, büyümeye yoğunlaştıracak. Milli birlik ve projesini engelemek isteyenlerden daha fazla onun gerçekleşmesini isteyenlerin sesi çıkması gerekir diye düşünüyorum. Kardeşliğimizi bozmak isteyenlerden çok daha fazla, kardeşlik hukukunun gelişmesini isteyenler baskın çıkmalı. Gençlerin ölümünü kendileri için kazanç görenlerden ziyade gençlerin ölümünden acı duyanlar öne çıkmalı. Bekle gör anlayışı, hükümet bir yapsın anlayışı terörden gençlerin ölümünden rant sağlayanları teşvik eder, başka işe de yaramaz. "
"DIŞ POLİTİKA DERSİ VERDİ"
Başbakan Erdoğan, dış politikada bölgesel ve küresel meselelerdeki tutumlarını anlamamakta ısrar edenler hatta anlayıp da anlamazlıktan gelenlerin olduğuna işaret etti. Erdoğan, şöyle konuştu: "Avrupa Birliği'ne katılım noktasındaki kararlılığımızı görmek istemeyenler Avrupa Birliği ile birlikte, Ortadoğu başta olmak üzere farklı coğrafyalardaki işbirliği çalışmalarımızı kavramak istemeyenler var, bunu da biliyoruz. Dış politikayı masa başında değerlendirmek mümkün değildir. Bu bir yaşam biçimidir, bunu hazmetmemiz gerekir. Bu vücut dili ile anlatılır. Vücut dili ile konuşulur. Bizde öyleleri var ki Türk dış politikasını dış basından, dışarıda çıkan yorumlardan takip ediyor. Oralardan kaptığı kavramlarla, kasıtlı analizlerle Türk dış politikasını değerlendiriyor. Dış politikamızın etkisini gücünü gideceksiniz dışarıda göreceksiniz. Zaman olur bir gülücük bir lideri ülkenize çeker. Ama bunun yürekten olması lazım. İç dünyanızdan gelmesi lazım. Zaman olur aynı masada birlikte bir yemeği paylaşmanız bir lideri kendi ülkenize veya ülkenizin yetkililerini ülkesine çekmeye yeterli olur. İşte başarının sırrı burada yatmaktadır. Bunlar lafla olmuyor. Böyle yorumlarla filan olmuyor. Türkiye'nin dış politikada ulaştığı seviyelerin yansımasını işbirliğini artırmak için çaba gösterdiğimiz o ülkelerde somut olarak yaşayacaksınız. Türkiye Cumhuriyeti'nin pasaportunun nasıl itibar kazandığını gidip oralarda göreceksiniz. Artık yurt dışında sadece büyükelçiliklerin önünde değil şirketlerimizin de önünde dalgalanan Türk bayrağını görecek ve dış politikamızın etkisini bizatihi hissedeceksiniz."
"YERİMİZ DAHA FARKLI OLMALI"
Erdoğan, müteahhitlik firmalarının başarılarının dış politakalarının neticesinde olduğuna dikka çekerek, "Açıkçası elde etiğimiz bu başarıya, bu rekor seviyelere rağmen yerimizi yansıtmıyor; 10 milyar dolarlar, 20 milyar dolarlar bizim müteahhitlerimizin gerçek potansiyelini yansıtmıyor. Biz edindiğimiz tecrübe ve birikimle bugün ulaştığımızın çok daha üzerini fazlasıyla hak ediyoruz." diye konuştu.
2023'te Türkiye'yi büyük ve güçlü bir ülke haline getirmek için hedefler belirlediklerini tekrarlayan Erdoğan, "Bu hedeflere ulaşmak için de kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Ülkemizi dünyanın ilk 10 ülkesi arasına sokacağız bunu başaracağız." şeklinde konuştu.
Konuşmasında istikrar ve güvene dikkat çeken Erdoğan, şunları söyledi: "İstikrarı korumak ve idame ettirmek; güven ortamını muhafaza etmek; tek başına hükümetin, hükümetlerin görevi değil. Herkese görev düşüyor. Ben bu ülkenin siyasi partilerinin hükümetin arkasından gitsin demiyorum. Hükümetle eş zamanlı yürüsün, hatta mümkünse önünde gitsin istiyorum. Bakalım görelim anlayışı ile istediğimiz hıza ulaşamayız. Hükümet bir adım atsın da biz de ona göre tavır alırsak istediğimiz hedeflere ulaşamayız. Milletin gördüğünü herkes istemeli, arzulamalı. Sosyal sorumluluk okul, hastane inşa etmekten ibaret olmamalı. Bunu yapanların hakkını yemek istemem. Bitlis'te yapılan özel sektör yatırımlarını gördüm. Ben şimdi Eren ailesine nasıl teşekkür etmeyeyim. Onlar gibi ülkemin değişik şehirlerinde yatırım yapanlara nasıl teşekkür etmem. Katılımcılığı ortaya koyma notasında imzaları bazı yerlere atmaları gerektiğine inanıyorum."
Erdoğan, program sonrasında dünyanın en büyük 225 firması arasına giren 33 firma yetkilisine ödüllerini verdi.