Erdoğan, Meclis'te 2011 yılı bütçesiyle ilgili konuları değerlendirdi. Erdoğan, BDP tarafından gündeme getirilen "iki dil" ve "özerklik" tartışmalarını değerlendirdi. Erdoğan, ortaya konulan senaryonun çok çirkin ve kirli tezgah olduğunu belirterek, "Bu tuzak bildik bir tuzak. Benim milletim bu oyunları defalarca gördü. Bu senaryonun aktörlerini çok iyi tanır. Kim ne yaparsa yapsın, benim milletim bu tezgaha gelmeyecek, bu tuzağa asla düşmeyecek, ben buna inanıyorum. Bu tezgahın içinde terör örgütü var. Bu tezgahın içinde terör örgütünün vesayeti altında hareket edenler var. Bu tezgahın içinde can çekişen çeteler var, mafya var. Senaryo çok ama çok açık. Seçim öncesinde su bulandırılacak, seçim öncesinde milletin zihni karıştırılacak, seçim öncesinde kaos oluşturulacak, seçim öncesinde farklı gündemler oluşturulacak. Milletin tercihleri böylece etki altına alınacak." dedi.
Toplumu gerecek, milleti galeyena getirecek, siyaset kurumunu etkisizleştirecek ve güven ortamını sarsacak bu yaklaşım tarzının hangi amaca hizmet ettiğini soran Erdoğan, "Yapılan işlerin çözüme bir faydası var mı? Ateşe benzin döken siyaset tarzının kime ne faydası var. Biz sorunların konuşulmasından, tartışılmasından, özgürce ifade edilmesinden yanayız. Hayata geçirdiğimiz reformlarla, yıktığımız tabularla, bozduğumuz ezberlerle ülkemizi ileri demokrasiye taşıyoruz." şeklinde konuştu.
"KİMSEDEN DEMOKRASİ DERSİ ALMAYA İHTİYACIMIZ YOK"
Konuşması sırasına BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın yerinden itiraz etmesi üzerine Erdoğan, "Hiç kimseden demokrasi dersi almaya ihtiyacımız yok. Bize demokrasi dersi vermek isteyenler 12 Eylül'de benim vatandaşımın oy verme hakkını nasıl tehditle gasp ettiler, önce bununla yüzleşsinler." karşılığını verdi. Erdoğan, demokrasiden bahsedenlerin Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde sivil toplum örgütlerine, yazarlara yaptıkları baskılar ve tehditlerle yüzleşmelerini istedi.
"BU TOPRAKLAR ÜZERİNDE AMELİYAT YAPTIRMAYIZ"
Erdoğan, bu ülkenin sahipsiz olmadığını, bu milletin çaresiz olmadığını belirterek, şöyle devam etti: "Milletim müsterih olsun. Biz kimseye bu ülke üzerinde, bu topraklar üzerinde ameliyat yaptırmayız. Kimseyi bu milletin hissiyatı ile oynatmayız. Çözüm için nasıl bir mücadele verdiysek, çözüm süreçlerini sabote edenlerle de aynı şekilde mücadele ederiz. Terör örgütünün ve onun uzantılarının her seçim öncesinde olduğu gibi taşeronluk üstlenerek iç politikayı dizayn etme girişimlerini karşılıksız bırakmayız. Ne milletin duygularını sömürerek rant hesabı yapanlara eyvallah ederiz, ne milletimin korkularını kaşıyarak oy hesabı yapanlara eyvallah ederiz."
"HER SEÇİM ÖNCESİ TERÖR ÖRGÜTÜ DEVREDE"
Dağdaki teröristle geçmişte devletin koridorlarına sirayet etmiş çetelerin nasıl işbirliği içinde olduklarına milletin dikkat etmesini isteyen Erdoğan, "Her seçim öncesinde her terör örgütünün nasıl devreye girdiğini, milletin hissiyatını etki altına almak için ne tür tezgâhlar yapıldığını çok anlıyoruz. Artık bu oyunu yutmazlar. Ne biz yutarız ne de milletim bu hileyi yutar." diye konuştu.
Erdoğan, Demokratik Toplum Kongresi tarafından yayınlanan bildirinin kasıtlı bir şekilde gündeme taşındığına dikkat çekerek, medyanın konuyu devamlı gündeme getirmesini eleştirdi. Erdoğan, bu oyunun tehlikeli bir oyun olduğunu, burada ortaya konulanları kabul edilemez bulduğunu vurguladı.
Erdoğan, özerklik tartışmasının Türkiye'yi ileri demokratik standartlara kavuşmasını hazmedemeyenlerin kirli tezgahı olduğunu iddia etti. Erdoğan, milletin bu tezgahlara evet demeyeceğini ve bağrına basmayacağını, bu projelere onay vermeyeceğini söyledi. Erdoğan, "Millete, milletin kurumlarına, anayasal düzene rağmen kim hangi projeyi hayata geçirebilir?" diye sordu.
Partilerin farklı görüşler gündeme getirebileceğini ifade eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ancak toplumun bunlara destek vermeyeceğini söyledi. Erdoğan, terör örgütünün gündeme getirdiği konuların siyasete taşınmasının hangi amaca hizmet edeceğini soran Erdoğan, şunları söyledi: "Bu terör örgütünün propagandasını yapmak değil mi? Bu terörün ekmeğine yağ sürmek değil mi? Hiçbir ciddiyeti ve derinliği olmayan projeleri benim Kürt kardeşlerimin talebiymiş gibi takdim etmek çok büyük bir haksızlıktır. Bu bildirileri yayınlayanlar benim Kürt halkımın ne kadarını temsil ediyorlar? Bunlar Doğu ve Güneydoğu'nun ne kadarını temsil ediyorlar? Ben her fırsatta defalarca söyledim. Ne terör örgütü ne de onun uzantıları hiçbir zaman Kürt kökenli kardeşlerimin temsilcisi, sözcüsü olmamıştır. Bundan sonra da asla olmayacaktır."
Başbakan Erdoğan, Kürt kökenli vatandaşları terörle ve terör örgütüyle özdeşleştirmeye kimsenin hakkı olmadığını söyledi.