TRT Haber'e konuşan Gerçeker, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'deki çift başlı yargı konusunda konuşan Gerçeker, yargıda fazla başlı hukuk sisteminin iyi ve olumlu sonuç vermediğini kaydetti. Diyaloğun geliştirilmesi gerektiğinin altını çizen Gerçeker, hiçbir Avrupa ülkesinde Askeri Yargıtay bulunmadığını, bu konunun da tartışılabileceğini ifade etti. Erzurum'daki özel yetkili savcıların görevden alınmasına yönelik bir soruya ise Gerçeker, somut olaylarda görüş bildirmediğini, bunun doğru olmadığını dile getirdi.
İnternete düşen yargı mensuplarına ilişkin ses kayıtlarının sorulması üzerine de Gerçeker, olayın hukuki yönü bulunduğunu belirterek, olayın bir hukuki dayanağa oturtulması gerektiğini söyledi. Her kurumda yanlış yapanların olabileceğine dikkat çeken Gerçeker, "Bunlar soruşturuluyor, inceleniyor. Bunların sümen altı edildiğini sanmayın. Hepsini takip ediyoruz, suç unsuru olabilecek konularda soruşturma açıyoruz." dedi.
Siyasetle yargı kurumu arasında bir çatışma varmış gibi algılanmasının yanlış olduğunu dile getiren Gerçeker, kimseyle dargın olmadıklarını, gerektiğinde Adalet Bakanı ile oturup konuşabileceklerini söyledi. Hiçbir konuşmasında kişileri hedef almadığını, bulunduğu makamın onurunu ve saygınlığını korumak zorunda olduğunu anlatan Gerçeker, devlet işinde küslük dargınlık olmayacağını, gerektiğinde görüşmek zorunda olduklarını, bu sebeple köprüleri atamayacaklarını kaydetti.
Önyargılarla hareket edilmemesi, bireysel hataların bir kurumu yıpratmaya yönelik kullanılmaması gerektiğini anlatan Gerçeker, hukukun üstünlüğü ilkesi olması isteniyorsa yargının bağımsız, bunun için de tarafsız olması gerektiğini, yargının bağımsız olmadan tarafsız olmasının ise mümkün olmadığını savundu.
Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in açıkladığı dosyaların zaman aşımına uğramasıyla ilgili bir soruya Gerçeker, zaman aşımı müessesesinin başka ülkelerde de bulunduğunu hatırlatarak bunun ceza hukukunun temel ilkelerinden birisi olduğunu ifade etti. Üst yapıdaki sorunların çözümü için alt yapı sorunlarının çözümünün şart olduğunu dile getiren Gerçeker, hiçbir ülkede Türkiye'deki kadar iş yoğunluğunun bulunmadığını ileri sürdü. Ömrünün 30-40 yılını adalet hizmetine vermiş insanlar olarak isteseler de yanlış yapamayacaklarını savunan Gerçeker, yargıdaki iş yüküne bir an evvel neşteri vurulması ve istinaf mahkemelerinin bir an önce yürürlüğe girmesi gerektiğini söyledi.
"Bu iş yükünün altından kalkamayız, bunu da kamuoyu bilsin, arkadaşlarımız haksız suçlamalara maruz kalmasın. Zaman aşımı oluyor, dosyalar uzuyor, hak arama süreleri uzadıkça adalete güven azalıyor, vatandaş haklı." diyen Gerçeker, bir haftada 50-60 dosya okuyan hakim bulunduğunu, yeni gelen üyeleri nereye oturtacaklarını bilmediklerini ifade etti.
Adalet Akademisi'nin daha özerk bir yapıya kavuşturulması, gerçek bir akademi haline getirilmesi gerektiğini dile getiren Gerçeker, Türkiye'nin hakim ve savcı sayısı açısından Avrupa Birliği'nde en gerideki ülke olduğunu söyledi. Gerçeker, 15 bin olan hakim ve savcı kadrosu sayısının 30 bine çıkarılması gerektiğini vurguladı.