İktidar ve ana muhalefet, böyle bir şeyin tartışılmasını sakıncalı bulurken, BDP ise bu görüşü olumlu buluyor. TBMM'de konuşan milletvekillerinin görüşleri şöyle:
Mehmet Sevigen (CHP İstanbul): Eline silah almamışsa terör değilse, şiddet olmaz ise bölünme olabilir... Meclis Başkanı konuşmasına dikkat etmeli. Başkanın kendi yetkilerini bilerek, konumunu bilerek, topluma nasıl mesaj vereceğine çok dikkat etmeli.
Ali Bayramoğlu (AK Parti Rize): Türkiye 783 bin km alanı ile bölünmez bütünlüğü tartışılacak bir konu değildir. Türkiye'nin içinde etnik kimlikler, bölgesel kimlikler, kendi dilini konuşması olabilir. Zaman içinde yarı başkanlık sisteminde eyalet tartışması olabilir, konu olabilir demiştir. Türkiye bölünebilir dediyse ben buna taraftar değilim.
Fatih Öztürk(AK Parti Samsun): Çok hassas dönemden geçiyoruz. Bu dönem içinde bunları söylemek ne kadar doğru bilemiyorum. Tabi bunları ne kadar konuşabiliriz, bilmiyorum.
Hamit Geylani(BDP Hakkari): Meclis Başkanı'nın mesajları çok önemlidir. Çünkü halkın özgür iradesinin temsil edildiği bir mekan olarak görmekteyiz. Ne kadar Meclis'te adalet yoksa bunun için özgürlüklere dair, yasaklara dair, ülkenin önünü açmaya yönelik tüm eylemleri destekliyoruz. Tabiî ki bütün sistemlerde kurallar vardır. Ama bütün kuralların hukuki, insani, meşru olması gerekir. Diktatörlerin de kanunları, kuralları vardır, ama meşru ve hukuki değildir. Yakın ve somut yoksa kuşkular üzerine, varsayımlar üzerine tehlike vardır demekle olmaz, bütün özgürlüklerin ve düşüncelerin açıklanması demokrasinin gereğidir. Kürdistan sözlücüğü coğrafi bir terimdir. Bu terimi ne siz ne ben icat etmemişiz, bin yıllardan beri, Atatürk bizzat bu terimi kullanmıştır. Osmanlı döneminde vardır. Kürt coğrafyasını söylemek herhangi bir bölünmeyi beraberinde taşımamaktadır. Anayasade değişmeyen maddelerin de değişmesi gerekir. Çünkü değişmeyen hiçbir şey yoktur. Tüm bu değişimler, bu ülkenin beraberliği, dirliğini, eşit koşullarda, herkesin kendi kimliği ile birlikte yaşaması temelinde olmalıdır. Türk dilinden başka eğitim dili olmaz, niye olmasın. 20 milyon Kürt varsa, kendi dilinde eğitim vermek istiyorsa, yetiştirmek istiyorsa bunda ne sakınca var? Lazlar, Çerkezler on kişi olur, alt yapısını hazırlar, kendi kültürünü yaşaması lazım. Vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür deniyor, ben Türk değilim, ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım, bundan hiç rahatsızlığım da yok. Bununla onur duyuyorum. Ama Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Kürdüm.