Cihan TV Network tarafından yayınlanan 'Anadolu'da Sabah' programının Başkent konuğu olan Kınıklıoğlu, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. AK Partili Kınıklıoğlu, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi ve arkadaşları tarafından Temsilciler Meclisi gündemine alınmak istenen Ermeni tasarısının Türkiye'nin çabalarıyla son anda gündemden düşmesi hakkında konuştu. Ermeni lobisinin tasarının gündeme alınması için yoğun bir çaba harcadığını belirten Kınıklıoğlu, Türkiye'nin buna izin vermediğini aktardı. Kınıklıoğlu, Temsilciler Meclisi Başkanı Pelosi'nin Ermeni tasarısının desteklemesi ve Demokrat Partililerin çoğunluğuna rağmen tasarının gündeme gelmeyişini büyük bir diplomatik başarı olarak belirterek, tasarının rafa kalktığını ve en az iki yıl daha gündeme gelmeyeceğini söyledi. Kınıklıoğlu, bu sürede her platformda Türkiye'nin haklılığını savunarak, bu tür tasarıların gündemden düşmesi için çaba harcamaya devam edeceklerini vurguladı.
Kınıklıoğlu tasarı konusunda şu değerlendirmeyi yaptı: 'Biliyorsunuz yıllardır Türkiye'nin başına musallat olmuş bir meseledir. Özellikle son 2 -3 yıldır bununla ilgili çeşitli bir çalışma var. Mart ayında 23-22 bir oy farkla oradaki dış ilişkiler komitesinde ne yazık ki bu tasarı geçti. O tasarıyı şimdi genel kurula getirmeye çalıştılar. Yani genel kurulda oylatıp bunu resmen Temsilciler Meclisinin genel kurulunda yani bizim meclisimiz gibi buradan geçtiği an yasalaşmış oluyordu. Yani kayıda girmiş oluyor. Zaten Ermenilerin de isteği bir şekilde kayıt altına girip bunun akabinde Türkiye aleyhine tazminat davaları açmaktır. Şimdi bu Temsilciler Meclisi başkanı Kaliforniya'dan, bu eyalette çok yoğun bir Ermeni nüfusu var. Meclis başkanı üzerinde inanılmaz bir baskı oluşturuyorlar. Şimdi orada Noel tatili nedeniyle meclisin son günleri. Birçok Amerikalı milletvekili yok orada. Tasarıyı oldu bittiye getirip geçirmek istediler. Biz bunu bir hafta öncesinden haber aldık. Hem Başbakan'ımız hem de Dışişleri Bakanı'mız oradaki Türk Amerikan toplumu büyükelçiliğimiz lobi şirketleri yoğun bir faaliyet gösterdi. Bu gece sabah saatlerine kadar konu takip edildi. Tasarıyı getiremediler ve tasarı gündeme alınmadı.'
ABD Kongresi'nin yenileneceğini hatırlatan Kınıklıoğlu, bu tasarının tekrar gündeme gelmesinin zaman alacağını belirterek şöyle konuştu: 'Yeni oluşacak kongrede Cumhuriyetçiler daha ağırlıklı. Cumhuriyetçiler demokratlar kadar Ermeni meselesine hassasiyet göstermiyor. Daha çok lehimize durum söz konusu. Önümüzdeki 2 yıl bu tasarının gündeme gelememe olasılığı çok yüksek. Ama konu kapanmış değil. Her zaman için teyakkuzdayız. 1915 olaylarıyla ilgili onların anlattığı versiyonu bizim milletimizin ve ülkemizin kabul etmesi mümkün değil. Türkiye'nin dış politikada ki ağırlığı Amerika tarafının yaptığı muhasebe sonucunda Türkiye ile ilişkileri bozmayı riske edememesinde çok büyük etkisi var. Barack Obama önceki gün Meclis Başkanı Nancy Pelosi ile görüştü ve tasarıyı getirmemesini istedi. Başbakan'ımızın da mektubunun çok etkisi oldu. Tabi son yıllarda ülkemizin uluslar arası camiadaki etkisi arttı. Dolayısıyla böyle bir konu ile ilgili Türkiye ile ilişkileri riske etmeyi kimse istemiyor.'
'RUM KESİMİNİ AB'YE ALANLAR BUNLARIN NE KADAR AVRUPALI OLDUĞUNU SORGULAMALI'
Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nde Türk basketbol takımı Pınar Karşıyaka'ya yönelik saldırıları değerlendiren Kınıkoğlu, 'Rum Kesimi'ni AB'ye alanlar bunların ne kadar Avrupalı olduğuna tekrar bakmalıdır.' dedi.
Geçmiş yıllardaki maçları hatırlatan Kınıklıoğlu, 'Biz Trabzon'da Rum Kesimi'nden gelen bir takıma yenilmemize rağmen onları en güzel şekilde ağırlamıştık, ancak orada takımımız yenildiği halde çok çirkin saldırılara maruz kaldı. Bunlar kabul edilemez.' diye konuştu. Kınıklıoğlu, Rum Kesimi'nde bir devlet geleneğinin bulunmadığını aktararak, 'Pınar Karşıyaka'ya yönelik tam bir barbarlık ortaya konmuştur.' şeklinde konuştu.
Kınıklıoğlu, yaşanan olaylar hakkında şunları dile getirdi: 'Orada yapılan çok çirkin bir şey. Bir kere tanımadığımız bir ülkenin maçına takımımızı yollamamız kendi içinde alicenaplık. Fakat maçın bitiminde taraftarlar sahaya iniyor ve patlayıcı madde kullanıyor. Büyük devlet ve devlet geleneği olmakla böyle 650 bin kişinin yaşadığı fanatik, devlet geleneği olmamış bir adanın yarısı arasında böyle bir fark var. Trabzon'da bir kaç sene evvel bir maç oynanmıştı. Bu maç o zaman herkes tarafından olgunlukla izlendi. Fakat burada görüyorsunuz, Rum takımı maçı kazandığı halde böyle şeyler yaşanıyor. Bu o kadar tepki çekti ki, Rum Cumhurbaşkanı bile ciddi bir şekilde 'çapulcular siz bizi dünyaya rezil ediyorsunuz' şeklinde açıklama yaptı. Kıbrıs Rum Kesimi'ni Avrupa Birliği'ne alanlar bu görüntüleri gördükten sonra Kıbrıs Rum Kesimi'nin ne kadar Avrupalı olup olmadığını sorgulamalı. Yapılan spor müsabakasında olan şeyler. Rum Kesimi hakikaten hem bölgesel hem dünyasal olarak ada olmalarından galiba tamamen tecrit olmuşlar. Yeni Türkiye'yi anlamayan, böyle hakikaten barbarlık denilebilecek davranış gösterebiliyorlar. Tabi kendilerini rezil ediyorlar aslında. Biz bunları uluslar arası kamuoyuna uygun kanallarla aktaracağız. Sizin üye olarak aldığınız ve bize karşı desteklediğiniz ülkenin insanlarının yaptığı budur diye. Rum tarafında çok büyük bir mahcubiyet var. Çünkü biz başta bu takımın gitmesine onay verirken endişelerimizi ifade ettik. Onlar da garanti verdiler. Olaylar onları çok zor duruma düşürdü. Hamdolsun takım döndü, sıkıntı yok, bu terbiyesizliği yapanlar zarar görür.'
İSRAİL-GÜNEY KIBRIS YAKINLAŞMASI
İsrail'nin Güney Kıbrıs Rum Kesimi ile yakınlaşması ve Güney Akdeniz'de petrol ve enerji yatakları arama konusunda işbirliğine gitmesini de değerlendiren Kınıklıoğlu, bu yakınlaşmanın sembolik olduğunu belirtti.
Kınıklıoğlu, şunları söyledi: 'İsrail, düşmanımın düşmanı dostumdur şeklinde 1970, 80'lerin dış politikasına sarılmaktadır. İsrail'in bu davranışı kimseye prim getirmeyecektir. Türkiye, Rum Kesimi ve İsrail'e çok net bir şekilde durumla ilgili hoşnutsuzluğunu aktardı. Diplomatik kanallarla bu işe olan tepkimizi iletiyoruz.'
Türkiye-İsrail arasındaki gerginliğin İsrail halkıyla bir ilgisinin bulunmadığını belirten Kınıklıoğlu, 'Bu tamamen İsrail'in şu anki mevcut hükümetinden kaynaklanmaktadır.' dedi. Kınıklıoğlu şunları söyledi: 'İsrail Başbakanı'nın Davos'taki dirayetli duruşu, sonrasında Mavi Marmara olayından sonra gösterdiğimiz tepki, akabinde Yunanistan'la, Rum Kesimi ile Türkiye ile ilişkileri daha gergin olan ülkelerle böyle bir ittifak yapma; 'düşmanımın düşmanı dostumdur' gibi kaba bir mantık ile çalışıyor. Ama bunlar 40-30 yıl öncesinin siyaseti. Bunlar kimseye prim getirmez. Türkiye, Rum Kesimi ve İsrail'e çok net bir şekilde durumla ilgili hoşnutsuzluğunu aktardı. Diplomatik kanallarla bu işe olan tepkimizi iletiyoruz. Bu da şunu gösteriyor; İsrail ile olan ilişkilerde gerginlik bir süre daha devam edecek. Özellikle Netanyahu hükümeti iktidar olduğu sürece İsrail ile gerginliğimizin devam etmesi sürpriz olmaz. İsrail'de yangın sonrası gönderilen yangın uçaklarıyla diplomatik ilişkilerde yumuşama var. Kimseyle kavga meraklısı değiliz, bölgede istikrar istiyoruz. İsrail tarafında Türkiye'nin büyüyen gücüne ve etkinliğine karşı hazımsızlık var. Bu hazımsızlık inşallah aşılacak. Ben Rum Kesimi ile yaptıkları anlaşmanın sembolik olduğunu düşünüyorum.'
Türkiye ve İsrail arasındaki ilişkilerin normalleşmesi için 'tazminat ve özür' şartının yerine getirilmesi gerektiğini belirten Kınıklıoğlu, 'Ama asıl olan konu İsrail'in Türkiye'den özür dilemesi ve Mavi Marmara gemisinde şehit olan ve yaralanan yurttaşlara tazminat ödemesi ve olayın geride bırakılmasıdır. İsrail'de bir yumuşama var. Onlar da Türkiye ile gerginliğin pek hayırlı olmadığını biliyorlar. Tabi orada bir iç kamuoyu var ve sert bir milliyetçi kesim var. Elde ettiğimiz izlenim İsrail Hükümeti'nin özre hazır olduğudur. Tazminat ödemeyi zaten kabul ettiler. Özrün nasıl bir özür olacağı, kelimelerin nasıl ifade edileceği ile ilgili müzakere var. Başbakan'ımız mesajını net bir şekilde yolladı. Özür kamuoyuna açık olur. Bize geçmişte İsrail Başbakanı tarafından 'özür dilerim, ama mektupla dilerim' ifadesi söz konusu oldu, kabul etmedik. Temennimiz İsrail tarafının gerekeni yapmasıdır.Yapmazlarsa Türkiye yoluna devam eder, kendileri zarar görür.' diye konuştu.