Maraş olayları 32 yıl sonra ilk kez geçen Pazar günü yıl dönümünde bir açıklama ile anıldı. Bir grubun yaptığı küçük bir protestonun haricinde herhangi bir olayın yaşanmadığı törende bulunmayanların yaptığı eleştiriler Kahramanmaraşlıları rahatsız etti. Kahramanmaraş Barosu Başkanı İsmail Kahveci, şehri görmeden ve bu şehirde yaşamayan insanların dışarıdan öngörüyle hareket edip 'katliam' ifadesini kullanmalarına çok üzüldüklerini söyledi. Birkaç provokatörün parmağı ile işlenmiş olayları şehir halkının çirkinlik olarak gördüğünü ifade eden Baro Başkanı, "Olaylar, yaşandığı günlerde ve bugün gerçek Maraşlıyı ve halkını rahatsız ediyor. Yüzyıllardan beri Kahramanmaraşlılar Alevi'siyle, Sünni'siyle, Çerkez'iyle, Çeçen'iyle bir arada yaşadı. Anma etkinliği sonrasındaki olaylar Maraşlıların yaptığı olaylar değildir. Geçmişte talihsiz bir olay yaşamıştır. Bu olayı bu şehrin insanları da tasvip etmiyor. İsminin 'katliam' ifadesi ile anılması çok çirkin. Bizler 'katliam' ifadesini duymak istemiyoruz."
Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası (KMTSO) Başkanı Mehmet Balduk, her yıl temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp önlerine bırakılan 'Maraş katliamı' yakıştırmasını son derece çirkin ve anlamsız bulduğunu kaydediyor. Balduk, bir grup provokatörün gerçekleştirdiği eylemi bütün bir topluma mal etmenin doğru olmadığına dikkat çekiyor. Katliam' kelimesini kullanmanın Kahramanmaraşlılara yapılan büyük bir haksızlık olduğunun altını çizen Balduk, "Her toplumda acı bir olay yaşanmıştır. Geçmiş yıllardan bu yana kız alıp, kız veren, ortaklık yapan en ufak bir sorun olmadan yaşayan insanlar bir kışkırtma ve provokasyonla karşı karşıya getirilmeye çalışılmıştır. Günümüzde Alevi'siyle, Sünni'siyle omuz omuza iç içe en ufak bir sorun olamadan yaşayan insanlar özellikle son yıllarda kültürler arasındaki yakınlaşma, dayanışmaya dönüşmüş ve bir sorun kalmamıştır. " diyor.
Şehrin son yıllarda ekonomi alanında gerçekleştirdiği atılımlarla ülkenin lokomotifi olan illerden biri olduğunu hatırlatan Kahramanmaraş Lider İşadamları Derneği (KALİDA) Başkanı Osman Gemci, tepkisini şöyle dile getirdi: "Kurtuluş mücadelesinde kahramanlıklar sergileyen bu şehrin, şimdi de ekonomi alanında kahramanlıklar sergilemesi gurur verici bir olay. Adını bu gibi gayretlerle duyuran şehrimizin, 'katliam' ifadesi ile anılması bizleri oldukça rahatsız ediyor. Şehrimizde mezhep çatışması çıkarmak isteyenler 'katliam' kelimesi ile vatandaşlarımızı yine kışkırtmaya çalışıyor."
Kahramanmaraş'ta yaşananların provokatif ve dışarıdan tertiplenmiş tahriklerle oluştuğunu belirten AK Parti Kahramanmaraş Milletvekili Fatih Arıkan, 'katliam' ifadesine şiddetle karşı çıkıyor. Alevi Sünni meselesinin suni ve zorlama bir yapılanma olduğunu ifade eden Arıkan, olayları Kahramanmaraşlıların çıkarmadığını ısrarla anlatıyor: "Kahramanmaraşlı, vatanını ve milletini sever. Hep birlik ve beraberlik içerisinde de yaşamıştır. Bizim Alevi kardeşlerimizle ortaklıklarımız vardır. Gerçek manada Alevi Sünni sorunu yoktur. Bu tamamen suni, zorlama bir yapılanmadır. Aklı başında hiçbir Kahramanmaraşlı, böyle bir olayın içerisinde olmamıştır. Bu 'katliam' kelimesi kullanılması kabul edilemez bir ifadedir. Burada tamamen dışarıdan tahrik ve yönlendirme vardır. Zaten Ecevit'in çantasından çıkan notlarda da bu belirtilmiştir. Bunları hatırlatmakta fayda var."
'Katliam' ifadesinin Kahramanmaraş halkını töhmet altında bırakacak, yaralayacak çirkin bir ifade olduğunun altını çizen Kahramanmaraş Platformu Sözcüsü avukat Yusuf Bülbül, "Karanlık güçler tarafından tezgâhlanan ve hala da aydınlatılamamış bu olayları biz de telin ediyoruz, lanetliyoruz. Ancak 'katliam' olarak lanse edilmesini kabul etmiyoruz. Kahramanmaraş, bağrından şairler, yazarlar çıkaran naif insanların, şair insanların kentidir. Bu şekilde bir ibare ile Kahramanmaraş isminin basında yer alması üzücü. Ulusal basının da bu noktada gereken özeni göstermesini temenni ediyoruz." açıklamasını yapıyor.
"Şehrimizin 32 sene evvel dış mihrakların kışkırtmasıyla yaşanmış bir hadisenin iz düşümünde hak etmediği bir ifade ile anılmasından dolayı esef duyuyorum." şeklinde söze başlayan şair ve yazar İnci Okumuş, zihinlere yerleştirilmek istenen emeli kendine has üslubuyla özetliyor; "Sanayiden üretime, sanattan fikre dek küreselleşen ve sınırların kalktığı bir dünyada, maddi ve manevi zenginlikleriyle haklı onur ve gurura sahip olan şehrin 'Kahraman' ifadesinin önüne geçirilmeye çalışılan bu talihsiz ifadenin zihinlere yerleştirilmeye çalışılmasından son derece rahatsızım. Hadislerin anılmasında kullanılan kelimelerin, yaraların tazelenmesinden yana değil, onarılmasından yana kelimelerin varlığı ile mümkün olduğuna inanıyor ve bu kentin adının titizlikle seçilmiş kelimelerle anılmaya hakkı olduğunu düşünüyorum."