Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Gazeteciye de rehabilitasyon lazım

Bölgedeki gazeteciler, travmayı aktarmakla kalmıyor, yaşıyorlar da. Bu yüzden 'çözüm'e dair sözleri var...

15 Yıl Önce Güncellendi

2010-12-21 09:23:53

Gazeteciye de rehabilitasyon lazım

Tunceli, 25 yılı aşkın çatışma döneminin en sıcak noktalarından biri. Silahların konuştuğu bir coğrafyada gazeteci olmak, haberin ve gerçeğin izinde olmak… Basının Tunceli temsilcileriyle gazetecilerin mesleki sorunlarını, bölge gerçeklerini ve Radikal’in kampanyasını konuşuyoruz.

Çatışmanın yol açtığı yıkım ve travmalarla hatta kimi zaman çatışan taraflarla yoğrulmuş bir ‘acı-gerçeğinin’ ortasında, yer yer bu acıların bizzat mağduru olmuş gazeteciler. Bazıları hakkında, yaptıkları haberler yüzünden davalar açılmış, gözaltına alınmışlar. “İnsanız etkilenmemek mümkün değil, hem bölge halkının hem de bizlerin rehabilitasyona ihtiyacı var” diyorlar. Çoğunun sosyal güvencesi yok.Tüm bu sorunlar örgütlenmeyi kaçınılmaz kıldığında 2006’da Tunceli Gazeteciler Derneği’ni kurmuşlar. Yerel ve ulusal basından 20 üyeleri var. Derneğin başkanı Ercan Topaç, 2003’ten beri bölgede gazetecilik yapıyor.

'Şiddetin dili kırılmalı’

Topaç, baskı ve endişe ortamında otosansür mekanizmasının kendiliğinden gelişeceği gerçeğine dikkat çekiyor. “Bölgeyle ilgili çözüm önerileri tartışılırken buradaki gazeteci örgütlerinin görüşü mutlaka alınmalı. Çünkü bizler yaşadığımız yerin sorunlarına hâkimiz” diyor. Radikal’in ‘Savaşma Konuş’ kampanyasını, medyada uzun bir dönem hâkim olan şiddet dilinin kırılması için bir başlangıç olarak görüyor Topaç: “Gazeteci zaten öz itibariyle barışçıdır. Dünyanın hiçbir yerinde bir gazeteci, ‘savaş yanlısıyım’ demez. Ama gerilimli yıllar medyaya kimi zaman sorumsuz bir dil verdi. Bu kampanya sayesinde medya, o dilden biraz olsun arınabilir.”

Güvercin tedirginliği

49 yaşındaki Kemal Özer Tunceli doğumlu. Evrensel gazetesi ve Hayat TV muhabiri. Geçmişteki zorlukları, sade bir dille anlatıyor: “O dönem neredeyse illegal çalışıyorduk. Habere imza atamıyorduk. Sadece makinelerimiz değil, kafamız, gözümüz de kırılmıştır zaman zaman.” Özer’e göre işsizlik bölgedeki en önemli sorun. Eskiden hayvancılık, arıcılık, hatta tarım yapılan yerler bugün çorak. “Askeri harcamalar sanayiye yönelse pek çok şey farklı olur” diyor. Özer’e de Radikal’in ‘Savaşma Konuş’ kampanyasını soruyoruz: “Ölmekle öldürmekle bu işler bitmez, ama konuşarak pek çok şey halledilebilir. Kampanyayı takip ediyoruz, bölgemiz için çok güzel, çok anlamlı.”
Dicle Haber Ajansı muhabiri Ferhat Arslan 8 yıldır bölgede çalışıyor. Devlet kaynaklı haberlere ulaşmakta güçlük çektiklerini anlatıyor. Yaptığı haberler yüzünden hakkında açılmış davalar var. Hrant Dink’e gönderme yaparak, “Güvercin tedirginliğiyle yaşıyoruz” diyor. “Ben bölge insanı ve gazeteci olarak haberimi özgürce yapabilmeli, özgürce yaşayabilmeliyim.”

‘İstanbul’da olsa…’

Haydar Yavuzpak ise 55 yaşında bir emekli öğretmen. Son 10 yıldır İhlas Haber Ajansı’nın Tunceli temsilcisi… “Devlet de, vatandaş da kuruma değil, bize hesap soruyor. İstanbul’da olsa haberinizi yapar gider evde oturursunuz. Burada gece gelip sizi buluyorlar” diyor. Yavuzpak, eski bir eğitimci de olarak eğitimsizliğe ve gençlerin ‘geleceksizlik’ duygusuna dikkat çekiyor: “Gençlerde uçucu madde kullanımı arttı, geleceksizlik duygusu hâkim. Bir de Kürtün Kürtçe konuşmasından daha doğal bir şey olabilir mi? Radikal’in kampanyası çok olumlu. Burada yaşananlar batıya aktarılmalı. Ancak bir de batıdakilerle konuşmalı, onlar ne düşünüyor acaba?”
Ali Haydar Gözlü 32 yaşında, Cihan Haber Ajansı muhabiri, 9 yıldır bölgede. Toplum savaştan, onlar savaş haberleri yapmaktan yorgun. “Yaptığımız haberlerin çoğu maalesef çatışma haberleri. İşin bir de psikolojik boyutu var. Mesela, bir yerden geçiyoruz, dönüşte bakıyoruz ki mayın patlamış. Bu olağanüstü durumlar bizler için sıradan şeyler artık.”

DOSYA: RADİKAL

SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara