Dolar

34,8800

Euro

36,8224

Altın

3.049,96

Bist

10.104,20

"Medya İslamofobiyi körüklüyor, İslamofobi birlikte yaşamı, uyumu zorlaştırıyor"

Yapılan araştırmalar Avrupa ülkeleri arasında İslamofobi'nin en yaygın olduğu ülkenin Almanya olduğunu ortaya koyuyor. Diğer araştırmalara

15 Yıl Önce Güncellendi

2010-12-20 11:39:00

Yapılan araştırmalar Avrupa ülkeleri arasında İslamofobi'nin en yaygın olduğu ülkenin Almanya olduğunu ortaya koyuyor. Diğer araştırmalara göre ise bunun en büyük nedeni medyanın sorumsuz yayınları. Sivil toplum kuruluşları (STK) Almanya'da İslamofobiye yüzde 80 oranında medyanın yol açtığının, bunun ise birlikte yaşamı ve uyumu zorlaştırdığının altını çiziyor.

İslamofobi'nin gün geçtikçe arttığı Avrupa ülkeleri arasında yapılan araştırmalar İslam korkusu ve Müslüman düşmanlığının en fazla Almanya'da yaygın olduğunu ortaya koyuyor. Münster Üniversitesi'nin yaptığı "Din ve politika" adlı araştırmaya göre Avrupa'da en çok Almanlar İslam korkusu taşıyor, İslama önyargılı bakıyor. Buna göre Almanların sadece yüzde 5'i İslam'ı toleranslı bir din olarak görüyor. Hollanda, Danimarka ve Fransa'da bu oran ise yüzde 20. Diğer yandan Jena Üniversitesi'nin yaptğı araştırmaya göre Almanya'da medya İslamofobi'yi körüklüyor. Prof. Dr. Wolfgang Frindte'nin yönettiği araştırmaya göre Alman televizyon kanallarının hazırladığı terör haberleri halkın İslam ve Müslüman korkusunu arttırıyor. Almanya'daki sivil toplum kuruluşları ve göçmen politikacılar da Alman toplumundaki İslamofobi'ye yüzde 80 oranında medyanın yol açtığını belirterek bunun birlikte tehdit ettiğini, dışlama ve ayrımcılıklara yol açarak uyumu engellediğini vurguluyor.

"DER SPİEGEL SOL GÖSTERİP SAĞ VURUYOR"

Aynı zamanda Batı Avrupa Devlet Televizyonu WDR'in Yayın Denetim Kurulu (Rundfunkrat) Üyesi olan, Kuzey Ren Vestfalya (KRV) Uyum Meclisi (LAGA) Başkanı Tayfun Keltek, Cihan Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada, "Almanya'daki İslamofobi'nin sorumlusu yüzde 80 oranında medyadır." dedi. Medyanın yaptığı yanlışlara dikkat çeken Keltek, şunları söyledi: "Özellikle Der Spiegel dergisi Almanya'da seviyeli geçinip önemli yanlışlar yapıyor. Yani sol gösterip sağ vuruyor. İslam ülkelerinden gelmiş olanlar, teröristle ayırım yapmadan aynı kefeye konuluyor. Oysa Müslümanlar arasında büyük farklılıklar var. Ama bunları hiç dikkate almadan bütün olarak yargılanıyor. Medyada, 'İslami terör' kavramı sık sık kullanılarak bununla herkes aynı kefeye konulmuş oluyor. İslami terör diye yayınlar yapılması Almanya'nın geleceğine yapılabilecek en büyük fenalıklardan biridir. Medyada sorumsuzca, konuyu bilmeden, farklılıkları görmezden gelerek yapılan yayınlar şu andaki ortamı, İslamofobi'yi oluşturuyor. Bu yayınlardan dolayı insanların yüzde 80'i teröristle normal Müslüman arasındaki farkı anlayamıyor. Çünkü yayınlar o tarzda yapılıyor. İstenen konuda çok hassas yayınlar yapılabiliyor. Euro'ya geçilmesi konusunda çok hassas yayınlar yapıldı mesela." Keltek ayrıca, İslamofobi, İslam korkusunun Almanların Müslümanlara mesafe koymasına, bu dışlamanın Müslümanları gettolaşmaya ittiğini, bunun da uyumu engellediğini kaydetti.

"MEDYA İNSANLARA KORKU SALIYOR"

Köln Büyükşehir Belediye Meclisi'nin SPD'li üyesi Gonca Mucuk Edis de medyanın, teröristlerle, barış içinde yaşayan çoğunluk Müslümanları ayırt etmeden aynı kefeye koyduğunu, bu şekilde Almanya'da İslamofobi'nin artmasına neden olduğunu kaydetti. Mucuk Edis, "Sürekli İslamlaşma (Islamisierung) gibi kelimeleri kullanarak İnsanlarda korku salıyorlar. İslamı burkalı kadınla tasvir ediyorlar. Sanki Almanya'da burka giyen çok kadın var. Bu yayınlardan sonra İslamofobi'nin yüksek çıkması şaşırtıcı değil, medya bunu körüklüyor. Medya maalesef duyarlı ve sorumluluk duygusuyla hareket etmiyor." dedi.

İslam Toplumu Milli Görüş (IGMG) Genel Sekreteri Oğuz Üçüncü ise, 'Düşünce ve tasavvur dünyasını şekillendirici işlevini hesaba kattığımızda, medyanın Almanya'da yaşayan Müslümanlarla ilgili ürettiği yayınlarla neyi gerçekleştirdiğini görmekteyiz. Diğer alanlarda olduğu gibi bu alanda da medya, algıları ve bakış açılarını şekillendirmekte, muhatap kitlenin sorgulama potansiyeline göre onun düşünce dünyasını biçimlendirmektedir. Özelde Almanya'daki Müslümanlar, genelde İslam dünyasındaki gelişmeler hakkında yapılan 'tehdit' eksenli yayınların, Müslümanlar ve İslam dünyası hakkındaki ötekileştirici tarihsel şuuraltıyla örtüşmesi neticesinde olumsuz ve düşmanca yaklaşımlar gün yüzüne çıkmaktadır. Bu durumun bireysel düzlemdeki etkisi, önyargıların kemikleşmesi ve düşmanlığa doğru evrilmesidir. İslamofobi, bu kaygı verici gelişmenin son yıllardaki bir tezahürü olarak hayat bulmaktadır." ifadelerini kullandı.

"ALMANYA'DA MÜSLÜMANLARI KABULLENME SORUNU VAR"

Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi (KRM) dönem sözcüsü Erol Pürlü de "Almanya'da maalesef pozitif entegrasyondan bahsetme yerine sürekli azınlıkta olan ve entegrasyon problemi olanlar hakkında konuşuluyor. Almanya'da entegrasyon sorunundan daha ziyade Müslümanları kabullenme sorunu var." diye konuştu.

DİTİB Basın Müdürlüğü ise, Alman medyasındaki çeşitliliğe dikkat çekerek, "Bilinçli olarak dini, kültürel, etnik ve sosyal kökene göre bir dışlamayı, ayrımcIlığı ve olumsuz göstermesi hedef alan ve bunda bir beis görmeyen medya faaliyetleri olduğu gibi, herhaNgi bir kasıt olmamaksızın sunulan haberler ve konuların ele alınış tarzı itibariyle genel okuyucu ve kamuoyu zihninde bir şüphe ve terEddüt tablosu oluşturan yayınlar gündeme gelmektedir. Sayıları az da olsa beNzer korku ve önyargıları aşmaya ağırlık veren medya çalışmalarına da rastlanmaktadır. Yanlış yayınlar toplumun ötekileştirme algısını perçinlemektedir. İslamofobi kadar, sonuçlarının da iyi değerlendirilmesi gerekir." açıkalmasını yaptı.

ALMAN MEDYASI BÜTÜN MÜSLÜMANLARI TÖHMET ALTINDA BIRAKIYOR

Alman medyasının dikkatleri başka bir yöne çektiğini belirten Kamen Belediye Encümeni Çetin Bahçekapılı, "Yabancılar üzerinde politika yapıyorlar. Türkleri zan altında bırakarak üzerlerinde oyun oynuyorlar. Almanlar, Müslümanların hepsini aynı görüyorlar. Alman medyası Türklerin ileride söz sahibi olacağını bunun önünü kesmek için her yola başvuruyor." görüşünü savundu. "Alman medyası normal yaşantılarını sürdüren sadece ekmeğini kazanan Müslümanlarla uğraşacağına gerçek teröristlerle uğraşsın." diyen Bahçekapılı, Müslümanların teröristlerle aynı kefeye koymalarına bir anlam veremediklerini dile getirdi.

İSLAMFOBİ' Yİ MEDYA VE SİYASETÇİLER GÜNDEMDE TUTUYOR

50 yıldır Almanya'da yaşayan Mimar Ersin Uğursal ise, "Toplumda insanların kafasında hiç korku yok diyemeyiz. Fakat bir çok siyasetçi isminin medyada çıkması için bu konuyu gündeme getirerek kendisi medyada gündem oluyor. Siyasetçiler insanları birleştirici mesajlar vermeliler. Siyasetçilerin İslamfobi korkusunu medyada iyi kullanarak halk arasında bir korku oluşturmaya çalışıyorlar." dedi.

Schwaebisch Gmünd DİTİB Şehitler Merkez Camii başkanı İsmail Öztürk, halk arasında bu tür konuların gündeme gelmediğini belirterek, "İslamfobi konusunu medya gündemde tutarak hep kamuoyuna bir korku mesajı veriyor. Bu da uyum çalışmalarına zarar verir. Herkes sorumluluklarını bilmeli. Siyasetçiler ile birebir görüşmelerde ılımlı olduklarını görüyoruz. Fakat medya karşısına geçtiklerinde farklı tutum içine girip korku siyasetine soyunuyorlar." ifadelerini kullandı.

MEDYANIN ÖNYARGILI HABERLERİNE TEPKİ

Recklinghausen Uyum Meclisi Başkanı Ensar Kurt, son aylarda Alman medyasında yer alan haberlerin, yabancılar ve bilhassa İslam karşıtlığını körüklediğini söyledi. Kurt, "Biz uyum meclisi olarak senelerce Alman toplumu içinde barış ve huzur içerisinde yaşadığımıza inanıyoruz.Yapılan bu tek taraflı haberlerin uyum ve entegrasyona bir katkı sağlamayıp, insanların kafasını karıştırmak ve toplumda kin ve nefret uyandırmaktan ileri gitmeyeceğini düşünüyoruz." dedi.

Haber Ara