Prof. Dr. Nihat İnanç, üniversite öğrencilerinin yapmış olduğu eylemler ile ilgili olarak açıklamalarda bulundu. Üniversitelerde ters bir durum olduğu zaman yönetimin bu konuda ilk hesap verecek taraf olduğunu dile getiren Rektör İnanç, yönetime hesap soranların yönetimin aldığı tedbirlere de saygı duymak zorunda olduğunu söyledi.
Temelde üniversitelere polis ve asker doldurulmasından yana olmadığını ifade eden Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat İnanç, "Bir risk olduğunda bu provokasyonları önlemek adına ne yapılması gerekiyorsa o da yapılır. Dolayısıyla süreci doğru okumak gerekiyor. Süreci baştan aşağı analiz ettiğinizde öğrencilerin taleplerinden kimse bir şey anlamadı. Hiçbir eylemden bir şey anlamadık. Keşke bizim de kendilerine destek verebileceğimiz problemler gündeme getirilmiş olsalardı." diye konuştu.
Öğrencilerin, sosyal devlet olarak kendilerine sağlanması gereken imkanları gündeme getirmeleri gerektiğini söyleyen İnanç konuşmasına şöyle devam etti: "Öğrenciler ellerinde belli dövizler, 'üniversiteler bizimdir' diyorlar. Üniversiteler niye onların olsun. Üniversiteler bütün memleketindir, yalnızca öğrencinin değil. O zaman doktorlar da 'hastaneler bizimdir' desin. Herkes kendi bulunduğu yeri kendisinin olarak tanımlarsa bize bir yer kalmaz. Onun için taleplerimizi makul ve kabul edilebilir düzeyde sunacağız. Her cepheden baktığınızda da böyledir. Kimi zaman makul talepler gündeme geliyor ama bugünün şartlarında bu yerine getirilemeyen talep olabilir. Yani taleplerimiz hem makul ham de olabilir olmalıdır."
Polisin üniversitelerde kolluk kuvveti olarak dolaşmasının doğru olmadığını söyleyen Prof. Dr. Nihat İnanç, kimsenin canını yanmadan tedbir alınmasının da mantıklı bir karar olduğunu ifade etti. İnsanın olduğu yerde risk olduğunu kaydeden Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat İnanç; "Üniversitede bir olay olduğu zaman herkes rektör, yönetim ve güvenliğin nerede olduğunu soruyor. Bizim canımız yanmadan bazı tedbirlerin elbette alınması lazım. Yoksa polis de işini gücünü bırakıp üniversitede gezmez. Bunlar arz talep meselesi. İnsanın olduğu yerde risk her zaman vardır. Dolayısıyla çarşıda, pazarda olduğu gibi üniversitede de aynı provokasyonlar her zaman olabilir. Yönetim cephesinden baktığımız zaman biz bunu kendi güvenlik birimlerimizle tedbirimizi alıyoruz. Bugüne kadar ihtiyaç duymadık ama ilerleyen zamanlarda bizim öğrencimizin hayati tehlikesi söz konusu olacak güvenlik zafiyeti olursa hiç sıkılmadan polisi de üniversiteye getiririz. Çünkü bize teslim edilen öğrencinin, memurun hayatında da sorumluyuz. Böyle bir şey yokken, sırf öğrencinin baskı oluşturmak, psikolojik bir etki oluşturmak için polis getirmeyi hiçbir zaman tevessül etmedik" şeklinde konuştu.
