Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Başbakan Erdoğan: Akla karanın belirgin bir hal aldığı süreçten geçiyoruz (2)

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, amaçlarının bölgenin oylarını toplamak olmadığını, hedeflerinin bölgenin dertlerine derman olmak olduğunu k

15 Yıl Önce Güncellendi

2010-12-19 13:50:00

Başbakan Erdoğan: Akla karanın belirgin bir hal aldığı süreçten geçiyoruz (2)
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, amaçlarının bölgenin oylarını toplamak olmadığını, hedeflerinin bölgenin dertlerine derman olmak olduğunu kaydetti.

Bitlis Belediyesi'nde sivil toplum kuruluşları ile bir araya gelen Başbakan Erdoğan, inkarın Türkiye'yi hiçbir yere taşımayacağına dikkat çekti. Erdoğan, "İnkar, kardeşliğimizi pekiştirmez, bölgenin dertlerine derman üretmez, bölgenin sorunlarını çözmez. Biz yola çıktığımızdan itibaren kalbimizi açtık, gözümüzü, kulağımızı açtık ve bölgedeki vatandaşımın sesine kulak verdik. Allah'ın izniyle biz bu sorunu çözmek için kollarımızı sıvadık. Bir olacağız, beraber olacağız ve diri olacağız. Bakın sizlere buradan, Bitlis'te yetişmiş, edebiyatta ve sanatta eserler vermiş devlet adamlığı yapmış Şükrü Bitlisi'nin bir ifadesini kullanmak istiyorum ve altını çizerek ifade ediyorum; 1500'lü yıllarda kaleme aldığı bu ifade çok ilginç, iki dize; "Türk ile Türk, Kürt ile Kürdüm, evde koyun yabanda kurdum." Bu dizeler bundan 500 yıl önce yazılmış. 500 yıl önce Şükrü Bitlisi Türk ile Kürdün birbirine kardeş olduğunu, birbirine kaynaştığını, bütünleştiğini, yabana karşı, düşmana karşı Türk ve Kürdün beraber olduğunu anlatıyor. Biz bu coğrafyada 50 yıl, 100 yıl önce tanışmış insanlar değiliz, biz bu coğrafyada zoraki birliktelik kurmuş halklar değiliz. Biz bu coğrafyada bin yıldır varız, bin yıldır biriz ve bin yıldır beraberiz. Biz etle tırnağız. Biz birbirimizin akrabası değil biz birbirimizin kardeşiyiz. Bu birlikteliği bozmaya hiç kimsenin gücü yetmez. Bu kardeşliğin içine fitne sokmaya hiç kimsenin gücü yetmez. İşte onun için gündelik politikalara da gündelik çözümlere de takılıp kalmayacağız. Bakınız son derece ibret verici bir süreçten geçiyoruz. Ak ile karanın çok daha belirgin bir hal aldığı bir süreçten geçiyoruz. Biz, Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'ni başlatırken, bunu kardeşliğimiz adına başlattık, birliğimiz adına başlattık, huzurumuz adına başlattık. Artık Türkiye'nin ne doğusuna ne batısına. Değerli kardeşlerim, annelerin o hıçkırıklı sesleri duyulmasın diye oralara seslendik, gençler vurulup yere cansız düşmesin dedik." şeklinde konuştu.

Hz. Hüseyin (ra)'in, kendisini müslüman olduğunu iddia edenler tarafından şehit edildiğine dikkatleri çeken Erdoğan, şöyle devam etti: "İşte burası çok manidar. Bizim önümüzde Kerbela gibi bir örnek, bir acı olay varken, hala ne diye canlara kırılıyor. Gençlerin ölümünü ne ile izah edeceksiniz. Bu gençlerimizi şehit edenleri çekin bir kenara, bu zihniyeti çekin bir kenara, sorun kendilerine, onlar da sizin yanınızda, bizim yanımızda aynı bu ifadeleri kullanacaklardır; 'Biz müslümanız.' Peki nasıl bu cana kıydın, nasıl şehit ettin, işte burası manidar. Bu bölücü terör örgütüne karşı bizlerin bir ve beraber olması şart. Çünkü bizim medeniyetimizde teröre yer yok. Bizim medeniyetimizin içinde sevgiye yer var, kardeşliğe yer var, barışa yer var. Biz bunu halletmek zorundayız. Acılı anne ve babalara soruyorum, bu böyle devam edebilir mi? Gençlerin ölümüne seyirci kalınabilir mi? Verilen cevap 'kalınamaz.' Ama bakıyorsun, birileri seyirci kalmak istiyor. Birileri bu acılardan siyasi rant üretmek istiyor. Birileri çıkıyor Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'ne karşı geliyor. Adeta ay yıldızlı tabutlar içinde şehitler gelmeye devam etsin diyor. Oradan rant elde edecek. Bir başkası çıkıyor, o da milli birlik ve kardeşlik sürecine karşı çıkıyor, o da istismar zemini kurumasın istiyor, devam etsin istiyor. Bu oyunu görmek ve bozmak zorundayız. Kirli siyaset artık daha fazla kazanmasın, pravokatörler kazanmasın,tahrikçiler kazanmasın, benim ülkemde gençlerin ölümünden silah tüccarları kazanmasın. Benim doğu ve güneydoğulu kardeşimi artık birileri daha fazla istismar etmesin. Bu mesele devletin meselesi değil, bu mesele sadece devlet eliyle çözülecek bir mesele değil. Bu mesele bizim sizin ve bizim ortak meselemizdir. Birlikte çözmek zorundayız." dedi.

Haber Ara