Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Enver Paşa: ‘Askerlik kısaltılsın!’

İçtihat dergisi sahibi Abdullah Cevdet’in 1914 yılında Harbiye Nazırı Enver Paşa’yla Osmanlı ordusu, askerlik süresinin kısaltılması, bedelli askerlik ve ordu elibası üzerine yaptığı çarpıcı mülakat…

15 Yıl Önce Güncellendi

2010-12-17 14:31:53

Enver Paşa: ‘Askerlik kısaltılsın!’

TIMETURK / HABER MERKEZİ

İçtihat dergisi sahibi Abdullah Cevdet’in Harbiye Nazır Enver Paşa ile yaptığı mülakat, 24 Nisan 1914 yılında neşredildi. Derginin 103 sayısında yayımlanan bu mülakat, Türkiye’nin 100 yıldır hâlâ askerlik konusunu tartıştığını gösteriyor. Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları arasından geçtiğimiz ay çıkan “Osmanlı’dan Milli Mücadele’ye Seçilmiş Mülakatlar” adlı kitaptan alıntıladığımız mülakatı timeturk.com ziyaretçilerinin istifadesine sunuyoruz.

S- Askerlik görevinin iki yıla indirilmesindeki yararlar nelerdir?

C-
Ordudaki bir adam memleketindeki işlerini yüzüstü bırakmıştır. Ülke ekonomisi bundan zarar görmektedir. Askerlik süresinin iki yıla inmesiyle her yıl silah altına alınacak asker sayısı artacak, böylece eğitim gören erler kısa sürede çoğalacaktır. Öyleyse askerlik süresini daha kısaltalım diyebilirsiniz. Fakat bir eri yetiştirmek için iki yıl asgari süredir. Yeni gelen erler daima acemidir. İkinci yılda bulunanlar diğerlerini eğitirler. Askerlik süresi gerçekte 20 aya kadar iniyor. Çünkü siyasi durum izin verirse askerlere iki yıl içinde iki ay izin verilecektir. Bu şekilde evlerindeki işlerinden mahrum kalmayacaklar. Yine düşünüyoruz, siyasi durum elverirse biraz daha önce terhis edelim diyoruz. Ta ki askerlik halk için bir yük olmasın, ülkenin ekonomik faaliyetlerinde büyük bir gedik açmasın.

ORDU ELİFBASI

S- Askerlik süresinin iki yıla indirilmesi ile halkımızın bilimsel ve bedensel eğitim düzeyi arasındaki ilişki ne şekilde göz önüne alınmıştır? Böyle bir durumdan çıkan askerler iki yılda yeterli askeri eğitim kazanabilir mi?

C-
Deneyimlere göre er iyi çalıştırılırsa iki yıl yeterlidir. Askerlik pratiğe dayanır. Bununla beraber bilimsel eğitim bakımından da harfler sorununu düşündük. Ordu elifbası(1) sayesinde hiç okuma yazma bilmeyen bir köyle erin, on beş günde okuryazar olması imkânı sağlandı. Askeri nizamname ve talimnameler, askeri haberleşmeler bu harflerle yazıldığından kısa sürede bilimsel eğitim verilebilecek, hatta ümit ederim ki ordu halkın okulu olacak ve okullar kadar hizmet edecektir. Ordu yalnız savaş durumunda silahıyla değil, şu anki durumda ülke eğitimine ve ekonomisine katkı yapacaktır.

Fransızlar barıştaki kuvvetlerini Almanların kuvvetine göre tutmak zorundadırlar. Bu gereklilik için kura yoluyla alınan erlerin iki yıllığı yeterli değildir. Bu nedenle Fransa askerlik süresini üç yıla çıkararak bu ihtiyacını karşılayabilmiştir. Almanya askerlik süresini iki yıl olarak koruyor. Çünkü kura kaynağı ordusu için yeterli askeri sağlıyor. Her yıl kurayla seçilen Alman askerinin sayısı şu anda silah altında bulundurmak zorunda olduğu miktarı dolduruyor.

S- Libya’nın Bingazi şehrinde bulunduğunuz zaman da okuma-yazma bilmeyen Araplardan asker yapmak konusundaki deneyimleriniz askerlik süresinin kısaltılmamsı kararınız ne şekilde etkilemiştir?
C- Oraya özgü bir askerlik yönetimi yaratmak zorundaydık. Bununla beraber oradaki deneyimlerin de okuma yazma bilmeyen erlerin kısa sürede ve pratik bir şekilde askeri eğitim alabileceklerini göstermiştir.

S-Tabur okullarınızdaki deneyimleriniz ne sonuç verdi?

C-
Tabur okullarındaki deneyimler memnunluk vericidir. Çalışınca dinsel, tarımsal ve sağlık bilgileri pekâlâ öğretiliyor. Asker, tarımı tamamen pratik olarak görüyor. Birlikler için de tarımsal ve ekonomik yarar sağlıyor. Yeni ve modern yöntemlerle tarımda öncülük etmeyi de öğrenmiş oluyorlar.

S- Askeri eğitim verecek kadronun sayısı ve durumu ne merkezdedir? İki yılda asker yetiştirmek için gerekli eğitici kadronun sayı ve katkısının daha çok olması gerekmez mi?

C- Üç yıl ne emek sarf edilecekse, iki yılda da biraz daha çok çalışarak pekâlâ er yetiştirilebilir.

S- Alman subayları ile subaylarımız ve erler arasındaki ilişkiler ne durumdadır. Alman subayları, Almanca bilmeyen subaylarımız ve askerle nasıl anlaşıyorlar?

C- Alman subayları yavaş yavaş Türkçe öğreniyorlar. Öğrenmemiş olanlar Türk yaverleri aracılığıyla isteklerini anlatıyorlar.

S- Ek ödenek isteyecek misiniz? Ne kadar isteyeceksiniz, yarım milyon tasarrufu nasıl yapacaksınız?

C- Ek ödenek isteyeceğiz. Birçok şey kaybederek çıktığımız bir savaştan sonra ek ödenek istememiz zorunludur. Fakat bunda da öncelikle düşüneceğimiz silah ve cephanenin tamamlanmasıdır. Diğer konularda da tasarrufa çok fazla özen göstereceğiz. Yarım milyon tasarrufu ise ordunun barıştaki mevcudunu olabildiğince azaltarak, yani teşkilatımız gereğince  az subay kadrosuyla çok er idare ederek, birçok gereksiz komuta mevkilerini kaldırarak gereksiz harcamalar yapmasızın gerçekleştireceğiz. Örneğin daha önce yalnız Harbiye Nezari’nde sekiz feri (mirliva rütbesi üzerinde paşa) vardı. Bugün onların görevlerini daha dinamik bir şekilde binbaşılar yapıyor. Gerçi emekli edilenler de maaş alıyorlar ama aldıkları maaş muvazzafken aldıklarının yarısı kadardır. Bu feriklerin yerine genellikle binbaşılar, bazen de yarbay ve albay konmuştur. Genel itibariyle ordu kadrosu subay sayısı bakımından artırılmamıştır.

“GENÇLİK EĞİTİMİ” NİZAMNAMESİ

S- Tüm okulların askeri eğitime katkılarını sağlamak için Maarif Nezareti’ne ne gibi önerilerde bulunacaksınız? Bu konuda Maarif Meclisi’nde askeri eğitim ve öğretimde uzman kişilerden üyeler bulunmasını isteyecek misiniz?

C-
“Gençlik Eğitim” adıyla bir nizamname yaptık, Şûra-yı Devlet inceliyor. Bu nizamname çıktıktan sonra bütün maarif okullarına öğrenciyi askerlikçe yetiştirmek için darülmuallimlerden başlayarak her okula gereği kadar subay, küçük rütbeli subay (küçük zabit; günümüzde astsubay) silah ve cephane vereceğiz. Ta ki, buradan yetişecek öğretmenler gittikleri yerde aynı şekilde eğitim verebilsinler. Maarif Nezareti’nin Maarif Meclisi’nde asker üye bulundurmaya gerek yok. Çünkü Maarif Nezareti’yle sürekli temastayız.

S- Askerlik hizmeti için kışlalarda toplanan erlere okuma yazma ve hesaptan başka öğretecek misiniz, özellikle uygulamalı ilkyardım bilgisi verdirmeyecek misiniz?

C- Daha önce söylediğim gibi tarım ve sağlık eğitimleri de veriliyor. Ordular zayıf olarak gelen köylü erler için sanatoryum halini alacak. Oraya çükür olarak gelenler köylerine sağlam olarak dönecekler, eskisi gibi sönüp gitmeyeceklerdir. Vücutlarını yıprandırmayacağız. Sağlık bilgilerini hem teorik hem uygulamalı olarak öğreteceğiz. Kışlalarından birini ziyaret ederseniz, bu konuda emin olabilirsiniz.

S- Yabancı orduların ölümleri miktarı ve oranıyla, bizim ordumuzdaki ölümlerin çokluğunun nedenleri hakkında incele yaptırıyor musunuz? Yaptırdıysanız sonuç ne olmuştur?

C-
Şimdiye kadar resmi istatistikler yoktu. Şimdiki mevcut istatistikler doğal halimizde olmadığımızdan bu konudaki gerçek durumumuzu yansıtmakz. Çünkü orduya katılmış ve esaretten dönmüş erler pek zayıf ve hastalıklı durumdadır. Yunanistan’da yalnız bir yerde bulunan 28.000 esirimizden ancak 10.000’i hayatta kalmış ve dönebilmiştir. Bu kadar kötü koşullarda yaşayıp dönebilen erler pek zayıf düşmüş olup, her türlü hastalığa açık durumdadır. Bununla beraber savaşın sona ermesinden sonra aldığımız istatistik raporları gerek hastalık, gerekse ölümlerin gittikçe azaldığını göstermektedir. Örneğin bu ay içinde Edirne’de bir tümenin erlerinden 10 kişi hastanededir. Oysa bir ay önce aynı tümenden bir ay içinde 128 kişi ölmüştür. Demek ki bugün 20 Nisan olduğuna göre 20 gün içinde hiçbir ölüm olmamıştır.

BEDELLİ ASKERLİK

S- Bedelli askerlik konusunda görüşünüz nedir? Küçük rütbeli subay okulu açılmıştı. Bu okullardan ordu merkezlerinde de açma fikriniz yok mu? Bundan ne kadar yarar sağlandı? Orduda yapılmasını düşündüğünüzü ve şimdiden söyleyebileceğiniz ıslahat var mı, varsa nelerdir?

C- Bütün vatan bireylerinin askeri eğitim görmesi esas kabul edilmiş, kura işlemi sadeleştirildiğinden bedelli askerlik başka bir şekle sokulmuştur. Küçük rütbeli subay okullarının yararı var. Yalnız onların maaşı 12 yıllık bir süre için aylı sadece 200 kuruştu. Şimdi her beş yılda bir maaşına 100 kuruş zam yapmak, böylece 600 kuruşa kadar, yani bir teğmen maaşına çıkarmak için bir yasa yapıyoruz. Küçük rütbeli subay ne kadar maaş alırken ayrılırsa, kendisine bürokraside aynı maaşla memuriyet bulmak için Harbiye Nezareti ve diğer nezaretler gözetiminde öneride bulunacağız. Bunlarından Yemen, Asir, Hicaz gibi kura erleri mahallerinden alınmayan yerlerdeki birliklere, yalnız orada bulunduğu sürece subay olmak ve döndüğünde yine küçük rütbeli subay kadrosuna atanmak üzere gitmek isteyen küçük rütbeli subayları, subay yaparak göndereceğiz.

(1)- Enver Paşa’nın girişimiyle orduda kullanılmak üzere harflerin birleştirilmeden ayrı yazılması esasına dayanan bir alfabe geliştirilmiş, bu yazı biçim kendi döneminde “huruf-ı munfasıla” olarak ifade edilmiştir.
 

Haber Ara