Diyarbakır'da devam eden TÜRKONFED Girişim ve İş Dünyası zirvesinde konuşan Bakan Yılmaz, Türkiye'nin demokratik bir istikrarı yakaladığını söyledi. Yılmaz, "Halkımız bunu referandumda, değişim iradesini ortaya koydu. Statükonun devam etmemesi gerektiğini ortaya koydu. Bize düşen bu iradeye sahip çıkmaktır." dedi. Diyarbakır'da böyle bir toplantının düzenlemesinin son derece önemli bulduğunu anlatan Cevdet Yılmaz, "Bir yer bütün girişimcilere açık olmalı. Bu yöreleri biz yük olarak görmemeliyiz. Buralar bir yük değil. Hep sorun kavramı ile yan yana görülmesi gereken yerler değildir. Buralar potansiyeli harekete geçirilmemiş muazzam bir bölge. İlk üniversitelerin olduğu, birçok değerin üretildiği Mezopotamya. Burası neden o tarihteki önemine geri dönmesin. Bu elimizde. Bunu tekrar söylüyorum bir yük olarak değil,. Bir varlık olarak ülkemize katkılarda bulunacak yöreler olarak bakmak gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de Doğu, Günedoğu ve Doğu Karadeniz bölgelerinin gelişmişliğin altında olduğuna dikkat çeken Yılmaz, bunun ortadan kalkması için son dönemlerde çalışmalar yaptıklarını belirtti. Yılmaz şöyle devam etti: "Son dönemlerde bunun için önemli çalışmalar yürütüyoruz. Geçmişe baktığımızda birçok sorun yaşandı. Bundan önemlisi geleceği doğru bakış, hep geçmişe takılırsak geleceği inşa edemeyiz. Bunu yapmazsak sürekli sızlanan şikayet eden insanlar oluruz. Önemli olan yaşanmış yaşanmıştır iyi analiz etmek gerekiyor ama bunları çocuklarımızın geleceği için yapmamız yazım. Türkiye'de bölgeler arasındaki gelişmişlik farkının dozaj olarak daha da yüksek olduğunu söyleyebiliriz. 2023 yılında dünyanın10 büyük ekonomisi olma yolunda. GAP uzun zamandır Türkiye'nin gündemindeydi. 2005 yılında GAP Eylem Planı'ndan sonra büyük bir ivme kazandı. Bugün ödenek bulma değil bunları nasıl harcama sıkıntısı yaşanıyor. Ödenekler arzu ettiğimiz düzeyde kullanılamıyor. Var olanı neden yüzde 100 kullanamıyoruz diyebiliriz."
"DOĞU VE GÜNEYDOĞU'DAKİ TURİZM POTANSİYELİNİ GÖRMEMEK KÖRLÜKTÜR"
Doğu ve Güneydoğu'daki turizm potansiyelini görmemek için kör olmak gerektiğini anlatan Bakan Yılmaz, Diyarbakır'ın bu açıdan muazzam bir potansiyele sahip olduğunu dile getirdi. Yılmaz, "Uzun yıllar çok anormal bir durumda yaşamışız. Komşularla iyi ilişkiler kurmaktan daha iyi şey olabilir mi? Amerika ticaretini Meksika ve Kanada ile yapıyor. Peki biz niye komşularımızdan bu kadar korkmuşuz. Yunanistan, Bulgaristan'la niye ilişkilerimiz iyi olmasın. Niye bürokrasi engeller koyalım. Doğu ve Güneydoğu'nun gelişmesi bu komşuluk politikası için oldukça önemli. Devlet merkezli değim insan merkezli bir anayasa istiyoruz. Kalkınmasın temel unsuru bu, geçmişte çok tartışmalar yaşandığını biliyoruz. Bugün ki dünyada kalkınma demokrasiden yoksun olamaz. Temel ve hak hürriyetler olmadığı ülkede teknoloji de gelişse kişi başına gelir artsa da bir anlamı olmaz. Kalkınma insanın bulunduğu durumdan başka bir duruma geçmiş, kendini daha iyi ifade etmesidir. Kalkınmanın özünde demokrasi vardır. Demokrasi fikir özgürlüğüyle bilginin gelişmesi açısından önemli. Bireyin ön plana çıktığı günümüzde fikir hürriyeti olmadan kalkınma olmaz. Fikir hürriyeti olmayan yerde sosyal sorunlara çözüm üretebilir miyiz. Bugün ki dünya ve ülke şartlarında herkesin uzlaşması lazım.Gerçek demokratik ortam için şiddet dilini reddetmeliyiz." diye konuştu.
Bugün şiddetin ne bölgeye ne de Türkiye'ye hiçbir şekilde yararı olmadığını vurgulayan Yılmaz, "Türkiye homojen değil, değişik inanç grupları var. Genelde olduğu gibi bölgeler arasında da var. Mardin'e dokunun farklılıkları görün. Farklılık üstünlük-aşağılık halinde tanımlanırsa adalet ve zulüm üretilir. Farklılık, farklılıktır. Farklılık kavramını tartışırken ortaklık ve aynilik kavramını da tartışmamız gerekiyor. Eş zamanlı olarak ayrığı benzerliği de vurgulamamız gerekiyor. Türkiye'de o kadar çok ortaklığımız ve benzerliklerimiz var ki. Bunu yaptığımız zaman gerçek anlamda demokratik ortam ve demokratik istikrar elde etmiş oluruz." ifadelerini kullandı.