Kılıçdaroğlu, İstanbul'a hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilerin gündemdeki konulara ilişkin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, ''Kayseri ile ilgili bazı iddialar ortaya attınız. Dün İçişleri Bakanı'nın açıklaması oldu. 'Genel Başkan zaten kurguyla geldi' gibi bir ifadesi de var. Hem İçişleri Bakanı'nın bu açıklaması hem Kayseri ile ilgili neler söyleyeceksiniz?'' sorusuna Kılıçdaroğlu, şu karşılığı verdi:
''Sayın İçişleri Bakanı neyi açıkladı? Bizim belge sakladığımızı söyledi. Bütün belgeler bizim elimizde. Eğer bütün belgeleri açıklarsak zaten halkın kafası iyice karışacak. Bizim sorduğumuz sorular çok açık ve netti. O soruların hiçbirisine yanıt alamadık. Hala şu ana kadar da almış değiliz'' yanıtını verdi.
Kayseri'deki ''rüşvet'' iddialarına adı karışanın sıradan biri olmayıp belediyede çalışan bir kişi olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
''Bunun iddiaları var. Bu iddialar, bir vali vekili tarafından araştırıldı mı İçişleri Bakanı'nın talimatı üzerine? Araştırıldı. Ortaya çıktı mı? Ortaya çıktı. Rapor hazırlandı mı? Rapor hazırlandı. Bu raporda rüşvet, irtikap, resmi belgede sahtekarlık iddiaları var mı? Var. Şimdi İçişleri Bakanı'na soruyorum. Bu raporu kamuoyundan niye gizliyorsunuz? Belgeyi saklayan biz miyiz yoksa siz misiniz? Eğer İçişleri Bakanı kendine güveniyorsa, bu vali vekilinin hazırladığı raporu, ekleri, ifadeleri, tutanakları kamuoyuna açıklasın.''
''İçişleri Bakanı, müsteşarına acaba şu soruyu sordu mu? Siz, bir vali vekili tayin ettiniz mi hakiki olarak?'' diyen CHP lideri, şöyle devam etti:
''Bu, görev yapıyordu. Bilirkişi gelmeden, bilirkişi atanmadan nasıl oluyor da siz vali vekili olarak 'Burada herhangi bir olay yoktur, dosyanın kapatılması lazım' diye rapor yazıyorsunuz bilirkişi atanmadan bir gün önce. Bu konuda İçişleri Bakanı açıklama yaptı mı? Yapmadı. Niye yapmıyor? Bu raporu hazırlayan vali vekiline ne yapıldı?''
İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Osman Güneş'in sözü edilen vali vekilinin raporunu onayladığını belirten Kılıçdaroğlu, ''Sayın Osman Güneş, o tarihte oranın valisi değildi. Kararnamesi çıkmıştı. Bekleyebilir, doğrudur ama sonra İçişleri Bakanlığına müsteşar olarak atandı. Aynı raporu 'Herhangi bir olay yoktur' diye kendisi onayladı, Bakan'a da onaylattı ve olayı kapattı'' görüşünü savundu.
''Bizim sorularımız bunlarla bitmiyor'' diyen Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Yusuf Erikel'i sormuştuk. Yusuf Erikel, rüşvet toplayan kişinin avukatlığını hangi vekaletnameyle üstlendi? Bu vekaletnameler sahte midir? Sahte olduğuna ilişkin belgeleri Cumhuriyet Halk Partisinin internet sitesine koyduk. Ve çok önemli bir soru daha. Madem ki rüşvet toplayan kişinin avukatlığını üstleniyor. Bu avukat arkadaşımız, Kayseri'ye gittiğinde, bunun otel masraflarını niye Kayseri Belediyesi ödüyor? Şimdi, Allah aşkına, bizim bu sorular yenilir yutulur sorular mı? Bu soruların hangisine İçişleri Bakanı yanıt verdi. Televizyonlara çıktı, 'Efendim yakışmaz, efendim aymazlıktır'. Aymazlık şudur: Bakansınız, sizin vali vekiliniz, daha bilirkişi atanmadan 'Olayda herhangi bir şey yoktur' diye rapor yazmaktır. Ve onu gördüğü halde görmemezlikten gelmektir. Aymazlık budur. Ve onu görmeyen kişiyi de müsteşar olarak yanına atamaktır. Aymazlık budur. Bu aymazlığı nasıl görmezlikten gelebiliriz. Bizim sorunumuz bu. Biz, bu soruyu sorduk.''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a ''Burada ciddi olaylar var. Sayın Başbakan, siz bu olayları soruşturursanız CHP grubu olarak biz, sizin arkanızda oluruz'' dediklerini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
''Biz, olayların sağlıklı soruşturulmasını istiyoruz. Olayların kapatılmasını değil. Ama Adalet ve Kalkınma Partisi, koro halinde biz, 'Bu olayı nasıl kapattık, nasıl kapatırız ve biz haklıyız...' Siz, haklı değilsiniz. Belgeler sizin haklı olduğunuzu göstermiyor. Biz, düşüncelerimizde anlatımlarımızda çok samimiyiz. Belgesiz hiçbir şey söylemedik. Söylediklerimizin tamamının belgesi var. Tamamını kendi internet sitemize koyduk.''
-BALYOZ DAVASI VE ÖĞRENCİ PROTESTOLARI-
Kılıçdaroğlu, Balyoz Davası öncesinde mahkeme hakimlerinin görev yerlerinin değiştirilmesine yönelik soruya ise, ''O konuda ayrıntılara daha sonra değineceğim'' yanıtını verdi.
ODTÜ'de dün gerçekleşen öğrenci protestolarına ilişkin soru üzerine de Kılıçdaroğlu, öğrencilerden şiddette başvurmamalarını istedi.
Protestonun daha demokratik yöntemleri olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, öğrencilerin daha dikkatli olmaları gerektiğini ifade etti.
Kılıçdaroğlu, polislere talimat veren emniyet görevlilerinin de polislerin orantısız güç kullanmamaları konusunda özen göstermeleri gerektiğini dile getirdi.
Kılıçdaroğlu, eski CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın kurultayla ilgili dün yaptığı açıklamalara ilişkin soruyu ise yanıtsız bıraktı.