En beğendiği oyuncu Colin Kazım. ‘Yalnızlık zor’ diyor. Pilava bayılıyor. Transferi için ise konuşmuyor.
Bugünlerde ligimizde çoğu teknik adamın ‘Ah keşke -bizde olsa’ dediği bir oyuncu Emmanuel Emenike. Büyüklerin gözü onda. Sadece büyüklerin değil, Fransa’nın Monaco takımının da. Sizin anlayacağınız devre arasında birçok kulüp onun için Karabükspor’un kapısını çalacak. O ise transfer dedikodularıyla hiç ilgilenmiyor. Her şeyi kulübün isteğine bırakmış. Zaten 2013 yılına kadar da sözleşmesi var. 2 yıl önce başkent takımları onu elinden kaçırdı. Ankaragücü için geldi. Ama Gençlerbirliği’nde denendi. Kısmet ise Karabükspor’du. 23 yaşında. Futbola Nijerya’da başladı. 2007-2008 sezonunun ikinci yarısında Güney Afrika’nın 2. Lig takımlarından Black Aces’e transfer oldu. Daha sonra Mayıs 2008’de başka bir Güney Afrika takımı Cape Town’a geçti. Bu takımın en golcü futbolcusuydu. 2009 yazında denenmek için Türkiye’ye geldi. Ankaragücü ve Gençlerbirliği Emenike’yi kadrosuna katmakta ağır davranınca devreye Karabükspor girdi ve bu oyuncuyu aynı yılın ağustos ayında renklerine bağladı. İlk yılında 28 maçta 16 gol kaydetti. Karabükspor onun da katkılarıyla sezon sonunda Bank Asya 1. Lig’de şampiyonluğa ulaştı.
Süper Lig’de de gollerine devam ediyor. Şu an gol krallığında Alex ile birlikte önde gidiyor. Arkadaşları onu ‘Emi’ diye çağırıyor. Karabükspor Menajeri Seyit İçgül, ‘futbolculuğuna kimse bir şey diyemez’ diyor. Hocası Yücel İldiz’e göre ise 4 büyüklerde rahatlıkla oynar. Takımda en iyi anlaştığı oyuncu şu an sakatlığı devam eden Rumen Florin Cernat. En büyük eksiği kafa topları. Çabukluğuyla dikkat çekiyor. Şu sıralar ilgiden bunalmış durumda. Çünkü Karabük deyince herkes ‘Emenike’ diyor. Pek yakında adı şehrin önüne geçerse kimse şaşırmasın. Halkın âdeta sevgilisi olmuş durumda. Kafelerde, lokantalarda ‘dumanlı kentin isli çocuğu Emenike’ pankartları asılı. Basın da onun peşinde. Röportajlara kapalı. Araya hatırı sayılır kişileri sokmak gerekiyor. Tercümanı Eren Mert bize bu konuda yardımcı oldu. İşte, Emenike’nin Aksiyon’a yaptığı açıklamalar:
-Nasıl bir kişiliğe sahipsin?
Genelde eğlenceli, dışa açık bir kişiliğe sahibim. Takım arkadaşlarımla sakalaşmayı seviyorum.
-Futbola nasıl başladın?
Ben de her çocuk gibi sokaklarda ve okulda arkadaşlarımla oynuyordum. Daha sonra ortaokuldaki hocam eğer çok çalışırsam iyi bir yerlere gelebileceğimi söyledi. Ben de onun isteğiyle bir kulübe yazıldım. Bu şekilde de kariyerim başladı.
-Eğitimin hakkında bilgi verir misin?
Nijerya’da okudum. Liseye başladıktan sonra okulu bırakmak zorunda kaldım.
-Yalnız yaşamak nasıl bir duygu?
Oldukça zor ama eğer futbolcu iseniz buna alışmak zorundasınız.
-Kitapla aran nasıl?
Açıkçası kitap okumaya fazla vaktim olmuyor. Boş zamanlarımda Nijerya’daki ailemi ve arkadaşlarımı arıyorum.
-Ailenden uzakta yaşıyorsun. Onları özlüyor musun?
Evet, ailemi çok özlüyorum. Boş zamanlarımda muhakkak telefon edip onlarla konuşuyorum.
-Nijerya fakir bir ülke. Ailenin maddi durumu nasıl?
Ülkem fakir. Ben de fakir bir aileden geldim. Gayet tabii elimden geldiğince onlara yardımcı oluyorum. Çünkü onlar benim için çok özel insanlar.
-Ankaragücü, G.Birliği ve Hacettepe de seni denedi. Ama transfer gerçekleşmedi. Bu deneme sürecinde neler yaşadın?
Denenmek için gelmiştim. Ancak o dönemde benim dışımda gelişen olaylardan dolayı transferim gerçekleşmedi. Daha sonra Karabükspor beni istedi, zaten sonrasını biliyorsunuz.
-Türkiye hakkında bilgin var mıydı?
Açıkçası fazla bir şey bilmiyordum. Bir tek Türk Millî Takımı’nın 2002 Dünya Kupası’ndaki başarısını duymuştum. Ama buraya gelince bambaşka bir ülke buldum karşımda.
-Karabük’te yaşantın nasıl? Karabük senin için büyük bir şehir mi, yoksa küçük bir şehir mi?
Karabük’te günlerim genelde antrenmandan eve, evden antrenmana şeklinde geçiyor. Safranbolu’da yaşıyorum. Burada bazen takımdaki yabancı arkadaşlarla yemeğe çıkıyoruz. Bazen de Play-Station turnuvaları yapıyoruz. Karabük küçük bir şehir ama ben hâlimden memnunum.
-Demir Çelik Fabrikası’nı ziyaret ettin mi?
Geçen sene gitme fırsatım oldu. Gerçekten etkileyici bir yer. Bizim arkamızda olduklarını bilmek güzel; bunu da takım olarak orada yakından gördük.
-Türk yemekleriyle aran nasıl? Hangi yemeklerden hoşlanıyorsun?
Türk yemeklerini çok seviyorum. En sevdiğim ve en çok yediğim yemek ise pilav. Hemen her gün mutlaka yiyorum.
-Transferin gözdesi olmak seni şımartıyor mu?
Hayır. Zaten transferle ilgili şu an kafamda bir düşünce yok. Çünkü bunu düşünürseniz o zaman sahaya konsantre olamazsınız. Bundan dolayı sadece işime ve Karabükspor’un başarısına bakıyorum. Zamanı geldiğinde bu konular konuşulur. Ama şu an aklımın ucundan bile geçmiyor transfer.
-Taraftarlar senin için ‘Dumanlı kentin isli çocuğu pankartı’ asıyor. Bu pankart ile ilgili düşüncelerin neler?
Bunu sadece benim için değil, tüm takım için söylüyorlar. Çoğu işçi olan taraftar da dumanlı kentin isli çocuğu aslında. Onları çok seviyorum. Her zaman maçlarda bir kat daha fazla motive oluyorum.
-Süper Lig’de hangi oyuncuyu beğeniyorsun?
Colin Kazım’ı çok beğeniyorum.
-Hangi oyuncu ile yan yana oynamak istersin?
Didier Drogba.
-Hedeflerinde neler var?
Hedefim, hep daha iyisini başarmak, futbolculuk kariyerimi mümkün olan en üst seviyede tamamlamak.
-Şampiyonluk yarışında favorin kim?
Bu sene Fenerbahçe’yi şanslı görüyorum. Fakat Trabzonspor’un da şampiyonluk şansı yüksek.
-Bir dönem Türkiye’de de oynayan Amokachi ve Okocha’yı tanıyor musun?
Evet, onlar Nijerya’nın önde gelen futbolcuları. Özellikle Amokachi çocukken benim için bir kahramandı. Kendisini hep takip ettim. Umarım onun başardıklarından daha iyi şeyler başarırım.
-İslam dini hakkında bilgi sahibi misin?
İslam dini hakkında fazla bir bilgim yok. Sadece günde 5 kez ezan sesini duyuyorum. Bunun insanları dua etmeye çağırdığını biliyorum. Ben Katoliğim ve oldukça inançlı bir insanım.