İsviçreli senatör Dick Marty'nin Avrupa Konseyi için iki yıllık bir çalışma sonucu hazırladığı raporda Taçi, 1999'daki savaşa uzanan süreçte suç dünyasındaki faaliyetlerine başlayan ve o dönemden bu yana ülke yönetiminde ağırlığı bulunan bir şebekenin lideri olarak tanımlanıyor.
Amerikan Federal Araştırma Bürosu FBI ve diğer istihbarat kaynaklarına dayandırılan raporda, Taçi'nin eroin ticaretinde kontrolü elinde tuttuğu belirtiliyor. Taçi'nin yakın adamlarının da, savaştan sonra ellerindeki bazı Sırp mahkûmları Arnavutluk'a götürdüğü ve burada öldürüp, kurbanların organlarını sattığı kaydediliyor.
Guardian gazetesinin konuyla ilgili haberinde de dün Kosova'nın başkenti Priştine'de başlayan bir organ kaçakçılığı davasından bahsediliyor.
Türk doktor baş rolde
Dava, iki yıl önce 23 yaşındaki Türk vatandaşı Yılman Altun'un İstanbul uçağını beklerken gümrük görevlilerinin önünde bayılmasıyla başlamıştı. Altun'un karnındaki ameliyat izini gören polis, Medicus adlı bir kliniğe baskın düzenlemişti.
İddianameye göre, hem Altun, hem de böbreği satın alan İsrail vatandaşı Bezalel Şafran, ameliyatta Türk doktor Yusuf Sönmez'in yer aldığını söyledi. Guardian'ın haberinde Sönmez, 'belki de dünyanın en tanınmış organ kaçakçısı' sözleriyle tanımlanıyor.
Yarın Avrupa Konseyi'ne sunulacak raporda da Medicus adlı kliniğin on yıldan uzun bir süredir, Taçi'yle yakın bağları bulunan organize suç örgütleriyle ilişkili olduğu kaydediliyor.
'İddialar iftira'
Kosova Kurtuluş Ordusu UÇK'nın içinde Haşim Taçi'nin liderliğini yaptığı Drenica adlı bir grubun, uyuşturucu ve organ ticaretinde büyük rol oynadığı belirtiliyor.
Bu grubun bazı üyelerinin de bugün Kosova yönetiminde önemli görevler üstlendiği kaydediliyor.
Kosova hükümetiyse, 'iftira' diye tanımladığı iddialar konusunda hukuki ve siyasi adımlar atacağı uyarısında bulundu.
BBC