Tarih Vakfı tarafından hazırlanan 'Ortaöğretim Kürt Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı', basın toplantısıyla kamuoyuna tanıtıldı. Cezayir Restoran'da düzenlenen toplantıya, Tarih Vakfı Projeler Koordinatörü Gürel Tüzün, kitabın yazarlarından Fehim Işık, Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Kenan Çayır ve Proje Danışma Kurulu Üyesi Bahar Fırat, Projenin Alan Araştırması Sorumlusu Bahar Bilgen katıldı.
Tarih Vakfı Projeler Koordinatörü Gürel Tüzün, 2009 yılında başlatılan "Toplumsal ve siyasal çatışmaların yaşandığı toplumlarda uzlaşı aracı aracı olarak eğitimin rolü" projesinin Avrupa Birliği Komisyonu ve İsveç İstanbul Başkonsolosluğu'nun finanse ettiğini söyledi. Daha önce hazırladıkları 'Ders kitaplarında insan hakları' projesini hatırlatan Tüzün, bu projeden hareketle böyle bir çalışma yapmaya karar verdiklerini anlattı. Tüzün, "O projelerin sonuçlarına göre aslında eğitimin ayrıştırıcı, ayrılıkçı, ayrımcı yaklaşımları körüklediği, sınıf ortamındaki uygulamalar, müfredattaki içerik nedeniyle de gerçekten farklı etnik gurupların, farklı azınlıklara karşı düşmanca bir takım tavırlara da yol açtığı bulgusuyla karşılaşmıştık. 'Eğitim eğer bu tip ayrıştırıcı, bir işlev görüyorsa acaba bunun tam tersini yapamaz mıyız?' sorusunu sormaya başladık." diye konuştu.
Proje çerçevesinde yürütülen alan araştırması hakkında bilgi veren Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Pınar Fırat da, amaçlarının ders kitapları çerçevesinin dışına çıkıp okulda ortaya çıkan deneyimlerin ne olduğuna ilişkin bilgi edinmek olduğunu söyledi. Ders kitapları ve müfredatın öneminin yanında burada yazılanların sınıfa nasıl aktarıldığı ve bunlar üzerinde bir tartışma yürürken öğrencilerin nasıl tepki ortaya koyduğunun da büyük önem taşıdığını belirtti. Fırat, proje kapsamında 20 ilde toplam 121 kişiyle yüz yüze görüşme yaptıklarını anlattı.
KÜRTLER, DERS KİTAPLARINDA KENDİLERİNİN YOK SAYILDIĞINI DÜŞÜNÜYOR
Araştırma sırasında elde edilen genel gözlemin, 'Kürtlerin kendilerinin yok sayıldığını düşündüğü' yönünde olduğunu anlatan Fırat, "Kürtler ders kitaplarında, sınıf içi etkileşimde, tıpkı toplumsal hayatta olduğu gibi yok sayıldıklarını düşünüyorlar. Çünkü ne kendi coğrafyalarına ilişkin, ne kendi tarihlerine ilişkin, ne kendi kültürlerine ilişkin bir şey bulamadıklarını dolayısıyla kendilerinin bütün o kitaplarda anlatılan hikayelerde olmadığını bir biçimde dile getiriyorlar." şeklinde konuştu.
Kürtlerin ders kitaplarında sadece yok sayılmadığını temsil edildiği bölümlerde de olumsuz bir biçimde yer aldığını aktaran Fırat sözlerini şöyle sürdürdü: "İronik olan şey Kürtlerin ve onların bulunduğu toplumsal ortamın olumsuz bir şekilde temsil ediliyor olması. Gözlemlediğimiz örnekler okuldaki ayrımcılık yada şiddete dönüşebilen bir takım pratiklerin sadece okuldaki öğrenciyle ilgili olmadığını gösteriyor. Kürt öğrencilerin aileleri de bir şekilde bütün bu etkileşimlerden nasibini alabiliyor."
Kitabın yazarlarından Fehim Işık ise, kitabın hazırlanış aşamasına dair bilgi verdi. Kürt Dili ve Edebiyatı alanında daha önce hazırlanmış bir örnek kitap olmadığı için nasıl başlayacakları konusunda uzun bir müzakere süreci yaşadıklarını ifade eden Işık, ilk etapta dil üzerine büyük bir inceleme yaptıklarını belirtti. Şimdiye kadar yapılan çalışmalarda daha yerel davranıldığını kaydeden Işık, "Bu çalışmaları hep Kürtçe yapmıştık. Kürtçe yaptığımızda hedefimize ulaşamayacaktık. Biraz daha düşündükten sona hedef kitlemizin sadece Kürt Dili ve Edebiyatını bilen Kürtler değil, bunu bilmeyen Türkiye'deki herkese yönelik bir materyal hazırlamaya yöneldik." ifadesini kullandı.
Hazırladıkları eğitim materyalinin aynı zamanda barışa da katkı sağlamasına büyük özen gösterdiklerini söyleyen Işık, "Ciddi bir çabadan sonra böyle bir kitabın ortaya çıkması ilk olması açısında önemliydi. Öncesi yoktu ama temel olarak farkındalık oluşturmak istiyorduk. Bu farkındalığı bundan sonra verilerini toplamaya yönelik çaba içinde olacağız." ifadesini kullandı.
Kitabın yayınlanmasından sonra "Niçin bu kitap Kürtçe değil" eleştirileri almaya başladıklarını ifade eden Işık şöyle konuştu: "Dilin Kürtçe olmaması özellikle tercih edilmiş bir şey. Kaynak olarak yararlandığımız belgelerin hiçbirisi eğitim materyali değildi. Biz aynı şekilde eğitim materyali oluşturmaya çalışıyorduk. Umarım çok kısa süre içinde Milli Eğitim Bakanlığı müfredatına da girer ve asıl amacına ulaşmış olur."
TARTIŞMALI KONULARA ALTERNATİF EĞİTİM MATERYALLERİ
Projenin üçüncü ayağında diyalog toplantıları gerçekleştirildiğini anlatan Tarih Vakfı Projeler Koordinatörü Gürel Tüzün de, buradan alternatif eğitim materyalleri oluşturulmasının yararlı olacağı üzerinde durulduğunu kaydetti. Bu bağlamda birkaç konuda alternatif malzemeler geliştirildiğini dile getiren Tüzün, bir tanesinin Şeyh Sait isyanı olduğunu aktardı. Tüzün bunun gerekçesini ise şöyle açıkladı: "Gerek alan araştırmasında, gerek öğretmenlerle yaptığımız atölye çalışmalarıdan özellikle Şeyh Sait İsyanı konusunun ders kitaplarında ele alış biçiminin ciddi sorunlar yarattığı, tepkilere sebep olduğu ortaya çıktı. Bu konuda yaklaşık 50 sayfalık alternatif eğitim materyali oluşturuldu." Tüzün, ardından proje kapsamında Ortaöğretim Kürt Dili ve Edebiyatı Ders Kitabı'nı hazırladıklarını anlattı.
Proje sonunda Milli Eğitim Bakanlığı'na bir tavsiyeler raporu sunacaklarını anlatan Tüzün, bu tavsiyeler raporunun bir ögesinin de orta öğretimde seçmeli ders olarak Kürt Dili ve Edebiyatı dersinin konması olacağını söyledi. Hazırlanan kitabında bu derste okutulacak bir ders kitabı olduğunu vurgulayan Tüzün, " Eğer Milli Eğitim Bakanlığı böyle bir öneriyi kabul ederse ciddi bir adım atılmış olacak. Aslında Türkiye edebiyatı için Türk Dili ve Edebiyatı dersi var. Ama ne yazık ki bu gerçekten 'Türk' sözcüğü çok kısıtlayıcı oluyor. Bunun içinde Ermeni yazarları göremiyorsunuz. Kürt yazarları göremiyorsunuz. Sınırlayıcı bu yaklaşımı aşmak lazım. Aslında 'Türkiye Edebiyatı' demek belki daha doğru olabilir. O zaman çok farklı gurupların Kültür ve Edebiyatları bunun içine girebilir." ifadelerini kullandı.
Katılımcılar toplantının ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı. Bir basın mensubunun "Milli Eğitim Bakanlığı ile bir görüşmeniz oldu mu?" şeklindeki soru üzerine Tüzün, şu cevabı verdi: "Biz şu aşamada bir tavsiyeler raporu hazırladık. Bu tavsiyeler raporunun bu çalışmalarla birlikte Milli Eğitim Bakanlığı'na sunacağız. Bütün bu çalışmaya proje çalışması sırasında biz Talim Terbiye Kurulu ile İlköğretim Genel Müdürlüğü ile çok yakından çalıştığımız için bunları sunacağız. Türkiye 2004-2005'den sonra bir müfredat reformu başlattı. Bu istediğimiz seviyede değil ancak mutlaka bir takım iyileştirmeler yapıldı. Ben o bakımdan çok karamsar değilim."
KÜRTÇE BİLEN ÖĞRETMENLER HİZMET İÇİN EĞİTİMDEN GEÇİRİLMELİ
Basın mensuplarının "Böyle bir öneri kabul olursa, bu dersleri kim verecek? Bu konuda ders verecek kişilerin belli bir donanıma sahip olması gerekiyor. Bu konuda bir tavsiyeniz olacak mı?" şeklindeki sorusunu kitabın yazarlarından Fehim Işık cevaplandırdı. Proje kapsamında bunun da tartışıldığını belirten Işık, kabul edilirse Milli Eğitim Bakanlığı ile bir devam projesi yapılması gerektiğini belirtti. Edebiyat öğretmenliğinden mezun olmuş öğretmenlerin ciddi bir hizmet içi eğitim seminerinden geçirilmesi gerektiğini belirten Işık, "Kuşkusuz bugün başlayın dediğinizde bile böyle bir kitabın müfredata katılması halinde bu işi bilen öğretmenlerle işe başlamak çok zor. Ama çok da üstesinden gelinmeyecek bir sorun değil. Kısa bir süre içinde öğretmelerin bu dersi verecek seviyeye gelebilir."
Mehmet Sait Çakar, Fehim Işık, Mehmet Mehmetoğlu, Esra Sadıkoğlu, Ronayi Önen ve Sami Tan'ın ortalaşa hazırladığı "Ortaöğretim Kürt Dili ve Edebiyatı Kitabı" 207 sayfadan oluşuyor. Türkçe olarak yayınlanan kitapta sadece edebi eserler Kürtçe ve Türkçe olarak yer alıyor. Kürt Dili, Kürt Edebiyatı, ve Modern Kürt Edebiyatı bölümlerinden oluşan kitapta, sözlü edebiyat örneklerinden, atasözleri, maniler, masalla, tekerlemeler, bilmeceler ve deyimler gibi bir çok konu detaylı olarak işleniyor. Kitapta ayrıca her konu sonunda ölçme ve değerlendirme testi de bulunuyor.