Şube Başkanı Sert, Eğitim-Bir-Sen'de düzenlediği basın toplantısında, Rektör Ardıç'ın sözleriyle icraatlarının uyuşmadığını ifade etti. PAÜ'de rektörlük seçimi yaklaştıkça adayların ,"Bilim üreten bir üniversite" temalı açıklamalar yaptığına dikkat çeken Sert, "Bu söylenenlerden de açık bir şekilde anlaşılıyor ki mevcut üniversite yapısının baştan sona değişmesi gerekiyor." dedi. Yeni aday olan hocaların vaatlerini bir yere kadar anladıklarını söyleyen Ahmet Sert, ancak Rektör Ardıç'ın yaptıklarıyla açıklamalarının ne kadar uyuştuğunu anlamakta güçlük çektiklerini belirtti. Sert, "Sayın Rektör, bazı medya organlarına verdiği röportajlarda, 'Disiplin tanımam' diyerek güya öğretim üyelerine özgürlük tanıdığını ima ediyor. Pekiyi Sayın Rektör, sicillerini bozduğunuz veya olması gereken sicil notunu bilerek aşağıya çektiniz öğretim üyelerini mağdur ederken siyasi davranmadınız da hangi bilimsel çalışma kriterine göre davrandınız?" şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Ardıç'ın, bir açıklamasında, "Üniversiteye siyaset sokmam." dediğini hatırlatan Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı Sert, "Üniversiteye siyaset sokmayan rektörümüz, genel sekreter yardımcısı, hastane başmüdürü, fakülte sekreterleri, şube müdürleri, sendika temsilcileri gibi onlarca makamdaki kişileri, özlük haklarını hiçe sayarak yerlerini değiştirdi, ilçeye sürgün gönderdi. Hepsiyle mahkemelik olup PAÜ'nün itibarını adliye koridorlarının vicdanına terketti. Bütün bunları siyasi amaçlarınıza hizmet için yapmadınız da hangi bilimsel ya da kanuni bir dayanağa müracaat ederek yaptınız?" ifadelerini kullandı.
Rektör Fazıl Necdet Ardıç'ın, mahkeme kararıyla görevine iade edilen personele, "Mahkeme kararı senin bu kapıdan içeri girmene yarar, görev yapmanı sağlamaz. Burayı ben yönetiyorum." dediğini de öne süren Ahmet Sert, şunları kaydetti: "Mahkeme kararını hiçe saymış, despotik bir tavır ortaya koymuş, sonra da medyaya, 'Tek adam dönemini yıktım' diye beyanatta bulunmuştur. Devletin parası ve Denizlili hayırseverlerin büyük fedakârlıklarıyla yapılan binaları şahsi parasıyla yaptırmış gibi reklâm yapan Sayın Rektör, Sayın Cumhurbaşkanı'nın çalışan rektörlere sahip çıktığını, teamül olarak da üniversitedeki oylamada birinci sırada olanları atadığını takdirle belirtmiştir. Pekiyi, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün birinci sırada olanları atamasını takdirle karşılayan rektörümüz, kendi ikinci sırada bulunmasına ve aradaki oy farkı bir hayli fazla olmasına rağmen 'damat kontenjanından' atanmasını nasıl karşıladı? Hiç istifa etmeyi düşündü mü veya bunun doğru bulmadığı yönünde kamuoyuna bir beyanda bulundu mu?"
PAÜ'de her türlü düşünceye yer açtığını söyleyen Rektör Ardıç'ın, birçok Denizlili işadamı ve sivil toplum kuruluşunun üniversite bünyesinde bir ilahiyat fakültesi açılması ve cami inşa edilmesi için her konuda fedakârlık yapılacağına dair teminat vermesine rağmen irkildiğini ifade etti: "Çağdaş Türkiye ortamını kafasının içinde Ortadoğu'ya çevirmiş ve küçümseyici ifadelerle bu fikre karşı çıkmıştır. Bu anlayış, Türkiye'yi yıllardır darbelerle kaosa götüren, 'Bizden olana her şey mubah, bizden olmayana günah' mantığıyla hareket etmektir. İbadet etmek, hangi dine inanırsa insansın her insanın hakkıdır. Üniversite öğrencisi de bundan müstağni değildir."
PAÜ'de 4/B ve 4/C kadrolarında sözleşmeli çalışanların her zaman üvey evlat görülüp ihtiyaçlarına ve dilekçelerine cevap verilmediğini iddia eden Ahmet Sert, şunları söyledi: "Sayın Rektör, en sonunda bankalarla imzalanan maaş hesabı karşılığı promosyondan bu personeli mahrum etmiş, bilgi edinme amaçlı dilekçelere cevap dahi vermemiştir. Olumsuz cevap dahi vermediğine göre çağdaş dünyanın bir gereği olan bilgi edinme hakkını görmezden gelmiştir. Bütün bunlar sıralandığında, medyadaki rektör profiliyle kampüsteki arasında en az yedi fark bulunduğu, kamuoyu tarafından rahatlıkla anlaşılacaktır."