Bir süre önce olimpiyat bürosundaki görevinden ayrılan Balaban, Gazeteciler Cemiyeti'nde düzenlediği basın toplantısında ilginç açıklamalarda bulundu. Organizasyonun yönetiminin 2009 yılında oluşturulduğu ve oyunlara 7 ay gibi bir sürenin kaldığını anlatan Balaban, organizasyon çalışmalarında yapılan yanlışlıklara karşı geldiği için görevinden ayrılması için bilinçli bir yıldırma politikasıyla karşı karşıya kaldığını savundu.
Balaban, organizasyonda 300 personel istihdamı kararının Resmi Gazete'de de yer alması ve ona göre bütçe tahsis edilmesine rağmen bu zamana kadar bunun gerçekleşmediğini ifade etti. Koordinatörlüğü yapılan iş başvurularının dikkate alınmadığını ileri süren Balaban, alınmayan bu personelin yapacağı hizmetler için hizmet alımı yapılacak şirketlere ne kadar para ödeneceğini sordu.
Mal ve hizmet alımlarında Trabzon'a öncelik verilmediğini iddia eden Balaban, sadece dışarıda basılması planlanan 10 bin tişörtü Trabzon'da yaptırarak 10 bin TL devletin kazanç sağladığını anlattı.
Yapılan yanlış tutumlardan dolayı personelden bir kısmının işten ayrıldığını, bir kısmının ise çıkartıldığını hatırlatan Balaban, Genel Koordinatör Nihat Doker'in kendisine de, 'Siz bundan sonra işe gelmeyin, ben sizin maaşınızı banka hesabınıza yatırayım' teklifinde bulunduğunu iddia etti.
Balaban, "Devlet memuru olan sayın Doker, bunu diyebilme cüretini hangi hak, hukuk ve mantığa dayanarak söylemiştir." dedi.
Balaban, personelden sorumlu olmasına rağmen nerede çalıştıklarından bilgisi olmayan 2 personelin ise hiç ofise gelmeden maaş aldıklarını da savundu.
Oyunların Ankara'daki ofisinde aynı sözleşmeye tabi olarak çalışan personelin cumartesi günleri tatil yapmasına rağmen Trabzon'daki personelin çalıştırıldığını ileri süren Balaban, buna rağmen personele ek mesai ücreti ödenmediğini iddia etti.
Mal ve hizmet alımlarının da bakandan alım yapılır gibi yapıldığını savunan Balaban, Hüseyin Avni Aker Stadı'nın skorbord, ışıklandırma ve seslendirme ihalesinin Trabzon'da yapılması gerekirken son anda Ankara'ya alınmanısın mantığını çözemediğini kaydetti.
Genel Koordinatör Doker'in kişisel ihtirasları nedeniyle kendisini işten atmakla tehdit ettiğini savunan Balaban, aynı işi yapmalarına rağmen Doker'in kendisine yakın gördüğü personelin maaşını neredeyse iki katına çıkarttığını ileri sürdü.
Balaban, elinde belgelerinin de bulunduğu söylediği iddialarla ilgili, organizasyona zarar vermemesi halinde gerek gördüğü taktirde hukuki yollara da başvuracağını sözlerine ekledi.