Cemal Temizöz, korucular ve itirafçıların yargılandığı faili meçhuller davasına bakan Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi, Cuma günü gerçekleşen son duruşmada çarpıcı bir karar aldı. Mahkemeye başvuran avukatlar, Abdülhamit Düdük'ün Erbil ve Musul'dan getirdiği 63 bin dolar sebebiyle dönemin Cizre İlçe Jandarma Komutanı Yüzbaşı Cemal Temizöz tarafından öldürüldüğünü iddia etmişti. Talebi değerlendiren mahkeme heyeti, dosyanın savcıya gönderilmesini kararlaştırdı.
Düdük ailesinin avukatı Temir Mahmutoğlu, Temizöz hakkında gasp ve yağma suçundan ek iddianame hazırlanmasını talep ettiklerini, son duruşmada bu taleplerinin Diyarbakır Özel Yetkili Savcıları gönderildiğini dile getirdi. Mahmutoğlu, olayı şöyle anlattı: "Abdülhamit Düdük, Kuzey Irak'ta iş yapan Mardinli bir işadamıydı. 1994 yazında alacaklarını tahsil etmek için Erbil ve Musul'a gitti. Dönüşte cebinde 63 bin dolar vardı. Bankacılık sistemi olmadığı için parayı elden getirmek zorundaydı. Habur'dan Türkiye'ye girerken üstündeki paradan dolayı Silopi ile Cizre arasındaki Dicle Köprüsü'nde arabası durduruldu. 'Paralar sahte olabilir' denilerek Cizre İlçe Jandarma Komutanlığı'na götürüldü. İfadesini dönemin komutanı Yüzbaşı Cemal Temizöz bizzat aldı. Bir gün sonra Cizre'nin Gürsu köyü yakınlarındaki köprü altında ölü bulundu. Kafasına tek kurşun sıkarak infaz edenler, bavulundaki paraları almıştı."
'TEMİZÖZ'ÜN SORGU EKİPLERİ, TOROS ARACI KULLANIYORDU'
Mahkemenin savcıya gönderdiği dosyada cinayetin işlendiği yerin yakınındaki Gürsu köyünün sakinlerinin ifadelerinin yanı sıra Cizre'de 1992 ila 1996 yılları arasında görev yapan komutanların ifadeleri de yer alıyor. Dosyaya, 1992-94 yılının komutanı Ahmet Öznalbant ile 1994-96 döneminde komutanlık yapan Mehmet Özsoy'un geçen yıl savcıya verdikleri bilgiler de eklendi. Komutanlar ifadelerinde özetle şunları söylüyor: "Sorgu ekibi olarak bilinen ve Temizöz'ün emrinde çalışan bir ekibin beyaz renkli Renault marka bir araçları vardı. Araç jandarmanın envanterinde kayıtlı değildi."
TEMİZÖZ: PKK YÖNETİCİSİ BAHOZ ERDAL CİZRELİ
Son duruşmada söz alan Cemal Temizöz, Cizre'de görev yaptığı dönemde, hiç kimsenin öldürülmesi için emir vermediğini savundu. Temizöz, "Ben PKK dışında kaçakçılıkla da mücadele ettim. Kaçak hayvan girişine izin vermedim. PKK kaçakçılardan komisyon alıyordu. İhale alanlar, PKK'ya yüzdelik komisyon ödüyordu. PKK'da şahin ve güvercin kanadından söz ediliyor. Ben kimsenin bilmediği bir hususu belirtmek istiyorum. Örgütün askeri silahlı kanadı sorumlusu 'Bahoz Erdal' kod adlı Fehman Hüseyin aslen Cizrelidir. Babası Kiçan aşiretinin üyesidir." dedi.
ÖRNEK ALDIĞI KİŞİ MİTHAT PAŞA
Cemal Temizöz, son duruşmada kendini ilginç bir isme benzetti. Temizöz, Osmanlı döneminde Rumeli'de isyan ve eşkiyalık olaylarını bastırmak için görevlendirilen ve II. Abdülhamid'in emriyle 8 Mayıs 1884 gecesi öldürülen Mithat Paşa'ya benzediğini söyledi. 1868'de Meclis-i Vala-yı Ahkam-ı Adliye'yi yeniden düzenlemekle görevlendirilen Paşa, idari ve yargısal işlevlerini birbirinden ayırarak Şüra-yı Devlet ve Divan-ı Ahkam-Adliye'yi kurdu. Şüra-yı Devlet başkanı olarak eğitim ve maliye gibi alanlarda yeni nizamnameler hazırladı. Temmuz 1872'de Abdülaziz tarafından Mahmud Nedim Paşa'nın yerine sadrazamlığa getirildi. Fakat saraydan bağımsız bir tutum izlediğinden, bu makamda yalnızca üç ay kalabildi. II. Abdülhamid, Mithat Paşa'nın saraya karşı tutumundan rahatsızdı. Abdülaziz'in öldürülmesi ile suçlanarak Mütercim Mehmed Rüşdi Paşa ile birlikte sorguya çekilmesine kararı verilince İzmir'de Fransız Konsolosluğu'na sığındı (1881). Ama kısa bir süre sonra hükumetin güvence vermesi üzerine teslim oldu. Yıldız Mahkemesi olarak bilinen yargılamada, Abdülaziz'in ölümüne neden olmaktan suçlu bulundu ve ölüme mahkum edildi. II. Abdülhamid'in emriyle 8 Mayıs 1884 gecesi öldürüldü.