Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 1994 ve 2001 krizlerinin ülkenin iç dinamiklerinden kaynaklandığını ama başkalarının yönettiğini belirtti. Bakan Şimşek, 2011 yılı bütçesini TBMM Genel Kuruluna sunuşunda, ekonomik kriz nedeniyle dünya ekonomisinin 2. Dünya Savaşı'ndan bu yana görülmemiş bir duraklama dönemine girdiğini, ancak alınan önlemler sayesinde 2009 yılının ortalarından itibaren toparlanma eğilimine girdiğini kaydetti. Türkiye'nin de aralarında bulunduğu ve Asya'nın başı çektiği birçok gelişmekte olan ülkede güçlü olduğunun altını çizen Şimşek, "Bu açıdan ülkemiz için tahmin edilen yüzde 8 civarındaki büyüme büyük bir başarıdır." ifadesini kullandı.
BANKACILIK SEKTÖRÜ
Maliye Bakanı, küresel ekonomideki güçlü toparlanmaya rağmen, özellikle gelişmiş ekonomilerin kamu, banka ve hane halkı bilançolarında ortaya çıkan tahribatlar ile yüksek işsizlik oranlarının ciddi bir kırılganlık kaynağı olmaya devam ettiğini anlattı. Mehmet Şimşek, dünya bankacılık sektörünün tekrar güçlü bir yapıya ulaşmasının uzun zaman alacağını vurgularken, Türk bankacılık sisteminde mevcut uygulama çerçevesinde sermaye yeterlilik oranının ekim ayı itibarıyla yüzde 19,6 olduğunu dile getirdi.
HÜKÜMETİN ÇALIŞMALARINI ANLATTI
Türkiye'nin AK Parti hükümetlerinin hayata geçirdiği yapısal reformlar, sağlam makro ekonomik temelleri ve güçlü bankacılık sistemi sayesinde 2010 yılında krizin etkilerini üzerinden en hızlı atan ülkelerden birisi olduğuna dikkat çeken Bakan Mehmet Şimşek, "Türkiye ekonomisi kriz sürecinde aldığı proaktif önlemlerin de katkısıyla, dünyadan pozitif yönde ayrışarak, hızlı bir toparlanma sürecine girmiştir. Bu ayrışma büyümede, istihdamda, kamu finansman dengelerinde, derecelendirme kuruluşlarının verdiği kredi notlarında ve ülke risk primi gibi temel göstergelerde kendini açık bir şekilde göstermektedir. Türkiye ekonomisi, bu yılın ilk üç çeyreğinde kaydettiği yüzde 8,9'luk büyüme performansıyla dünyada üst sıralarda yer almıştır. Türkiye, Avrupa ve OECD ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülkelerden biri olmayı sürdürmektedir. AK Parti Hükümetleri olarak uzun yıllar çift haneli olan hatta bazen üç haneye çıkan enflasyonu tek haneye indirdik ve küresel krize rağmen tek hanede tuttuk. Önümüzdeki aylarda enflasyondaki düşüşün devam edeceği tahmin edilmektedir." dedi.
"KRİZİ PROAKTİF ÖNLELERLE ATLATILDI"
Maliye Bakanı Şimşek, hükümet olarak ekonomik krize karşı proaktif önlemler aldıklarını aktarırken, de şu değerlendirmelerde bulundu:
"Türkiye, ilk defa bir krizi uluslararası kuruluşlardan destek almadan kendi kaynaklarıyla başarıyla atlatmıştır. Bu noktada uzun yıllar Türkiye ekonomisini takip eden birisi olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, 1994 ve 2001 krizleri ülkenin iç dinamiklerinden kaynaklandı ama başkaları yönetti, son krizi ise başkaları çıkardı biz yönettik. Son altmış yılın en büyük krizini kendi tedbirlerimizle atlattık. Ama daha da önemlisi bu dönemde krizin faturasını halkımıza çıkarmadık. Dünyada birçok ülke krizin faturasını doğrudan doğruya vatandaşına çıkarmıştır. Bu süreçte, birçok ülkede maaşlar dondurulmuş, hatta bazılarında düşürülmüş, emeklilik yaşı ve vergi oranları artırılmış ve yeni vergiler uygulamaya konulmuştur."
Şimşek, orta ve uzun vadede cari açığı daha makul seviyelere düşürmek için Türkiye'nin yurt içi tasarruf oranlarını artırması, enerjide dışa bağımlılığı azaltması, katma değeri yüksek mal ve hizmet üretiminde yoğunlaşması ve beşeri sermayesini güçlendirmesi gerektiğini söyledi. Cari açığın azaltılmasında geleneksel sektörlerin değişim ve dönüşümü için de çalışmalar yaptıklarına işaret eden Şimşek, 'Hükümetimiz cari açığı orta ve uzun vadede daha iyi yönetilebilir seviyelere çekmek için ne gerekiyorsa yapmıştır ve yapmaya devam edecektir." diye konuştu.
"SEÇİM EKONOMİSİ UYGULANMADI"
"2007 yılından 2010 yılının ikinci çeyreğine kadar Türkiye ekonomisi yaklaşık 2,8 milyon ilave istihdam sağlamıştır.' diyen Maliye Bakanı Şimşek, "Gerçekleştirdiğimiz yapısal reformlar ve uyguladığımız proaktif maliye politikaları sayesinde, ekonomide başlayan toparlanmanın kalıcı olmasını sağlayacağız. Biz, ülkemizin sorunlarına uzun vadeli çözümler üretiyoruz. Popülist politikalar ve seçim ekonomisi uygulamıyoruz. Makro ekonomik istikrar ve mali disiplin önümüzdeki dönemde temel önceliğimiz olmaya devam edecektir. Bu anlayışla, 2011 yılı bütçesini de, dünyada oluşan yeni ekonomik konjonktürü dikkate alan, reel ekonomiyi destekleyen ve aynı zamanda sosyal yönü güçlü bir bütçe olarak hazırladık." değerlendirmesini yaptı.