Bursa Özel Bahar Hastanesi doktorlarından Uzman Psikolog Vildan Kavak, iletişim bağının zayıf olduğu ilişkilerde eşlerin birbirlerini anlamamaktan yakındığını kaydetti. Kavak, eşler arasındaki gereksiz çatışma ve anlaşmazlıklara yol açan, yanlış anlama ve iletişim kopuklukları giderilmediğinde evliliklerin kolaylıkla çıkmaza girebildiğini söyledi.
Bilinçli bir yaşam için eşlerin öncelikle birbirlerini tanıması gerektiğini vurgulayan Vildan Kavak şunları söyledi: "Taraflar, herkesin farklı kişilik özellikleri, alışkanlıklar ve yeteneklere sahip olduğu gerçeğini unutmamalı. Sağlıklı bir evlilik, eşlerin hayata birbirlerinin pencerelerinden bakabilmelerini, kendi doğrularından başka doğruların da olabileceğini fark etmelerini ve doğal olarak bunlara saygı duymalarını gerektirir. Eşler, birbirlerinin farklılıklarını görmezden gelip, ailenin küçük çocuğu gibi bireysel istekleri doğrultusunda yaşamaya devam ettiklerinde, karşı tarafın beklenti ve rahatsızlıklarına duyarsız kaldıklarında evliliğin önceliği olan sağlıklı bir karı-koca ilişkisi kurulamaz. Bu durum, karı-koca olmanın sorumluluğunu taşımayan eşlerin, yeterli anne-baba olmalarını da engeller. İyi bir anne baba olmak, öncelikle iyi bir çift olmayı gerektirmektedir. Bu da ancak eşlerin birbirlerini daha iyi tanımaları, davranışlarının karşı taraf üzerinde yarattığı etkiyi fark etmeleri ve beklentilere uygun davranmalarıyla sağlanabilir. Gerekli uzlaşma ise ancak doğru ve sağlıklı bir iletişimle mümkündür."
KONUŞURKEN 'AMA' SİLAHINA SARILMAYIN
Eşlerin önce beklentilerinin farkında olması gerektiğini anlatan Psikolog Kavak, tarafların birbirlerini dinlemesinin önemine vurgu yaptı. Evlilikte kişilikleri değil, problemlerin tartışılmasının daha yararlı olacağını belirten Kavak, eşlerin birbirlerinin duygu ve düşüncelerinin farklı olmasına saygı duyması gerektiğini dile getirdi. Eşini çok iyi tanımanın, onun her davranışının nedenini ve sonucunu tahmin edebileceği anlamına gelmeyeceğinin altını çizen Kavak, eşlerden birinin 'Benden bir şey saklıyor', 'Bana bu şekilde konuşuyor; ama asıl düşüncesi başka' gibi cümlelerle elde yeterli kanıt olmadan vardığı sonucun çıkmaza sürükleyebileceğine dikkat çekti.
Eşlerin birbirlerini 'Sen bencilsin' ya da 'Sinirlisin' gibi yakıştırmalarla suçlamaması gerektiğini dile getiren Kavak, şöyle devam etti: "Karşınızdakinin konuşmasının arasına girerek 'ama' ifadesiyle kendinizi müdafaa etmeye çalışmayın. 'Şunu neden şöyle yaptın?' sorusuna karşılık olarak 'ama' silahına sarılmayın. 'Sen zaten hep böylesin' gibi genellemeler yapmayın. İnsanlar, oldukları gibi kabul edildiklerinde kendilerini değiştirmek ve geliştirmek için çaba gösterirler. Sürekli eleştirilen eş, olumsuz duygularla ya karşı saldırıya geçecek ya da tartışmaya bile gerek görmeden kabuğuna çekilecektir. Geribildirim verin. 'Söylemek istediğin bu mu, doğru anlamış mıyım?' gibi bir cümleyle karşınızdakine onu anlamak istediğiniz mesajını verir ve yanlış anlaşılmayı engellemiş olursunuz. Duygularınızı belirtin ve karşı tarafın durumla ilgili hissini yakaladıysanız da ifade edin. 'Bu davranışım seni üzmüş' gibi bir cümleyle karşınızdaki kişi anlaşıldığını ve önemsendiğini hissederek rahatlayacaktır."
Eşler arasındaki tartışmalarda 'Hep geç kalıyorsun' yerine 'Beklemekten hoşlanmıyorum' denmesinin daha uygun olduğunu kaydeden Kavak, eşin yapmadıklarını değil yapmasını istenilenin net bir şekilde ifade edilmesini istedi. Eşlerin tartışmayı doğru zamanda yapması gerektiğini vurgulayan Kavak, televizyon karşısında veya başka kişilerin yanında tartışmanın yanlış olacağını söyledi.
Eşlerin birbirlerine yanlış anlaşılmalara yol açacak imalardan kaçınmasını tavsiye eden Kavak'a göre; her sorun çıktığında 'Yürümeyecek, boşanalım', 'Çeker giderim' gibi yıkıcı ifadeler kullanılmamalı. Sorunlar biriktirilmeden çözüm bulunmasının daha yararlı olacağını anlatan Kavak, "Hatalı olduğunuz durumları ifade edip, özür dileyin. Hisleriniz için değil olay sırasındaki olumsuz davranışlarınız için özür dileyin. Eşinizin yanlışlarını ya da eksikliklerini araştırmayın." diye konuştu.