Aleyhinde açılan davalar nedeniyle Almanya'da yaşayan Yazar-Yönetmen Hayri Avgar, Ahmet Kaya'nın sürgün yıllarını anlatan "Yağmurlu Ülkenin Sürgünü" adlı belgesel çalışmasında çokça tartışılan Berlin konseri görüntülerini kullandı. Cihan'a konuşan Avgar, konser kayıtlarıyla beraber gerçeklerin ilk kez ortaya çıkacağını öne sürdü. Avgar, "Hürriyet gazetesinin kullandığı fotoğraf siyah-beyaz. Bu bilinçli olarak yapılmıştır. Çünkü o geceki video görüntüleri renklidir. Hürriyet gazetesi 'Fotoğrafın Öyküsü' başlıklı notunda fotoğrafı video görüntüsünden aldığını belirtiyor. Dolayısıyla fotoğraf ile oynandığını en azından Abdullah Öcalan'ın fotoğrafını montajlandığını anlayabiliyoruz. Aksi olmuş olsaydı fotoğrafı renkli olarak yayınlayabilirlerdi. " dedi.
ORJİNAL GÖRÜNTÜDE , 'DAĞDAKİ ADAMIN PARAYA İHTİYACI VAR' CÜMLESİ ASILSIZ İDDİASI
Geceyi basında yazıldığı gibi PKK'nın organize etmediğini iddia eden Avgar, şöyle devam etti: "Geceyi Berlin Demokratik Esnaflar Birliği düzenlemiştir. 29 Ocak 1994 tarihinde düzenlenmiştir bu gece. Gecenin anlam ve önemi 1938 yılında Dersim isyanına öncülük eden ve Elazığ'da idam edilen Seyid Rıza'yı anma gecesidir. Günün anlamı ve önemi üzerine çok farklı konuşmacılar ve sanatçılar sahneye çıkmıştır. Ahmet Kaya bu sanatçıların içinde en son sahne alan kişidir. 20 dakikalık bir sahne repertuarı var Kaya'nın. Hürriyet gazetesinin birinci sayfadan iddia ettiği gibi gecede sanatçı, 'Orkestra ile gelmedim. Gelseydim bu konser 20-25 bin marka mal olurdu. Dağdaki adamın paraya ihtiyacı var' demiyor. Maalesef Hürriyet gazetesinin yayınlamış olduğu haber ve fotoğraf, mahkemeye delil olarak sunuldu. Bu sayede Ahmet Kaya 3 yıl 9 ay hapis cezası aldı."
'KAYA'YA KOMPLO KURULDU'
Basında yer alan iddiaların gerçeklerle çeliştiğini öne süren Avgar şunları kaydetti: "Eğer o fotoğraf görüntüden alınmışsa, yüzde 500 montaj. Çünkü arşivimde olan 3 saatlik konser görüntüsünde çekim açılarından o fotoğraftaki gibi bir pozisyon gözükmüyor. Sözde bir Alman kameraman geceye gidiyor o Alman kameraman özellikle bu kareyi görüntülüyor. Peki neden çekmiş olsun ki bu kareyi, bunun mantığı var mı? Eğer ki, Hürriyet'in iddia ettiği gibi Alman kameramanın çektiği görüntülere PKK'lılar el koyuyorsa bu fotoğraf Hürriyet gazetesinin eline nasıl geçti? Ben Alman kameramanın olduğunu düşünmüyorum. Çünkü gecede kamera kaydı yapanlar Demokratik Esnaflar Birliği Derneği'nin üyeleri. Ben de bu görüntüye onlardan ulaştım. Geceyi organize eden dernek yöneticileri de Abdullah Öcalan'ın fotoğrafının olmadığını söyledi. Görüntülerden de anlaşılacağı gibi sadece sahnede Şeyh Said ve Seyit Rıza'nın fotoğrafı asılı olduğu görülüyor. Dernek yöneticileri de bunların dışında başka bir fotoğrafın olmadığını söyledi. Bu görüntünün o dönem devletin arşivinde olduğunu düşünüyorum. Çünkü görüntüler o zaman ortaya çıkmış olsaydı Ahmet Kaya'ya 3 yıl 9 ay ceza veremeyeceklerdi. Çünkü, Ahmet Kaya'nın o geceki yaptığı konuşmalar ceza için yeterli kanıt niteliğinde değil. O dönem Ahmet Kaya'ya bir komplo kuruldu. Bu komplo da da fotoğraf ve konuşmalar ayarlanarak sanatçıya 'PKK'ya yardım ve yataklık' yaptığına dair suç kanıtı oluşturulduğunu düşünüyorum. O gün "Ayıp Ettin Gözüm" başlığını atanlar asıl ayıbı kendileri işlediler. Kaldı ki, kendi ana dilinde şarkı söylemenin veya konuşmanın neresi ayıp olabilir?"
KAYA'NIN KONUŞMASININ TAM METNİ
Öte yandan Ahmet Kaya'nın Berlin konserinde yaptığı konuşmanın tam metin çözümü şöyle: "Artık büyük orkestralar taşıyoruz arkadaşlar biliyorsunuz. Onlar büyük paralar istiyor. Örneğin Almanya bir orkestrayı getirmek için, adam bir kere konser başına 8 bin mark para istiyor. Bunların yol parası, uçak parası, gidişleri gelişleri masrafları oldukça yüklü. Bunları karşılamak elbette o kadar zor değil; ama biz karınca kararınca şuradan gelen tek bir bilet parasının Türkiye Kürdistan'ındaki insanlara ne kadar katkıda bulunacağına inandığım için, ben abartmasız bu insanların buraya gelmelerinin gerekli olmadığını düşündüm."
Ahmet Kaya'nın eşi Gülten Kaya, daha önce medyaya yansıyan röportajlarında, Berlin konserinde Kaya'yı Öcalan'ın resmi önünde gösteren fotoğrafın fotomontaj olduğunu iddia etmişti.
İstanbul DGM'de toplam 13.5 yıl ağır hapis istemiyle yargılanması üzerine Haziran 1999'da Türkiye'den ayrılan Ahmet Kaya, Paris'deki evinde geçirdiği kalp krizi sonucu 16 Kasım 2000'de vefat etmişti.