Meksika'nın Cancun şehrinde 29 Kasım'da başlayan ve 10 Aralık'ta sona eren konferansta konuşan Bakan Eroğlu, sözlerine Türkiye Cumhuriyeti adına Meksika hükümetine ve Meksika halkına toplantıya ev sahipliği yaptıkları için teşekkür ederek başladı. İklim değişikliği ile mücadele konusunun hiçbir ülke tarafından tek başına çözülecek bir mesele olmadığını kaydeden Çevre ve Orman Bakanı Eroğlu, ekonomik, çevresel ve sosyal geleceğin planlanması için bu konferansın başarıyla sona ermesi gerektiğini belirtti. Türkiye'nin iklim değişikliği ile mücadele için yaptığı çalışmalardan bahseden Bakan Eroğlu, bu çalışmaların enerji, sanayi, ulaştırma, tarım, ormancılık, atık yönetimi ve konuya ilişkin konular kapsamında yürütülen kapsamlı proje ve programlardan oluştuğunu söyledi. Yürütülen çalışmalar ve yapılan yatırımlar sonucunda su, rüzgar ve jeotermal potansiyelinin daha verimli şekilde kullanılacağını vurgulayan Eroğlu, 2023 yılı itibari ile toplam enerji üretiminde yenilenebilir enerji payının yüzde 30 seviyesine çıkarılmasının hedeflendiğini kaydetti.
Çevre ve Orman Bakanı Eroğlu, ulaştırma sektöründe, toplu taşımayı geliştirmek ve yaygınlaştırmanın yanı sıra araçlarda yakıt kalitesini iyileştirmek ve biyo-yakıt kullanımı desteklemek üzere yatırımların teşvik edildiğini, bu sayede yutak alan olan ormanlarında korunduğunu ifade etti. Türkiye'de yapılan en önemli çalışmalardan birinin de 5 yıl içinde 2,3 milyon hektar alanın ağaçlandırılması olduğunu söyleyen Bakan Eroğlu, orman yangınları ile mücadelede kayda değer bir yol kat edildiğini ve bu alanda güçlü ve uzun vadeli yatırımların planlamasının yapıldığını anlattı.
Çevre ve Orman Bakanı Eroğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: "2012 sonrasına yönelik rejim kapsayıcı, adil ve dengeli olmalıdır. Bununla birlikte bu süreç bize bazı esneklikler de sağlamalıdır. Bu bizim uzun vadeli ve adil bir anlaşmaya ulaşmamız için tek yoldur. Bununla birlikte, uzun dönemli azaltım ve uyum faaliyetlerinde ekonomik ve sosyal kalkınma konuları başta olmak üzere ulusal ve bölgesel şartlar da göz önünde bulundurulmalıdır. Gelişmiş ülkelerin tarihsel sorumlulukları dikkate alındığında, sera gazı emisyonlarının azaltılması için finansman ve teknoloji transferinde öncülük etmeleri gerekmektedir. Taraf ülkelerin sözleşme kapsamında sınıflandırılmasında dikkat edilen kriterlerin günümüz gerçeklerini ve ihtiyaçlarını yansıtmadığına inanıyoruz. Bu sebeple, bu konunun tartışılması gerektiğini düşünüyoruz."
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) 7.Taraflar Konferansı'nda Türkiye'nin özel koşulları tanınarak, Ek-2'den EK-1 ülkeleri arasında özel bir konumda yer aldığını belirten Bakan Eroğlu, bunu takiben Türkiye'nin, sözleşmeye taraf olduğunu söyledi. Çevre ve Orman Bakanı Eroğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: 'Türkiye'nin özel şartlarına vurgu yapmak istiyorum. Türkiye BMİDÇS' de Ek-1 ülkesi ve OECD'ye üye bir ülkedir. Türkiye'nin tarihsel toplam sera gazı emisyonları EK-1 ülkeleri ile kıyaslandığında daha düşük seviyededir. Aslında, Türkiye'nin tarihi küresel sera gazı emisyonları arasındaki payı sadece ve sadece binde dörttür. Türkiye hızlı bir büyüme süreci içerisindedir. Bu süreç, enerji ihtiyacı talebini önemli ölçüde artırmaktadır. Elektrik enerjisi ihtiyacındaki yıllık ortalama artış hâlihazırda yüzde 7 mertebesindedir. Kalkınma sürecinde ülkemizin uzun vadeli enerji ihtiyacının artması öngörülmektedir. Bu sebeple, ülkemizin herhangi bir yıl baz alınarak emisyon azaltım hedefi alması gerçekçi değildir. Bizim hedefimiz olağan senaryodan emisyon azaltımı sağlamaktadır. Bu kapsamda, Türkiye özgün şartlarını ortaya koyan bir bildirimde bulunmuştur. Müzakerelerde bu konular temel alınmış olup, şimdi karar alınma noktasına gelinmiştir.'
Temel maksadın Türkiye'nin sözleşmeyi daha iyi uygulayabilmesini sağlamak olduğunu ifade eden Eroğlu, Türkiye ile benzer kişi başı sera gazı emisyonları profiline, ekonomik ve sosyal göstergelere sahip gelişmekte olan diğer ülke taraflarına sağlanmış olan esneklik ve desteklerden faydalandığını kaydeddi. Bakan Veysel Eroğlu, bütün taraflar için kabul edilebilir ve uygulanabilir sonuçlar alınmasını istedi.
Eroğlu, konferans çerçevesinde ayrıca Yemen, Çin Halk Cumhuriyeti ve Moritanya bakan ve yetkilileriyle görüşmeler gerçekleştirdi. Bakan Eroğlu'nun Yemen Çevre ve Su Bakanı Abdulrahman Fadel Al-Eryani ile gerçekleştirdiği ikili görüşmede Türkiye'nin konferansta sunduğu, özel konumunun tanınması konusundaki önerinin grup tarafından desteklenmesini talep etti. Yemen Çevre ve Su Bakanı, ülkemizin özel şartlarını anladıklarını, Türkiye'nin özel şartlarını tanıyan taslak COP karar metninin konferans kararı haline dönüşmesi konusunda destek vermeye hazır olduklarını ifade etti. Ayrıca Yemen heyeti, çevre koruma, özellikle toz taşınımı ve rüzgar erozyonu, ağaçlandırma, iklim değişikliğiyle mücadele konularında Türkiye'nin tecrübelerinden faydalanmak, bu konularda ikili işbirliğini geliştirmek istediklerini ifade etti. Bu talepleri neticesinde, Yemen ile Çevre ve İklim Değişikliği alanlarında ikili işbirliğinin ilerletilmesi konusunda mutabakata varıldı.
Bakan Eroğlu, Moritanya Çevre ve Sürdürülebilir Kalkınma Bakanı Ba Housseynou Hamady ile de bir araya geldi. Moritanya Çevre Bakanı görüşmede, ülkesinin çölleşme konusunda ciddi sıkıntılar yaşadığını, Türkiye'nin ağaçlandırma, ormancılık ve çölleşmeyle mücadele alanlarındaki engin deneyimlerinden faydalanmayı arzu ettiklerini ifade etti. Bakan Eroğlu ise Moritanya'ya karşılaştıkları güçlükler ile mücadelede yardım etmekten memnuniyet duyacaklarını, bu bağlamda ağaçlandırma, modern sulama teknikleri, kuraklık ile mücadele, kuraklığa dayanıklı ağaç türleri gibi konuları da içeren ikili işbirliği anlaşma taslaklarının hazırlanarak Ocak ayı içerisinde Dışişleri Bakanlığı aracılığı ile iletileceğini dile getirdi. Moritanya Çevre ve Sürdürülebilir Kalkınma Bakanı, yapılacak işbirliğini memnuniyetle karşıladıklarını belirterek Çevre ve Orman Bakanı Eroğlu'nu Moritanya'ya davet etti.
Bakan Eroğlu ayrıca Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) Ulusal Kalkınma ve Reform Komisyonu Başkan Yardımcısı Xie Zhenhua ile bir araya geldi. Görüşmede, iki ülke arasında son dönemde hızla gelişmekte olan siyasi ve ekonomik ilişkiler, müzakerelerin gidişatı ve konferansa sunulan Türkiye'nin özel durumuna ilişkin kararlar ele alındı. Çin ve Türkiye arasında hızlı tren, hidroelektrik santralleri ve diğer sanayi sektörlerinde yapılması öngörülen işbirliği konularına iklim değişikliğinin de eklenmesi hususunda görüş birliğine varıldı.