İnternetin insanlara getirisinin yanında götürdüklerine de dikkat çeken Kavalcı, "Son yıllarda ülkemizde çeşitli bilim adamları, psikolog ve terapistler tarafından yapılan tespit, teşhis ve tedavilerde en tehlikeli rahatsızlıklardan kabul edilen teknoloji bağımlılığı, kendisini en çok İnternet ve sosyal paylaşım siteleri bağımlılığı olarak göstermektedir. İnternet bağımlılığının zararları ise şahsın kendisinden başlayıp tüm çevresine yayılmaktadır." diye konuştu.
Bu bağımlılığın gençlerde asosyalliğe, evli çiftlerde ise birbirlerine ilgisiz kalmaktan da öte aldatmalara neden olduğunu kaydeden Kavalcı şöyle konuştu: "Bu duruma en çok sosyal paylaşım sitelerinin sebep olması bugün maalesef dikkatlerden kaçmayacak boyuta ulaşmıştır. ABD'de 2009 yılı sonlarında hazırlanan her 6 boşanma dilekçesinden birinde sosyal paylaşım siteleri paylaşımının geçtiği belirlenmiştir. Yeni arkadaşlar, yeni cevre ve eski arkadaşları buluşturan ve yeni karşı cinsten arkadaşlar bulmaya yarayan sitenin evlilikleri tehlikeye attığı, evliliklerdeki sorunları daha da büyüttüğü, hatta son birkaç yıldır ülkemizde bu sitelerden gizlice arkadaş edinen binlerce evli çiftin eşlerini aldattığı uzmanlarca tespit edilmiştir. Uzmanlar teknoloji bağımlılığı nedeniyle, eşlerin birbirlerini sosyal paylaşım sitelerinde kaçamak yaparak ve ya bu sitelerde tanıştığı sanal ortamda tanıdığı karşı cinsle kısa zamanda oluşturulan sanal duygusallıkların daha da ileriye götürülerek mevcut eş ve aile bireylerinin sorumluluklarının unutulmaya başladığını kişilerin sayılarında hızla artış gözlenmektedir."
"GÖNÜLLÜ MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ"
Yeşilay Rize Temsilcisi Bayram Ali Kavalcı, Türk aile yapısı açısından internet bağımlılığının; diğer madde bağımlılık türleri kadar bilhassa genç ve orta yaş evlilerde boşanma sebebi olduğunu savundu.
"Bu tuzaklara karşı dikkatli olunmadığında bilhassa evli çiftlerin, genç bekar bayanların akıbeti hüsran, pişmanlık ve intiharla sonuçlanan korkunç sonlarla neticelenen olay ve yaşamlara sıkça rastlıyoruz." diyen Kavalcı, "Özellikle aile içi iletişim kurmayı başaramayan bireylerin kendilerini sanal ortamda ifade etmeleri ve arkadaşlık kurmaları daha kolay olmaktadır. Bu iletişim ve yakınlaşma çoğu zaman duygusal bir bağ ve daha sonra da bağımlılığa dönüşmektedir. Aynı evi paylaşan bireylerinin birbirleriyle konuşmayarak, hatta yan yana gelmeyecek bir hal oluşumunu ülkemizde de yaşandığı duymaktayız. Öyle ki zamanın nasıl geçtiğini fark etmeyen bağımlılar ekran karşısında sabahlayarak ve ailesine ayırması gereken vakti bu şekilde öldürmekle kalmıyor, gündelik iş ve sorumluluklarını bile yerine getirmeyerek, hem maddi, hem manevi ve ahlakı dünyasından ve performansından önemli değerler kaybetmekte." şeklinde konuştu.
Bağımlıların ailevi sorunlar, iş veriminin düşmesi, gerçek ve sanal dünyanın ayırt edilemeyecek boyutlara varması gibi sebeplerle kendisini psikolojik sorunların içerisinde bulduğuna işaret eden Kavalcı, şunları kaydetti: "Bu büyük tehlikenin farkına varmak ve bunun bir tür hastalık olduğunu çok iyi kavramak gerekmekte. Hızla yayılan internet bağımlılığının her tür kötü etkilerinden aile birliğini muhafaza etme de yine eşlere düşmekte. Bu bağımlılık türünün de diğer hastalıklar gibi bir hastalık olduğunu bilmeleri ve buna göre evli çiftler karşılıklı, bakımlı, saygılı, sevgili ve hoşgörülü davranışlarını her geçen gün artırarak kuvvetlendirmeli. Yeşilay olarak bizler madde bağımlılığı ve sigaranın yanı sıra, TV ve İnternet bağımlılığı ile de gönüllü mücadelemizi sürdüreceğiz."