20 Ekim 2009'da Abuja'da gerçekleşen ve zaptı tutulan görüşmede, Ann Pickard, Nijerya Hükümeti'nin Nijer Deltası'nda açılacak petrol ihalesi için Çin'e gönderdiği mektuptan söz etti. Petrolden Sorumlu Bakan, mektubun varlığını reddetti. Ama Shell'e göre, Çin ve Rusya'yla yazışmalar yapılmıştı. Amerikan Büyükelçisi Robin Renee Sanders gerisini şöyle anlatıyor:
"Shell sorumlusu, 'Hükümet ilgili her bakanlıkta adamlarımız olduğunu unutuyor' dedi. O bakanlıklarda olan her şeyi bildiklerini söyledi."
Guardian, haberinde Nijerya'nın dünyanın sekizinci büyük petrol ihracatçısı olduğunu, milyarlarca dolarlık petrol gelirlerine karşın halkın yüzde 70'inin yoksulluk sınırının altında yaşadığını belirtiyor.
Bazı sivil toplum örgütleri, Wikileaks'in sızdırdığı bu belgenin, Shell'in ülkenin petrol kaynakları üzerindeki hakimiyetini ortaya koyduğunu söyledi. Social Action Nigeria adlı örgütün program sorumlusu 'Shell her yerde. Her bakanlıkta gözü kulağı var. Her yerde maaşa bağladıkları adamları var. Bu yüzden tüm engelleri aşıyorlar. Nijerya Hükümeti'nden daha güçlüler" diyor.
Nijerya Hükümeti ise Shell'in hükümeti asla kontrolü altına almadığını, bu yazışmanın kişisel bir yorumdan ibaret olduğunu ve gerçekleri yansıtmadığını söyledi.
Independent gazetesi, Amerikan yönetimiyle Wikileaks arasındaki savaşın şimdi siber-uzaya taşındığını, hacker'ların bu siteden desteğini çeken finans ve teknoloji devlerine karşı saldırıya geçtiğini aktarıyor. Gazete, bilgisayar korsanlarının Mastercard'ın internet sitesini çökerttiğini, Paypal'ın da ABD Dışişleri Bakanlığı'nın müdahalesi üzerine Wikileaks için bağış toplamaktan vazgeçtiğini belirtiyor.
NTV / TIMETURK