Konuşmasına cumhuriyetin ilk yıllarındaki ekonomik kalkınmayla başlayan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin 1999 ve 2001 krizlerinde iflas ettiğini, borcunu ödeyemez duruma düştüğünü söyledi. Gelişmiş ülkelerin 2050-2080 yıllarının planını yaptığını ifade eden Kılıçdaroğlu, Türkiye'deki kurumlarınsa bu konuda hedefler ortaya koyamadığını öne sürdü. Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin ekonomik krizi iyi yönetemediğini iddia ederek, "Dünyada bir kriz başladı. Bu bizim krizimiz değildi. Sayın Başbakan da söyledi, doğrudur ama onların kriziyle bizimki farklı. Onların finans krizi, bizde reel sektörde yaşandı. Sayın Bülent Ecevit, finans anlamında yapılması gerekenleri yaptığı için Türkiye'de bir finans krizi yaşanmadı. Kriz bizde, niye reel sektöre yansıdı? İyi yönetilmedik." şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin ithal malları dağıtım lojistik merkezi haline geldiğini söyledi. "Eskiden üretirdik, şimdi üretemiyoruz, çünkü pahalı. Dışarıdan gelen daha ucuz. Nedeni, hükümetin politikalarıdır." diyen Kılıçdaroğlu, Türk Lirası'nın döviz karşısında değerli olmasının yanlış olduğunu ifade etti. "Hükümet, paramız değerleniyor diye seviniyor. Paranın değerinin yükselmesi doğru değil, düşmesi de yanlıştır. Gerçek değeri ne ise o olmalıdır." dedi.
CHP Genel Başkanı, hükümetin kayıt dışıyla mücadele etmediğini, bunun zor ve sürekli mücadele gerektirdiğini söyledi. Dünyadaki savaşların enerji kaynaklı olduğuna dikkat çeken Kılıçdaroğlu, kaynaklara sahip ülkelerin, geleceğini kurtardığını belirtti. Nükleer santral ihalesinin pahalı yapıldığını savunarak, burada üretilecek elektriğe kilovat/saati 13,5 sent alım garantisi verilmesini eleştirdi. Kılıçdaroğlu, İzmir'in EXPO 2020 adaylığını desteklediklerini de kaydetti. Türkiye'nin İzmir gibi olmasını istediğini belirterek, siyasette gençlere daha fazla yer vereceğini söyledi.
'AB UYUM YASALARINA ENGEL OLMADIK'
Türkiye-AB ilişkilerine de değinen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, AB ülkelerindeki temaslarında, "CHP, AB sürecinde Parlamento'ya gelen yasalara neden engel oluyor?" diye sorulduğu belirterek, "AB uyum yasalarının hiçbirine engel olmadık. AB uyum yasaları diye içine başka yasalar getirilirse itiraz ederiz. Yasalar, yeter ki AB standartlarında olsun. Engel, büyük ölçüde iktidar tarafından koyuluyor. Türk Ticaret Kanunu Meclis'e gelecek, destek vereceğiz." diye konuştu.
'VERGİ AFFI KRİZDE ÇIKMALIYDI'
Mali af kanununun gecikmeli çıktığını savunan Kemal Kılıçdaroğlu, "Krizin ortasında çıkmalıydı. İntihar edenleri unutmayalım. Kredi garanti fonu gecikti. Af, kolay başvurulan bir yol değildir. Eğer bir ülkede sık sık af çıkarıyorsanız, demek ki politikacılar olarak ülkeyi iyi yönetmiyorsunuz. Düzenli olarak vergisini ödeyenleri niye cezalandırıyorsunuz? Sembolik olarak da olsa indirim yapılmalı." dedi.
'TÜRBAN VE KÜRT SORUNU NİYE HEP BANA SORULUYOR?'
Kılıçdaroğlu, sanayicilerin sorularını da cevaplandırdı. "Türban ve Kürt sorunuyla ilgili görüşlerinizi net olarak öğrenmek istiyoruz." sorusuna karşılık, Kürt meselesi konusunda en hazırlıklı partinin CHP olduğunu belirtti. Bu konuda ilk raporu kendilerinin hazırladığını belirten CHP Genel Başkanı, bu yüzden çarmıha gerildiklerini iddia etti. Kemal Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Şimdi bize, 'Niye bu konuda rapor hazırlamıyorsunuz?' diyorlar. 30-40 yıldır süren bir sorun, çalakalem rapor hazırlamakla çözülmez. Bu tek boyutlu bir sorun değil. Geçmişte tek boyutlu gördük. Sayın Başbakan da, 'Askerler ne istediyse verdik.' diyor. Tek başına askerî tedbirlerle bu sorun çözülmez. Çözmedeki tek sorumluluk, ülkeyi yöneten siyasilerdedir. Bu olayın ekonomik, sosyal, uluslararası, kültürel boyutu var, hep birlikte çözülmelidir. 1960'larda ABD'de siyahlarla beyazlar aynı ortamda bulunamıyordu. Şimdi bir siyah, başkan koltuğunda oturuyor. 60'larda onlarda bu sorun vardı, bizde yoktu. Onlar birleşti, biz ayrıştık. Sorunun çözümünün mihengi, toplumsal destek sağlamaktır. Sorunu çözecek olan siyaset kurumudur."
Türbanın üniversitelerde bir problem olarak görülmemesi gerektiğine dikkat çeken Kılıçdaroğlu, üniversitelerin özgür kurumlar olması gerektiğini vurgulayarak, "İlköğretim ve kamuda olmaz. Niye erkekler sürekli olarak bunu gündeme getiriyor da kadınlar getirmiyor? Sayın Başbakan, bunu siyasallaştırıyor. Bizim düşüncelerimiz çok net ve açık ama Başbakan net değil. İşin garip tarafı, bu soru hep size sorulur. Niye sayın Başbakan'a sorulmaz? Doğu ve Güneydoğu'nun sorunu, niye Başbakan'a sorulmaz? Ülkenin başbakanı bensem, bana sorulsun." şeklinde konuştu.
Hipermarketler Kanunu ile ilgili bir soruya ise, "Bu yasanın Parlamento'dan geçmesini istiyorlar ama geçirmiyorlar. Biz değil, hükümet geçirmiyor. Esnafı perişan ettiler. Esnafın ne olduğunu bilmeyen bir kişi, ülkeyi doğru yönetemez." diye cevap verdi.
EBSO Meclis Başkanı Mehmet Tiryaki ise demokrasinin sağlıklı işleyebilmesi için iktidar kadar muhalefetin de sorumluluğu bulunduğunu söyledi. Tiryaki, "Hepimiz, ülkemizin geleceği adına birlikte hareket etmeliyiz. 2011, seçim yılı olacak. Geçmişteki siyasi gerginliklerin ülkemize nelere mal olduğu açıktır. Görüş ayrılıkları elbette olacaktır. Hepimize düşen görev, birlikte hareket etmektir." dedi.
EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar da, "Toplantıyı hem Sayın Genel Başkan'ın ekonomi ve sanayiye yönelik görüşlerini almak hem de sanayiciler olarak konularımızı ve beklentilerimizi aktarabilmek için düzenledik. Sanayiciler olarak, ülkemizde istikrar ve güven ortamı istiyoruz. Kurumlar arası çatışma değil uzlaşma, gündemin siyaset değil, ekonomi olmasını arzu ediyoruz. 2023 hedeflerimize, daha çok üreterek ve daha çok çalışarak ulaşacağımız bilinciyle birlikte başaracağımıza olan inancım tamdır." diye konuştu.