İHD İşkenceye Karşı Komisyon üyesi yaklaşık 10 kişilik grup, hafta sonu öğrenci olaylarının yaşandığı Dolmabahçe Sarayı önünde toplandı. 'İnsanlık onuru işkenceyi yenecek' yazılı pankart açan grup adına açıklama yapan İHD üyesi Ahmet Tamer, hafta sonu yaşanan olaylarla ilgili basın açıklaması yapmak için toplandıklarını söyledi.
Gördüklerinin, duyduklarının ve yaşadıklarının kendilerini şok ettiğine vurgulayan Tamer, "İnsanlık dışı olaylarla karşılaştık. Öğrenciler ağır işkencelere maruz kaldı. Burada yapmak istedikleri tek şey, düşüncelerini ifade etmekti. Protesto etmekti. Seslerini duyurmaktı. Fakat buna verilen yanıt işkence oldu. Ağır dayak oldu, kaba dayak oldu. Bir kadın öğrenci bebeğini düşürdü. " diye konuştu.
Yaşanan olaylar karşısında siyasileri sessiz kalmakla suçlayan Tamer; "Ama ne yazık ki siyasiler, hükmedenler, hükümettekiler bu olayla ilgili üzüntülerini açıklamadılar. 'Üzüldük' diyemediler. Üzülmemize neden olan ve aslında korkutan etmenlerden bir tanesi de bu. Hükümetten hiçbir yetkili bunun üzüntü verici bir olay olduğunu, olmaması gereken bir olay olduğunu, özellikle bir de kadın öğrenci çocuğunu düşürmüşken, bunun soruşturulacak bir olay, suçluların cezalandırılması gerektiğini ortaya koymadı. Bizleri üzen ve korkutan budur. Bunun arkasındaki mantık bize yabancı değildir. Yıllardan beri Türkiye'de işkence olayları ne yazık ki yaşanmaktadır. Vitrini biraz düzeltmek için kimi birimlerde işkence azaltılmıştır, doğrudur. Ama bunu gerçekten insan haklarına ciddi bir yönelmenin adımı olarak göremiyoruz." dedi
İHD ve aynı zamanda bebeğini düşürdüğü iddia edilen genç kadının Avukatı Gülizar Tuncer, olayların ardından polisin değil, öğrencilerin şiddetinin tartışıldığını söyledi. Öğrencilerin polise saldırdığının iddia edilmeye başlandığını belirten Tuncer, "Öğrencilerin örgütlü olarak buraya geldiklerini, birtakım illegal örgütlerin bu işi planladıklarını, hatta Ergenekonun öğrencilerin arkasında olduğunu iddia ettiler. Başbakan Erdoğan kalkıp konuştu ve dedi ki 'Öğrenciler oraya kasaturalarla, taşlarla, molotoflarla geldi ve polise saldırdı.' Bunların hepsi bir yalan. Öğrenciler buraya kasaturalarla, molotoflarla, taşlarla ve sopalarla gelmedi. DİSK'e bağlı Genç-Sen'e üye öğrenciler Dolmabahçe'de rektörlerle yapılan toplantıyı izlemek ve kendi sorunlarını taleplerini iletmek üzere geldiler. Ancak zehirli gazlarla öğrencileri boğmaya çalıştılar." Şeklinde konuştu.
"İnsanlık onuru işkenceyi yenecek' , 'Susma sustukça sıra sana gelecek' şeklinde sloganlar atan grup açıklamaların ardından olaysız dağıldı.