İstanbul Sanayi Odası 9. Sanayi Kongresi ve İnovasyon Sergisi'nde konuşan Rifat Hisarcıklıoğlu, Çalışma Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte Türkiye'de bir ilke imza atarak, Beceri-2010 adlı proje ile piyasa ihtiyaçlarına uygun eleman yetiştirmeye başladıklarını belirtti. Bu çerçevede her yıl 200 bin kişinin piyasa ihtiyaçlarına göre eğitileceğini, 5 yılda bir milyon kişinin özel sektörde iş sahibi olacağını aktardı.
Artan gıda talebinin tarım sektörüne ilgiyi artırdığını savunan Hisarcıklıoğlu, "Önümüzdeki dönemde uluslararası çapta üretim yapan büyük şirketler, daha fazla üretim süreçlerini küresel olarak organize edecek. Üretim süreçlerinin parçalanıp farklı ülkelerde yapılmasıyla KOBİ'ler için daha fazla fason iş imkânı doğacak." dedi.
Türkiye için temel olanın yüksek katma değerli ve yüksek teknolojili bir yapıya evrilmek olduğunun altını çizen TOBB Başkanı, şu değerlendirmelerde bulundu:
'Ülkemiz, son 10 yıl içinde düşük teknoloji kullanan bir ülke iken artık orta-teknolojili ürünlerin ağırlık kazandığı bir yapıya kavuştu. Ancak gelişmiş ülkelerin gelir düzeyine yaklaşmak istiyorsak iş burada bitmiyor. Bugün ihracatımızın kompozisyonunda ileri teknolojili ürünlerin payı yüzde 5'i geçmiyor. Bu oranı arttırmak, örneğin Kore'de olduğu gibi yüzde 25'ler düzeyine çıkarmak önümüzdeki 20 yılın en temel sorunudur. Ama bu kolay değildir. Etkin bir sanayi politikasının, akıllıca tasarlanmış bir teşvik sisteminin altından kalkabileceği bir iştir. Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün'ün yakında açıklamasını beklediğimiz, Sanayi Strateji Belgesi'ni heyecan ve umutla bekliyoruz. Vizyonu, hedefleri iyi tanımlanmış iddialı bir sanayi stratejisi raflarda duran bir doküman olmaktan çıkıp uzmanından daire başkanına, genel müdüründen müsteşarına devletin tüm kurumları ve katmanları tarafından benimsenmiş bir yol haritasına dönüşmelidir.'
Hisarcıklıoğlu, sanayi stratejisi olmayan bir ülkenin etkin bir eğitim, enerji ve dış politikası olamayacağını kaydederek, 'Bugün bu anlamda olumlu adımlar atılıyor. Şimdi bu adımları sistemli bir atılıma dönüştürmek mecburiyetindeyiz. Bunun yolu da sanayi stratejisinden geçiyor. Sanayi stratejisi yine ülke gündeminde ön plana çıkmalı, yapısal dönüşüm ve reform sürecinin ana unsuru olmalı." temennisinde bulundu. Dünya ekonomisinde yeni normalin tanımlanacağı, rekabet haritasının belirleneceği zaman diliminde Türkiye'nin de küresel yarışta süratlenmesini isteyen TOBB Başkanı, bu anlamda iddialı dönüşüm projeleri konulması gerektiğinin altını çizerek, şu görüşleri dile getirdi:
'Geçtiğimiz 30 yıl zarfında başarmış olduğumuz değişim hikâyesi, önümüzdeki dönemde bunun daha da iyisini yapabileceğimiz noktasında bize güven ve umut vermelidir. Bugün geldiğimiz noktada önümüzdeki mesele ise sanayimizin ve ihracatımızın yapısını daha yüksek teknolojili ve katma değerli bir yapıya dönüştürmek, hizmetler sektörümüzü daha modern, daha verimli hale getirmektir. Eğer bunu başarırsak çok büyük bir ödül bizi bekliyor. İddialı bir reform gündemiyle ve etkin bir sanayi stratejisiyle, ülkemizdeki iş yapma ortamının kalitesini, örneğin Almanya'daki iş ortamının kalitesini getirirsek, işgücü verimliliğini Almanya'dakine benzer bir düzeye çıkartabilirsek Türkiye'nin milli geliri tam 3 kat artar. Bu da Türkiye'yi, dünyanın 8. büyük ekonomisi haline getirir.'
Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin iyi eğitimli gençlere istihdam yaratan girişimciler ordusuna sahip olabileceğine işaret ederken de "Yalnız bir de iğneyi kendimize batıralım. Türkiye'nin her tarafını geziyorum. Devamlı rastladığım bir konu beni hep üzüyor. Hele şu, kardeşler, eltiler ve ortaklar çekişmesinden bir kurtulabilirsek, şirketlerimiz daha hızlı büyüyecek, ülkemiz zenginleşecek ve gelecekte daha iddialı olacağız." diyerek iş adamlarına serzenişte bulundu.