Rize Eğitim ve Araştırma Hastanesi Konferans Salonu'nda, hastanede görev yapan hekimlerle bir araya gelerek personelin sorunlarını dinleyen Bilaloğlu, Afyonkarahisar'da özel bir sağlık merkezinde aynı gün katarakt ameliyatı olan 7 kişinin görme duyularını kaybetmesiyle ilgili olarak değerlendirmelerde bulundu.
Başka illerde de benzen hadiseler olduğunu belirten Bilaloğlu, "Afyonkarahisar'da vatandaşların yaşadığı sıkıntıyı ve üzüntüyü hekim ve insan olarak derinden hissediyorum. Bununla ilgili Afyonkarahisar Tabip Odası'nca 9 Kasım'da inceleme başlatıldı. İdare de ayrıca soruşturma başlattı. Hekimin kusuru varsa, bununla ilgili işlem yapılır. Ama bunlar az olaylar değildir. Bunlar, hekimlerin kötü mesleki uygulamaları ile açıklanacak durumlar değildir.' dedi.
Türkiye'de sağlık hizmetleri piyasaya açılmış durumda olduğunu ileri süren Bilaloğlu, 'Bu, sağlık hizmetinden kar elde etmek demek. Buna özel merkezler, devlet hastaneleri de dahil. Bu da rekabet edileceği anlamına geliyor. Hekimler de bu süreçte ister istemez daha fazla, daha hızlı, daha özensiz eylemler yapabildiğini dünya örnekleri gösteriyor. Ülkemizde de ne yazık ki bunlar giderek artıyor. Bunlardan çıkmanın yolunun sağlık sisteminin kar elde edilen bir alan olmaması gerektiği, buna göre düzenleme yapılması gerektiğinden geçtiğini düşünüyoruz." diye konuştu.
"Hekimlere 'daha fazla hasta ameliyat et, daha fazla hasta bak, daha fazla kazan' hedefi gösterilmesinin doğru olmadığını düşünüyoruz." diyen Bilaloğlu, "Hekimlik öncelikle insanların sağlıklarını bozmamak, sonra korumak, geliştirmek ve daha iyi hale getirmektir. Bunun karşılığında hekimler de elbette karşılığını almalı. Ama kar elde etmek için yürüyen sistem, bu tür sonuçlar doğurur. Rekabet ve daha çok para kazanmak amaçlı kurulan sistem hekimleri olduğu gibi hastaları da mağdur eder. Muhtemeldir ki bu tür olaylar belki de çok daha vardır.' şeklinde konuştu.
Türkiye'de yaşanan bütün olumsuzlukların ana sorumlusu olarak muayenehane sahibi olan meslektaşlarının ön plana çıkartıldığını ileri süren Bilaloğlu, şunları kaydetti:
'Sağlık Bakanlığı'nın rakamlarına göre Türkiye'de 112 bin hekim var. Bunların içinde, uygulanan politikaların da sonucu olarak üniversite hastanelerinde bine yakın, bakanlığa bağlı hastanelerde de bine yakın muayene sahibi meslektaşımız var. Yani toplam 2 bin. 110 bin hekim, bir hizmet sunma modeli olarak bunun dışında. Türkiye'de son 8 yılda yıllık poliklinik sayısının kişi başına ortalama 2.3'den 6.8'e çıktı. bu durum yılda 450 milyon poliklinik anlamına geliyor. 2 bin muayene sahibi meslektaşımız bu polikliniğin çok azını yapmıştır. Ama hep birlikte dikkatler buraya odaklanıyor. Toplam içerisinde küçük bir şeyi görüyoruz. Daha sonra hekimler halkla karşı karşıya geliyor, halka yabancı bir meslek grubu haline geliyor. Dünya ölçeğinde hekimler giderek mesleğin itibarının daha tartışılır olduğunu düşünüyor. Ama Türkiye'de bu daha da hızlanmış durumunda.'