Gençlerin mutlaka güzel sanatlarla ilgili bir dalda hobi edinmesi gerektiğini ifade eden Bozkuş, "1988 yılında İzmir'de komiser yardımcısı olarak göreve başladım. 1992–1995 arasında Siirt'te görev yaptıktan sonra 1995 yılında Denizli'ye Çevik Kuvvet amiri olarak atandım. Bu görevi, 2003 yılına kadar sürdürdüm. 1998 yılında televizyonlardaki resim belgeselleri seyrettikten sonra resim yapmaya başladım. Yaptığım yağlı boya ve sulu boya tablolar, sanatseverler tarafından çok beğenildi. Özellikle polis haftalarındaki etkinlikler kapsamında bunları sergiledim. Görevimden arta kalan zamanlarda, nöbetlerden sonra hep resim yaptım. Kahvehane alışkanlığım da olmadığı için tabloları kısa sürede bitiriyordum. Elimde resimlerim birikti. Yıl sonuna kadar yeni tablolar da yaparak dördüncü kişisel sergimi açacağım." dedi.
Emekli olunca insanın bir kenara çekilmesi gerekmediğini vurgulayan Bülent Bozkuş, "Emekliyim diye boş boş durmayı kendime hiç yakıştıramadım. Resim yaparak dinleniyorum, huzur buluyorum. Tuvale attığım her fırça darbesiyle daha da mutlu oluyorum. Genellikle manzara ve hayvan resimleri çiziyorum. Sanatla uğraşan insanlar, daha kibar olur ve hayata daha pozitif bakabilir. Resim yaparken her şeyi unutuyorum, tabloyla bütünleşiyorum. Adeta çizdiğim manzara resminde kendim yaşıyormuş gibi hissediyorum." şeklinde konuştu.