Türkiye'nin bölgesel ve küresel bir güç olduğuna vurgu yapılan sonuç bildirgesinde şu değerlendirmeler yer aldı:
"Türkiye'nin, günümüz dünyasında gerek bölgesel, gerek küresel ölçekte varmış olduğu gelişmişlik seviyesinde, mevcut potansiyelini çok çeşitli faaliyet alanlarında giderek kullanabilmesi ve uluslararası düzeyde yarar sağlayıcı hale getirmesi büyük önem taşımaktadır. Kanaatimizce, Türkiye'nin potansiyelini ve gücünü ortaya koyabilmesi için, iş dünyasının dinamizmine gereksinim bulunmaktadır. Kuşkusuz, bu bağlamda iktidarların görevi gerekli alt yapıyı oluşturmaktır. Ancak, oluşan bu alt yapı üzerinde, inşa edilecek akıl ve mantık ölçütlerine uygun yapıtların ortaya çıkarılıp işletilmesi özel kurum ve kuruluşlara ait olacaktır.
3-5 Aralık 2010 tarihlerinde yapılan Birinci Boğaziçi Ortaklık Zirvesi'nin varmak istediği amaçların başında, bu ilk konferans için seçilen Afrika, Orta Doğu ve Avrasya coğrafyasında muhtelif alanlarda ekonomik ve ticari işbirliğinin arttırılması gelmektedir. Ayrıca, bu coğrafyadaki ülkelerin öncelikli gereksinim duydukları yatırımların yönlendirilmesi ve bu gereksinimlere göre özel projeler hazırlanarak, uygulama alanına sokulması için bir diyalog ortamının yaratılması amaçlanmaktadır. Bu tür diyalogların ve tartışmaların tarafsız, ön yargısız ve sadece ülkelerin uzun vadeli çıkarları gözetilerek yapılması esastır. Tüm bu beklentilerin yerine getirilmesinde genç nesillerin rolü yaşamsal ölçekte olacaktır.
Zirveye 14 ülkeden çok tanınmış ve saygın şahsiyetin katılmış olması, yaratılmaya çalışılan diyalog ortamının inanılır ve saygın temeldeki geleceği açısından umut vericidir. Unutmamak gerekir ki, bölgesel ve küresel bazda süratle değişmekte olan şartlara uygun adımlar atılması kaçınılmazdır. Doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını bölgemizdeki ülkeler yönünde celbetmek, bu ülkeleri ithalata bağımlı olmaktan kurtarmak, önemli bir gerekliliktir. Birinci Boğaziçi Bölgesel Ortaklık Zirvesi, tüm bu gereklere uygun bir ortam ve cevapların ortaya çıkmasında bir araç işlevini yerine getirmiştir ve bundan Türkiye ve katılımcı ülkeler açısından mutluluk duyulmaktadır."