Akdoğan, Star Gazetesi'nin Açık Görüş ekinde yer alan makalesinde, asrın en büyük örgütlü propaganda faaliyeti ile karşı karşıya olduğunu belirtti. Akdoğan, WikiLeaks hadisesinin uluslararası düzeyde ilişkileri yeniden dizayn etmeye, halkların psikolojisi ile oynayarak ülkeleri farklı tutum ve politikalara yöneltmeye dönük bir etkinlik gibi göründüğünü ifade etti.
"ABD KİMSEYİ HEDEF TAHTASINA OTURTMADI"
"ABD'nin belgelerin yayınlanmasının ardından ciddi bir itibar kaybına uğrayacağı yönünde bir kanaate sahip olsaydı, meseleyi ulusal güvenlik meselesi olarak görür ve daha ciddi şekilde müdahale ederdi" diyen Akdoğan, ABD'nin 11 Eylül saldırısını düşman saldırısı olarak nitelediğini ve ona göre önlemler aldığını hatırlattı.
ABD'nin WikiLeaks olayında düşman tanımlaması yaparak birilerini hedef tahtasına oturtmadığına işaret eden Akdoğan, "İçerde kimse 'tehlike' ve 'düşman' olarak lanse edilmedi. Bu yüzden dış bağlantıları güçlü olan içeriden birilerinin bu işi tezgahladığını düşünmek daha gerçekçi olur." ifadelerine yer verdi.
"ABD'NİN ZARAR GÖRECEĞİNE DAİR GÜÇLÜ EMARE YOK"
Bu işleri yapanların ABD'nin gerçekten büyük zarar göreceğini düşünen dışarıdan birileri olduğunu sanmadığını ifade eden Akdoğan, yazısında şu ifadelere yer verdi: "Bu işten ABD'nin büyük zarar göreceğine dair güçlü bir emare de yok. Bir yoruma göre, ABD içinde birileri, hem Obama yönetimini farklı bir yöne sevk etmeye çalışıyor, hem de birçok ülkenin ABD ile ilişkilerine ince ayar vermek istiyor. Kimine göre Obama yönetiminin ismi geçen ülkelerle ilişkisi bozulmaya çalışılıyor. Kimine göre ise yapılan ilişkileri bozmak değil, ABD'nin çıkarlarına göre yeniden dizayn etmek, bu politikalara direnen ülkelerin gardlarını düşürmek. Eğer resmi ABD yönetimi dolaylı da olsa bu işi yaptırmadığını söylüyorsa, o zaman ilk kez birilerinin kendisine açıkça hareket çektiğini ve gidişatı yönlendirmeye çalıştığını kabul etmiş oluyor."
İSRAİL'E İŞARET
Bazı güçlerin tüm bilgi ve belgelere rağmen ABD yönetiminin istenen adımları atmamasından rahatsızlık duyduğunu ve onu istenen yörüngeye çekmeye çalıştığını belirten Akdoğan, "Bu doğruysa ABD yönetimi ciddi bir çıkar ve anlayış çatışması yaşamakta, Obama yönetimi bir dayatmaya maruz kalmaktadır. Bu görüntü ABD'nin küresel aktörlüğüne büyük zarar verir. Amacın ABD ile ismi geçen ülkelerin arasını bozmak ve ABD'yi farklı politikalara mecbur bırakmak yaklaşımı doğruysa, bundan öncelikli hesabı olan ülke İsrail'dir. İsrail, Türkiye ile ABD arasındaki ilişkinin seyrinden hoşnut değildir. Ortadoğu'da etkinliği artan ve İsrail'in onlarca yıl sürdürdüğü oyunları bozmaya başlayan Türkiye'nin nüfuzunun kırılmasının bir yolu da ABD ile sorun yaşamasıdır. İsrailli yetkiler ABD'nin Türkiye'ye gerçekten baskı yapmadığını düşünüyorlar." ifadelerini yazısında yer verdi.
Yayınlanan belgelerin iki ülke ilişkilerini sabote etmeye yönelik olduğunu vurgulayan Akdoğan, İsrail'in öncelikli hedefinin Erdoğan hükümeti olduğuna dikkat çekti. Akdoğan, belgelerin hükümeti itibarsızlaştırmaya dönük iddialar içermesinin hiç tesadüf görünmediğine işaret ederek, Türkiye'nin ve Erdoğan hükümetinin bu belgelerin altında kalma ihtimalinin düşük olduğunu, bundan ABD'nin bölgesel çıkarlarının zarar göreceğini iddia etti.
