Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürü Abdurrahman Çelik, Cihan Haber Ajansı'na İstiklal Marşı'nın kamulaştırılması ile ilgili açıklamalarda bulundu. Tartışmaların 2007 yılında Almanya'da bir firma tarafından İstiklal Marşı söylenen bazı okul ve etkinliklerden telif hakkı istenmesi ile başladığını aktaran Çelik, "Olayın bakanlığa intikal etmesi ise yaklaşık 2 ay öncesine dayanıyor. Orada bazı hukuki süreçler olmuş. Sonra bize, İstiklal Marşı kim tarafından korunuyor, kimin üzerine kayıtlı diye soru soruldu. Biz de araştırdık. Maalesef bununla ilgili bir şey ortaya çıkmadı. Yani İstiklal Marşı ile ilgili kanuni bir düzenleme yapılmamış." dedi.
Bir eser üzerinde, eser sahibinin ölümünden 70 yıl sonrasına kadar hak talep edilebildiğini söyleyen Çelik, şöyle devam etti: "Mehmet Akif Ersoy, 1921 yılında bunu yazıyor, 1936 yılında vefat ediyor. Yani onunla ilgili süre geçiyor. Ancak ortada bir de beste var. Eserler hem söz hem de beste olarak korunur. Dolayısıyla bestecinin (Zeki Üngör) 2028'de doluyor. Bestecinin herhangi bir varisi var ise bunda hak talebinde bulunurlarsa ve bir istisna yok ise bunu talep edebilirler. Burada hiçbir yasal engel yok."
Eseri kullanandan hak talebinin yapılabileceğini söyleyen Çelik, "Mesela okul mu kullandı, okuldan talep ederler; ya da bir açılış töreninde mi çalındı, açılış töreninin organizasyonundan talep ederler. Kullanan yerlerden, mekanlardan talep ederler." ifadesini kullandı.
"BİZ VARİS TESPİT EDEMEDİK"
Bakanlık tarafından 15 gün içinde yapılan araştırmada herhangi bir varis bulunamadığını kaydeden Çelik, "Olsa da milletine mal olmuş bir eser için herhangi bir kimsenin normal bir esermiş gibi hak talep edeceğini sanmıyorum." diye konuştu.
İstiklal Marşı'nın kamulaştırılması ile ilgili yasal düzenlemenin bugün Başbakanlık'a sevk edileceğini aktaran Çelik, "Bundan sonra İstiklal Marşı'nın kullanımından doğabilecek herhangi bir hak; hiçbir kimse, kuruluş, vakıf, dernek tarafından talep edilemeyecek. Türkiye Cumhuriyeti'nin malı olacak." diye belirtti.
