Sülhattin Fırat, hastanede güvenlik görevlilerinin kendisini bir odaya kilitleyerek dayak attığını ve bıçak çekmesinin söz konusu olmadığını belirterek mahkeme kararına itiraz etmişti. Edremit ilçesinde ikamet eden Erzurumlu Fırat, 2006 yılında eşi Kudret ve 12 yaşındaki kızı Nurcan ile taziye ziyareti için memleketteki akrabalarına gitmiş, kızının sırtında bulunan doğuştan kemik çıkıntısını aldırması için Aziziye Araştırma Hastanesi Ortopedi Bölümü'ne götürmesi tavsiye edilmişti. Böylece hem dayak yemesine hem de 4 yıl süren davanın ardından hapis cezası almasına kadar devameden olaylar zinciri başlamış oldu.
Fırat'ın iddiasına göre kızını ameliyat etmek için Prof. Dr. A.O., önce kendinden bin 500 lira bıçak parası istedi. SSK emeklisi olan Fırat ise bin lira verdi. Bu sayede ameliyata alınan Nurcan, iki ay geçmesine rağmen ayağa kalkamadı ve ikinci defa ameliyat edildi. Bu sefer yürüme yeteneğini tamamen kaybetti. Kifozkolyoz hastası olduğu öne sürülen Nurcan Fırat'ın bel kemiğindeki eğrilik düzeltilirken gerilmeye maruz kalan sinirlerin fonksiyonunu yapmamaya başlaması sebebiyle yürüyemez oldu. Beş ay hastanede yataktan kalkamayan kızını gezdirmek isteyen Sülhattin Fırat ise o yıllarda hastane çalışanı T.Ö.'den tekerlekli sandalye talebinde bulundu. Olumsuz cevap verilen Fırat, hastane idaresine T.Ö.'yü şikayet etti. İddaya göre T.Ö. ve arkadaşları, Fırat'ı bir odaya kapatarak kolunu kırdı. Numune Hastanesi'nde kolunu tedavi ettiren Fırat, konuyu yargıya taşıdı. Mahkeme, 4 yıl sonra verdiği kararla Sülhattin Fırat'ı, kavgada bıçak çektiği gerekçesiyle 1 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırdı. Temyiz için Erzurum Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvuran Fırat, kararın değişmemesi üzerine AİHM'ye gitmeye karar verdi.
Yediği dayağa veya hapis cezasına değil, ihmal yüzünden evinde yatağa mahkum olan kızı Nurcan'ın gözünün önünde erimesine üzüldüğünü belirten Sülhattin Fırat, şunları söyledi: "Bıçak çekmiş olsaydım, kolumu kıran adam o gün savcılığa bıçağı vermez miydi? Dayak yiyen de, kolu kırılan da benim. Kararda, nüfus cüzdanım olmadığı için tekerlekli sandalye verilmediği, bu yüzden bıçak çektiğim belirtiliyor. O gün nüfus kağıdımı masanın üzerinde bıraktım. Bu ifadelerimi savcılara da verdim."