Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Swiss Otel'de düzenlenen Uluslararası İşbirliği Platformu'nun düzenlendiği Boğaziçi Bölgesel Ortaklık Zirvesi'nin açılışına katıldı. Gül, burada yaptığı konuşmada yeni küresel şartların doğru okumayan, bu süreçte kendilerini tecrit eden ülkelerin kalkınma ve özgürlük yarışında geride kalacağını belirtti. Bu ülkelerin gelecek nesillerin istikbalini şimdiden ipotek altına aldıklarını belirten Gül, "Küresel bir köy haline dönüşen dünyada bilgi, sermaye ve insanlar, tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar hızlı hareket ediyor. Küreselleşmenin getirdiği bu nimetler, layıkıyla kullanılmadığı takdirde ciddi riskler oluşturuyor. Diğer bir deyişle, küreselleşmenin hızına ayak uyduramayan ülke ve toplumlar, bisikletin pedalını çeviremeyen sporcular misali, kaldıkları yerde düşmektedirler. Bu bakımdan bu büyük yarış içerisinde herkesin vargücüyle en iyi şekilde yerini alması gerekmektedir. Bununla birlikte söz konusu yarışı başarıyla sürdürebilmek sadece bir ülke ya da halkın münferit çabalarıyla mümkün olmaktan çıkmıştır." diye konuştu.
Gül, bugün güvenlikten teröre, ekonomik istikrardan sürdürülebilir çevreye kadar pek çok sorunun ancak kapsamlı ve etkili bir uluslararası işbirliğiyle çözülebileceğini söyledi. Bu yöndeki en başarılı işbirliği örneklerinin öncelikle bölgesel düzeyde başlamasının da kaçınılmaz olduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Bölgesel düzeyde güvenlik, istikrar olmadığı sürece bölge içerisinde ekonomik işbirliği, ticaret de tabii ki olmayacaktır. Dolayısıyla bunlar büyük meseleler ve çok kapsamlı bir şekilde hem ülkeler hem şirketler hem bireyler bazında alınması gereken çok önemli konulardır." ifadesini kullandı.
'HÜKÜMETLERARASI MEKANİZMALARDA YÜRÜTMENİN DEVRİ GEÇTİ'
Uluslararası ilişkilerin daha da yoğunlaştığı ve geliştiği günümüzde siyasi, ekonomik, kültürel ve bilimsel alanlarda işbirliğinin sadece hükümetler arası mekanizmalarla yürütmenin devrinin geçtiğini vurgulayan Gül, "Hükümetler, devletler altyapıyı oluşturacaklardır. Biraz önce söylediğim büyük meseleleri, güvenlik meselelerini yapacaklardır. Hukuki alt temeli oluşturacaklardır. Rayları döşeyeceklerdir, anlaşmaları imzalayacaklardır. Bunun arkasını getirecek olanlar da hükümet dışı aktörlerdir. Bunlar sivil toplum kuruluşlarıdır, iş dünyasının organizasyonları, dernekleridir, iş dünyasının büyük şirketleridir, üniversitelerdir, bilim adamlarıdır. Sadece hükümetlerden beklememek gerekmektedir." şeklinde konuştu.
Bilgi, sermaye ve insanların dolaşım hızının "baş döndürücü" bir şekilde geliştiğine değinen Gül, bu nimetlerden herkesin yararlanmasının, kendiliğinden olacak bir şey olmadığını aktardı. Mevcut meselelerin iyi tahlil eden, riskleri zamanında öngören ve fırsatları iyi tespit eden bireylerin, şirketlerin, toplumların ve ülkelerin bu nimetlerden layıkıyla yararlanabildiklerini belirten Gül sözlerini şöyle sürdürdü: "Geleceğe yönelik fikir egzersizleri yürütenler, mevcutla yetinmeyip daima iyisini ve farklısını hedefleyenler, bu süreçte kazananlar arasında yer alacak. İnsan hakları, hukukun üstünlüğü, şeffaflık ve hesapverebilirlik gibi ilkeleri kendisine düstur edinenler, düşünce ve ifade özgürlünü öne çıkartanlar muhakkak ki bu yarışta daha önde olacaklardır. Eğitim, bilim, araştırma geliştirme ve teknolojiye yatırım yapanlar, tabii ki diğerlerinin önüne geçecektir. Ortak hafıza ve ortak aklı en iyi şekilde işletebilen ve bunu en iyi, en etkin şekilde ortak eyleme yine dönüştürenler muhakkak ki avantajlı çıkacaklardır. Onun için bu bölge ülkeleri olarak ve bölgenin işadamları, devlet adamları, düşünürleri, yazarları, gazetecileri, olarak ne kadar çok bir araya gelip, bütün bu söylediğim istikamette ortak hareket edilirse, o kadar çok diğer bölgelere göre önde olunacak, o kadar çok fayda üretilecektir."
'BU PLATFORM NEDEN DAVOS OLMASIN?'
Bugün ilk toplantısı yapılan platformun kurumsallaşması ve takip eden toplantıların düzenli olarak başka bir başkentte tekrarlanmasının doğru olacağını ifade eden Gül sözlerini şöyle tamamladı: "Uluslararası İşbirliği Platformu yakın bir gelecekte Davos gibi veya The Economist Konferansları gibi uluslararası mesele ve tartışmalara ton ve yön veren bir platforma dönüşebileceğine inancım tamdır. En azından bölgede böyle bir hareketliliğin başlaması ve bölgeye bu anlamda da sahiplenmesi açısından bu çalışmaların ve bu platformların çok değerli bir fonksiyon göreceğine inanıyorum."
Konuşmasının ardından Eski Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun ile TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Cumhurbaşkanı Gül'e şükran belgesi sundu.
Gül daha sonra, programında olmamasına rağmen, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu'nun (DEİK) geliştirdiği, ekonomik ve kültürel entegrasyonu sağlamak amacıyla Türkiye, Suriye, Lübnan ve Ürdün iş dünyası liderleriyle birlikte hazırlanan, "Levant Doğu Akdeniz Dörtlüsü" projesini tanıtmak ve "Levant İş Forumu" anlaşmasını imzalamak amacıyla düzenlenen basın toplantısına katıldı. Sınırların günü gelecek sadece idari sınır haline geleceğini belirten Gül, "Güvenlik bütün bölgede çok daha iyi olacak. İnsanların, malların, sermayenin serbest dolaşımı çok daha rahat bir şekilde gerçekleşecek. Bunların adımları tek tek atılıyor. Özel sektör arasında bu işbirliğinin çok anlamlı olduğuna inanıyorum. Özel sektör elini taşın altına koyanlardır" dedi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Irak Cumhurbaşkanı Özel Temsilcisi Kamran Karadağı'nı da kabul ederek yarım saat görüştü. Gül, Cuma namazını Dolmabahçe'deki Bezm-i Alem Valide Sultan Camii'nde kıldı.
