Amerikan diplomasisini zor duruma düşüren 1.6 gb'lık metin dosyalarındaki 250 bin adet belge anahtarlığa bile kolaylıkla takılabilecek birkaç santimlik bir hafıza diski içinde taşındı. Amerika'ya gönderilen belgeler, Amerika'dan gönderilen belgeler bu diskin içinde medyaya sızdı.
250 ayrı ABD büyükelçiliği ve konsolosluğuyla yapılan 251 bin 287 adet yazışmada ABD'nin müttefiklerine ve düşmanlarına nasıl davrandığı da ortaya çıktı. Şifreli belgelerde saklı kalacağı düşünülen pazarlıklar ve baskılar var.
'YABANCILAR GÖREMEZ'
'Secret Noforn' adıyla Amerikan vatandaşı olmayanların asla görmemesi gerektiği şeklinde dosyalanan yazışmalarda yabancı liderleri küçük düşürecek detaylar dahi bulunuyor.
Ülkelerin politik durumlarıyla ilgili analizler yapılırken bazı rejimlerdeki yolsuzluk dosyaları da detaylı olarak yer alıyor.
Bu bilgilerin bazıları yerel kaynaklarla röportajlara dayanırken bazıları da üst düzey ziyaretlerden elde edilen brifing ve izlenimleri içeriyor. Belgeler şaşırtıcı ve korkutucu bir içeriğe sahip olsa da iddialar kanıtlarla desteklenmediği için komplo teoricilerini ikna etmekten uzak gözüküyor.
BELGELERİ SIZDIRAN 22 YAŞINDA BİR ASKER
Amerikan ordusu belgeleri sızdıran kaynağın 22 yaşında bir asker olan Bradley Manning olduğunu düşünüyor. 7 aydır hücre hapsinde tutulan ve yeni yılda mahkeme karşısına çıkacak analist Bağdat'ta çalıştığı sırada yetkisi olmayan belgeleri indirmekle suçlanıyor.
Gizli ağlara 8 ay boyunca haftanın 7 günü 14 saat süreyle erişimi olduğunu söyleyen askerin kopyaladığı metinlerin yanında Irak'ta sivillere ateş açan bir helikopterin görüntüleri de dahil olmak üzere Afganistan ve Irak'ta yaşanan savaşa dair birçok dokümanı aldığı düşünülüyor.
MANNING BELGELERİ NASIL ELE GEÇİRDİ?
Manning bir hacker arkadaşıyla yaptığı sohbetin kayıtlarında "Belgeleri almak çocuk oyuncağıydı." diyor ve üstünde Lady Gaga yazan bir yeniden yazılabilir CD ile Amerikan tarihinin en büyük bilgi hırsızlığını yaptığını anlatıyor.
Daha sonradan yetkililere kendisini şikayet edecek isim olan arkadaşına "Hillary Clinton ve binlerce diplomat şaşkınlıktan kalp krizi geçirecek. Amerika'nın yazıştığı her ülkede diplomatik bir skandal yaşanacak." diyor ve bilginin özgür olması gerektiğini gerektiğini söylüyor.
"BİLGİ ÖZGÜR OLMALI"
Yine internette yaşanan sohbetin kayıtlarında göre belgeleri bilginin özgürlüğünü savunan Julian Assange'in kurduğu WikiLeaks'e yüklediğini itiraf ediyor. Assange ve etrafındakiler de anında bilgileri paylaşma kararı alıp maksimum siyasi etki yaratmak için bilgileri siteye koyuyor.
Grup Bağdat'ta sivillere yapılan saldırının kayıtlarını geçtiğimiz Nisan'da Washington'da yapılan bir basın toplantısında paylaşmıştı. Yine Assenge'ın sağladığı belgeler New York Times ve Der Spiegel'de yayınlanmış, koalisyon güçlerinin sivilleri öldürdüğü ve tutuklara işkence yaptığı ortaya çıkmıştı.
BELGELER NE KADAR GÜVENİLİR?
WikiLeaks'in şu ana kadar yayınladığı belgeler grubun sadece elindekiler arasından seçtikleri birkaçını içeriyor.
Yayınlanan belgelerin içeriklerinde çelişkili bilgiler yer alması ve bu bilgilerin çoğunun duyumlardan ibaret olması ve kanıt içermemesi bilgilerin ne kadar sağlıklı olduğu konusunda şüpheye yol açıyor.
Aralarında en çok ses getiren ise, Suudi Arabistan ve diğer Arap ülkelerinin ABD'ye, İran'ın nükleer tesislerine karşı saldırı düzenleme telkininde bulunduğu yönündeki belgeler oldu.
Bunların yanında bir bankada üst düzey güvenlik yetkisiyle çalışan sistem uzmanlarının bile bilgisayarlarında USB girişi ve CD yazıcı yokken bir askerin bu belgelere ulaşabilmiş olması ise kafalarda soru işaretleri bırakıyor.
Amerikan dışişlerinin dünyanın hemen her yerindeki temsilcilikleri ile haberleşmesinden sızdırılan belgelerin Wikileaks'te yer alması dünyayı sarstı.
Henüz 250 bini aşkın belgeden sadece binde biri açıklanmış durumda. Ancak belgeler hemen her ülkeyi ve gündemde yer alan tüm kilit konuları kapsıyor.
Bunların bir bölümünde ise Çin, dünyadaki silahların yayılması konusunda hedef alınıyor.
Mesajlardan birinde Pekin yönetimi Çin üzerinden İran'a sevkedilen Kuzey Kore yapımı füze parçalarını durdurma çağrılarına kulak asmadığı için eleştiriliyor.
Bir diğerinde Çin şirketlerinin İran'a kimyasal silah üretiminde kullanılabilecek türden kimyasal malzemeler ilettiği kaygıları dile getiriliyor.
Pekin'deki Amerikan elçisi, Çinli liderlerin internet şirketi Google aleyhinde bilgisayarlarla sanal saldırılar düzenlenmesine önayak olduklarını belirtiyor.
Bu suçlamalara Çin hükümetinden henüz yanıt gelmedi.
Wikileaks sızıntılarında yer alan bilgiler Çin'in devlet denetimindeki medyasında da geniş yer aldı.
Kuzey Kore ve İran konusundaki kaygılara yer verildi, ancak Çin'e doğrudan yöneltilen suçlamalara değinilmedi.
Gates: Rusya'yı ajanlar yönetiyor
Belgelerden birinde Amerikan Savunma Bakanı Robert Gates, Rusya'da demokrasinin yokolduğunu ve ülkenin gizli servislerce yönetildiğini söylüyor.
Bir diğer belgede Rus gizli servis mensupları Amerikan diplomatlarca organize suç örgütleri ile bağlantıları olmakla itham ediliyor.
Rus iç ve dış istihbarat servisleri başkanları ile dışişleri bakanı, batıya şüpheyle yaklaşan sertlik yanlısı kişiler olarak tanımlanırken karar mekanizmalarında hakimiyetin Başbakan Vladimir Putin'e ait olduğu belirtiliyor.
Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise haberlere Moskova'nın siyasetinin Wikileaks sızıntılarına dayanmayacağını söyleyerek yanıt verdi.
Terör zanlılarına 'gümrük' suçlaması
Belgelerden ABD'nin Brezilya ile terörle mücadele alanında işbirliği kapsamında bazı vakaların ört bas edildiği anlaşılıyor.
Amerika'nın Brezilya elçisi, polisin çoğu kez terör bağlantısı olan kişileri tutukladığını ama, medyanın dikkatini çekmemek için uyuşturucu ya da gümrük ihlalleri ile ilgili suçlamalar yönelttiğini söyledi.
Büyükelçiye göre Brezilya hükümeti ülkedeki zengin Arap işadamlarına seslenerek Arap hemşehrilerine göz kulak olmalarını, aşırı grupların etkisi altına girmelerinin önlenmesini istiyor.
Önemli bir Arap nüfusu olan Brezilya, terörle mücadele operasyonlarının parçası olduğunu yalanlıyordu.
Liderlere hoş olmayan haberler
Almanya ile ilgili belgeler, Almanya'da süregiden siyasi pazarlıklar konusunda bir muhbir ağının Amerikan elçiliğine bilgi aktardığını gösteriyor.
Belgelerde Başbakan Angela Merkel ile Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle hakkında fazla hoş olmayan ifadeler içeriyor. Merkel diplomatlarca riskten çekinen ve yaratıcı olmayan bir lider olarak tanımlanırken Westerwelle pek bir gücü olmayan bir kişi olarak ifade ediliyor.
Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy alıngan ve otoriter; İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi "aciz, kendini beğenmiş ve Avrupalı bir lider olarak etkisiz" diye niteleniyor.
Hakkında dengesiz sıfatı kullanılan Libya lideri Muammer Kaddafi'ye, 'dolgun bir sarışın' olarak tasvir edilen Ukraynalı bir hemşirenin sürekli eşlik ettiği belirtiliyor.
Diplomasinin 11 Eylül'ü
İtalya dışişleri bakanı Franco Frattini bu sızıntıları dünya diplomasisinin 11 Eylül'ü olarak niteledi.
Aynı ifadeyi Türkiye'de, AB Uyum Komisyonu Başkanı Yaşar Yakış da kullandı.
İsrail ortaya çıkanların bölgede İran'ı temel tehdit olarak gören siyasetlerinin ne kadar yerinde olduğunu kanıtladığını savundu.
Başbakan Binyamin Netanyahu, yıllar yılı Orta Doğu'da en büyük tehdidin İsrail olduğu görüşünün bölgeyi esir aldığını, tarihte ilk kez İsrail ve Arap komşuları arasında asıl tehdidin İran'dan geldiği üzerinde uzlaşma sağlandığını söyledi.
Fransa ise Wikileaks'in ortaya serdiği açıklamaların demokratik yönetime tehdit oluşturduğunu savunarak uygulamaya tepki gösterdi.
(BBC, NTV, Ajanslar)