TD-IHK, 26 Kasım'da düzenlediği yönetim kurulu toplantısının ardından, işadamlarına dönük olarak, geniş katılımlı bir resepsiyon düzenledi. Resepsiyona TD-IHK üyelerinin yanı sara çok sayıda Türk ve Alman işadamı ve siyasetçi katıldı. Genel Başkan von Leoprechting ve Türkiye'nin Köln Başkonsolosu Mustafa Kemal Basa'nın birer konuşma yaptığı geceye, Yeşiller Partisi Kuzey Ren Vestfalya (KRV) milletvekili Arif Ünal, KRV Eyelet Uyum Meclisi ve Köln Uyum Meclisi Başkanı Tayfun Keltek, Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) Genel Başkanı Hasan Özdoğan gibi seçkin davetliler katıldı. Resepsiyonda konuşmaların ardından ekonomi ve siyaset çevreleri, ekonomik ve toplumsal konularda görüş alışverişinde bulundu. Burada bir konuşma yapan TD-IHK Genel Başkanı Dr. Rainhardt Freiherr von Leoprechting, ilkini bu yılın şubat ayında yaptıkları etkinlikte, böylesi buluşmalara duyulan ihtiyacı gördüklerini ve yenilerini düzenlemeye karar verdiklerini aktardı. Türk-Alman ilişkilerinin sevindirici şekilde herkesin dilinde olduğunu kaydeden von Leoprechting, "Bunların nedenleri arasında Türkiye'nin, Avrupa Güvenlik Konseyi başkanlığını üstlenmesi, İstanbul ve Essen kentlerinin bu yılki Avrupa Kültür Başkentleri olmaları sayılabilir. Ekonomik krizden sonra çok az ülke Türkiye kadar yüksek büyüme rakamlarını yakalayabildi. Almanya'da krizden sonra Türkiye ile iyi bir ticaret seviyesine ulaştı, eski rekorların aşılması için en iyi yoldalar. Alman politikacılarımız ve bununla tabi basın için de Türkiye bu yıl çok cazip. Türkiye'yi en son hangi önemli Alman politikacı ziyaret etti bilemiyorum. Mart'ta Başbakan Merkel, Mayıs'ta Ekonomi Bakanı Brüderle, Temmuz'da Dışişler Bakanı Westerwelle ve Ekim'de Cumhurbaşkanı Wulff. Sayın Cumhurbaşkanı'nın 11 kişilik ekonomi delegasyonu arasında ben de vardım. Cumhurbaşkanı Wulff, Türkiye ile Almanya arasında işbirliğinin daha da güçlendirilmesini isteyerek, 'özellikle çevre ve enerji alanlarında dünya için model olabilecek çözümler sunabileceğini' vurguladı. Ancak ülkelerimiz arasındaki ilişkiler konusundaki bütün polizitif haberlere rağmen iki büyük konu Türk-Alman dostluğunu gölgeliyor. Bunlar, mevcut vize mecburiyeti ve Türikye'nin AB üyeliğidir" dedi. Kendisinin vize problemi, Türk ve Alman Cumhurbaşkanlarının Kayseri'deki yuvarlak masa buluşmalarında hatırlattığını bildiren von Leoprechting, Cumhurbaşkanı Wulff'un, işadamları için vize kolaylığının inceleneceği sözü verdiğini, bir dahaki buluşmada ikna edici bir ilerleme ortaya koymak istediğini açıkladığını aktararak, "Heyecenla bekliyoruz. TD-IHK yorulmadan bu konunun takipçisi olacaktır" dedi. Türkiye'nin AB üyeliği konusunun da takipçisi olduklarını belirten TD-IHK Başkanı, "Türkiye tam üye olarak AB'ye attir. Müzakereler adaletli ve sonuç verecek şekilde sürdürülmelidir. Türkiye iyi yoldadır ve çok yol almıştır. Bize düşen Türkiye'nin gayretlerini en güçlü şekilde desteklemektir"dedi. Konuşmasında, 17 Aralık 2010'da TD-IHK genel kurulu yapılacağını ve üç yıl için yeni yönetimin seçileceğini hatırlatan von Leoprechting, Köln IHK'da yapılacok olan genel kurula Federal Uyum Bakanı Maria Böhmer'in yanı sıra Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı (TOBB) Rifat Hisarcıklıoğlu ve "İki taraf için en iyisi: Türikye AB'ye attir" kitabının yazarı Federal Meclis Dışişleri Komisyon Başkanı Ruprecht Polenz'in katılarak kitabındaki tezleri tanıtacağını kaydetti. Katılımcıları Mart ayında Hannover'de düzenleyecekleri Türk-Alman Ekonomi Kongresi'ne de davet eden von Leoprechting, CeBIT 2011 fuarında Türkiye'nin yine partner ülke olmasının ve sunacağı platformun ne kadar sevindirici olduğuna dikkat çekti.
Türkiye'nin Köln Başkonsolosu Mustafa Kemal Basa ise, sadece ekonomik alanda değil, siyasi alanda da Türk-Alman ilişkilerinin "adeta kanat takıp uçmaya başladığını" belirtti. Basa, "Krizden büyük bir başarıyla çıkan bu iki büyük ülkenin ekonomik işbirliğinde TD-IHK gibi kurumların büyük bir önemi var" dedi.