Ortadoğu Schengen’i önerdi
Erdoğan: AB, ‘Schengen' diyor. Peki biz niye kendi aramazda bir benzerini rahatlıkla yapamıyoruz.
15 Yıl Önce Güncellendi
2010-11-26 10:41:31
Lübnan’daki temaslarına dün devam eden Başbakan Tayyip Erdoğan, Arap Bankalar Birliği toplantısında sıcak paranın kontrol altına alınması gerektiğini, aksi takdirde bunun sonunun “felaket” olacağını savundu. “2010 Liderlik Ödülü”nü de aldığı bu toplantıda, enflasyon ve faiz konularındaki tezini anlattı.
Bedelini fakir öder
“Enflasyon faizin sebebi değildir. Tam aksine faiz enflasyonun sebebidir” diyen Erdoğan, şöyle konuştu: “Faizi ne kadar yükseltirseniz enflasyonu o kadar artırırsınız. Faizi ne kadar aşağı çekerseniz enflasyonu da o kadar aşağı düşürürsünüz. Şimdi biz bunun neticelerini alıyoruz. Çünkü maliyet girdileri içerisinde en önemli girdi faizdir. Bu belki bankacıların zaman zaman işine de gelmeyebilir ama ben bir siyasetçi olarak gerçeği söylemek zorundayım. Bunun bedelini zengin ödemez. Onu da söyleyeyim. Bunun bedelini de fakir öder. Dünyada da bunun bedelini hep fakire ödetmişlerdir. Sıcak para akışını kontrol altına almak şart. Yani bunu kontrol dışı tutarsanız ondan sonra siz kontrole girersiniz, sizin durumunuz daha felaket olur.”
‘Teğet’te haklı çıktım
Türk ekonomisine ilişkin son gelişmeleri de aktaran Başbakan Erdoğan, son 8 yıl boyunca ekonomide çok köklü yapısal reformlar gerçekleştirdiklerini belirterek, şunları anlattı: “Kriz başladığı zaman bu kardeşinizin bir ifadesi oldu. ‘Küresel finans krizi Türkiye’yi teğet geçecektir’ dedim. O zaman finans sektörü olsun, reel sektör olsun adeta bu ifademle dalga geçtiler. Nasıl olacak da teğet geçecekmiş? Teğet geçecek derken, yine zararımız olacak ama en az zararla bu işi atlatacağız, teğet geçer demek bu. Şimdi teğet geçtiği ortaya çıkınca ‘Başbakan haklı çıktı’ demeye başladılar. Gerçek ortadaydı. Eğer siz güven ve istikrarı ekonomide hedef alırsanız, mali disiplinden taviz vermezseniz tabii bunu yakalarsınız. Ama ‘bu benim akrabamdır, bu benim adamımdır’ diye siz bankanın kaynaklarını bir yerlere hortumlarsanız o zaman çökersiniz. İşte bunlar yaşandı.”
Mali disiplinden taviz yok
Kredi derecelendirme kuruluşlarından olan Fitch’in Türkiye’nin not görünümünü yükseltmesine dikkat çeken Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Devamlı bir yükseliş var. Niye? Mali disiplinden taviz yok, veremeyiz. Başbakanlığım döneminde 5 seçim geçirdik. Hiçbir zaman seçim ekonomisi uygulamadık, uygulamayız. Niye? Çünkü seçim ekonomisini uyguladığımız zaman, bu halkıma zulmetmektir. Şimdi bakıyorum bazıları çıkıyor, ‘biz şu kadar vereceğiz, şu kadar size söz veriyoruz, öğretmene şu kadar, emekliye bu kadar vereceğiz.’ Dürüst ol, dürüst. Her zaman siyasetin de dürüst olanını yapacaksın. Yoksa altında sadece sen ezilmezsin, halkı da ezersin. Bu bütün dünya için geçerlidir.”
Ortadoğu ‘Schengen’i önerdi
Arap işadamlarını Türkiye’ye yatırıma davet eden Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin arka arkaya Suriye, Lübnan, Libya ve Ürdün ile vizeleri karşılıklı olarak kaldırdığını hatırlattı. “AB, ‘Schengen’ diyor. Peki biz niye kendi aramazda bir benzerini rahatlıkla yapamıyoruz” diyen Erdoğan, “Nedir bu anlamsızlık, nedir bu korku, nedir bu çekince? Bunu anlamak mümkün değil” diye konuştu. “Bizim bölgede yegane hedefimiz var. Biz, sadece ve sadece, bölgede barış istiyoruz, huzur istiyoruz, refah ve istikrar istiyoruz” diyen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Biz, Türkiye olarak, komşularla sıfır problem diyor, bunu tesis etmenin samimi mücadelesini veriyoruz. Türkiye, yönü Batı’ya dönük, Avrupa Birliği’ne tam üyelik müzakerelerini yürüten bir ülke. Türkiye, Müslüman kimlik ile Avrupalı değerlerin sentezinin mümkün olabileceğine inanan bir ülke. Ama bu, bizim, Doğu’ya, Güney’e, Asya, Afrika, Ortadoğu’ya sırtımızı dönmemizi gerektirmiyor. Elbette Suriye ile Irak ile Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi mekanizması oluşturacağız. Elbette, Suriye, Lübnan, Ürdün ve Türkiye arasında Dörtlü İşbirliği Konseyi oluşturduk, oluşturacağız. Bundan daha tabii ne olabilir?”
Anlaşma imzalandı serbest ticaret başlasın
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, Lübnan çalışma ziyareti sırasında Türkiye ile Lübnan arasında ortaklık anlaşması imzalandı. Devlet Bakanı Zafer Çağlayan ile Lübnan Ekonomi ve Ticaret Bakanı Muhammed Safadi’nin imza koyduğu anlaşmayla, iki ülke arasında bir Serbest Ticaret Alanı oluşturulması öngörülüyor. En geç 20011’in ortalarında yürürlüğe girmesi planlanan bu anlaşmayla birlikte Türkiye, Cezayir hariç ‘Barselona Süreci’ kapsamındaki tüm Avrupa-Akdeniz ülkeleri ile serbest ticaret anlaşmalarını tamamlandı.
Hak yoksa paranın da anlamı yok
Konuşmasında, Türkiye’nin 2001 krizinden sonra gösterdiği gelişmeyi, 2009’un ikinci çeyreğinde başlayan büyüme eğilimi ile dünyada en hızlı büyüyen ekonomilerden birisi olduğunu ve şu anda şu anda dünyada üçüncü, Avrupa’da birinci olduğunu anlatan Başbakan Tayyip Erdoğan, hak ve hukuk konusuna da dikkat çekti. Hak ve hukukuk, paradan, ekonomik değerlenden önce geldiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu: “Hakkı hukuku egemen kılmadıktan sonra paranın pulun ne önemi var. Önce bunu halletmeliyiz. Eğer hak egemen olursa para değer ifade eder. Para değerini hakla kazanır. O zaman bir hukuk ilişkisi oluşturur. Biz bu coğrafyada korsanlık değil, adalet egemen olsun istiyoruz. Çocuklar öldürülmesin istiyoruz. Kimse bunu başka yerlere çekmesin.”
Lübnan’la ticaret 795 milyon dolar
Türkiye’nin Lübnan ile 2008 yılında 844 milyon dolara ulaşan ticaret hacmi; krizin etkisi ile 2009’da 795 milyon dolara geriledi.
2010’da ikili ticaret artış eğilimine girdi ve ilk dokuz aylık dönemde önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 12 artarak 623 milyon dolar oldu.
İmzalanan bu anlaşmanın yürürlüğe girmesi ile birlikte Türkiye ile Lübnan arasındaki ticaret hacminin iki yıl içerisinde 1.5 milyar dolar seviyesine çıkarılması hedefleniyor.
SON VİDEO HABER
Haber Ara