Sever, "Toplumların yaşamlarında, halk sağlığının korunmasının ve gıda güvenliğinin önemi açıktır. Ülkemizde oldukça yetersiz olan gıda denetimleri sırasında ortaya çıkan görüntüler, kamuoyunun bu alandaki kaygılarını daha da artırıcı niteliktedir." dedi.
Türkiye'de kayıtlı yaklaşık 40 bin civarında gıda işletmesi bulunduğunun altını çizen Sever gıda üreten, satan ve dağıtanlarla birlikte bu sayının 500 binin üzerine çıktığına dikkat çekti.
Ahmet Sever ayrıca Tarım ve Köyişleri Bakanlığında gıda denetçisi konumunda çalışan 5 bin civarındaki kamu görevlisiyle tüm bu noktaların denetlenmesinin fiilen mümkün olmadığına değindi.
Yeni çıkarılan Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanun Tasarısının, sorumlu yöneticilik müessesini kaldırdığına dikkat çeken Sever, "30 beygir gücü ve 10 çalışanın altındaki büyüklükteki işyerlerini teknik eleman çalıştırma zorunluluğundan muaf kılmaktadır. Türkiye'deki 40 bin gıda işletmesinin yaklaşık yüzde 80'inin 30 beygir gücü ve 10 çalışanın altında kapasiteye sahip oldukları ve gıda güvenliğine aykırı uygulamaların ağırlıkla bu işletmelerden kaynaklandığı değerlendirildiğinde; sözü edilen Tasarı'nın, gıda güvenliği ve halk sağlığı için ne denli tehlikeli sonuçlar yaratacağı kolayca öngörülebilir" dedi.
Bu durumun kısa vadede gıda zehirlenmelerine neden olabileceğini de aktaran Sever, "Bu risklerin, kısa vadede gıda zehirlenmesi olabileceği gibi, uzun vadede toksik ve kanserojen etkiler de olabilecektir. Üstelik bilinmektedir ki, yalnızca işletme sahibinin bilgisine ve alışkanlıklarına terk edilmiş bu tip işletmelerin gıda üretimleri, kamunun denetim gücünün oldukça eksik ve yıpranmış olduğu günümüz koşullarında, her gün basına yansıyan bir başka gıda skandalının konusu durumundadırlar" ifadelerini kullandı.