Cihan muhabirine konuşan Ertekin, "Eğer iş yükünü kaldırmak istiyorsan; örneğin Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tasarısından notu kaldır. Yargıtay'ın işi yüzde 20-30 azalacaktır. Bu, sadece yasayla olacak bir şey. Notu kaldırdığın anda iş önemli ölçüde azalır." dedi.
Ertekin, yargılama süreçlerine dair anlamlı, olgun bir bakış açısı, yargılama sürecini, yargı teşkilatını yeniden tarif eden bir girişimde bulunulması gerektiğini ifade etti. Örneğin her işin mahkemelere getirilmesine dönük o geleneğin terk edilmesi gerektiğinin altını çizen Ertekin, şöyle devam etti:
"Bu iş yükünün kaldırılmasını, yargı üzerinde bir baskı olmasını istemiyorsan, yapacağın şey daha anlamlı ve doğru bir girişim. Bugünkü Yargıtay'ın kadrosunu 10'a katlasan, niye bir şey olmaz. Çünkü, bütün yargı organlarının kaderi budur. Üçüncü kuşaktan sonra bütün yargı organları çöker. Şu an Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne bir bakın. Önce birinci daireyi kurdular. Arkasından baktılar ki iş yığılıyor, ikinci daireyi kurdular. Sonra baktılar iş olmuyor, genel kurul kurdular. Kadroyu artırarak hiçbir şey yapamayacaklarını farkettiler. Şimdi her hafta İngilizce'de bir yazı çıkar, 'Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ni nasıl kurtaracağız' yazısı. Bilimsel makaleler çıkar. Kadroyu artırarak çözeceğiniz bir şey yok."
Ertekin, kadro artırımı, demokratik perspektifi, yapıcı, onarıcı perspektifi içermeyen bir bakış açısı olduğuna dikkat çekti. Ertekin, bunu siyasetin kendisinin çözeceğini belirterek, yeni bir yargı ve yargılama sürecinin tarif edilerek sorunun çözülebileceğini kaydetti.