12 Eylül 1980'de yapılan darbede Pirin Palas olarak bilinen yerde işkence gören birçok insan basın açıklaması yaptıktan sonra adliyeye gelerek, o dönemin darbecileri hakkında suç duyurusu yaptı. 1980 darbesinde Pirin Palas'ta işkence gören İsveç Sol Parti yöneticisi Hamza Demir ve gazeteci yazar Zeynal Abidin Kızılyaprak suç duyurusunda bulunanlar içinde yer aldı.
Pirin Palas olarak bilinen şimdiki Adıyaman Doğumevi Hastanesi önünde basın açıklaması yapan İnsan Hakları Derneği Başkanı Osman Süzen, "12 Eylül'de bu ülkede bir darbe yapıldı. Bu darbeyi yapan cunta yönetimi ve onun yerel uzantıları düşünen, bu ülkeye dair sevdaları, idealleri bulunan binlerce aydını, yazarı, öğrenciyi, işçiyi, köylüyü gözaltına alarak ağır işkencelerden geçirdiler. Ülkede başka amaçlarla inşa edilen binalara el koyarak işkence merkezleri oluşturdular. Cunta yönetimi o zaman halk arasında Pirin Palas olarak bilinen şimdi ise doğum ve çocuk hastanesi olarak kullanılan bu yeri cuntanın işkence merkezi yapmıştı. Cunta yönetimi bu yaptıkları insanlık dışı uygulamalar için anayasaya geçici madde ekleyerek, 1980-1983 yılları arasında işlenen bu suçların hesabının kendilerinden sorulmasının önüne geçmek istediler. Ancak 12 Eylül 2010'da yapılan anayasa değişikliği ile anayasadaki bu madde kaldırılarak darbecilere yargı yolu açıldı. Değişen bu anayasa ile o dönem işkence gören 12 Eylül mağdurları, cunta yönetimi ve onun yerel uzantılarının yargılanmalarını talep etmektedirler. Biz de onların çağrıları doğrultusunda cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunuyoruz." dedi.
Basın açıklamasından sonra Pirin Palas mağdurları adına İsveç Sol Parti yöneticisi Hamza Demir konuşma yaptı. Demir, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: "Buraya bir dönem işkence gören arkadaşlar ile 30 yıl sonra bunu tekrar anmak ve adalet istemek için geldim. 30 yıl önce burada işkencenin en zalimcesi işlendi. Bu işkenceler sonrası insanların bedenleri, ruhları zedelendi. Burada toplanan bizler, o dönemde işkence görmüş insanlar bunun için toplandık. Ama bizlerle beraber olduklarını bildiren arkadaşlarla birlikte adalet istiyoruz. İntikam duygusuyla değil gelecek için istiyoruz."
