Kemalist aydının hurafeciliği
Ali Ünal - ZAMAN
Doğruya ve sahih dine inanmayan, hurafelere inanır; fanteziler ve kurgulamalarla meşgul olur. Kemalist-ulusalcı aydın, bu sahada insanlık tarihinde birinciliğe oynayabilir. Bunların hurafelerinden en önde geleni de, 1923-38 arası Türkiye'de ekonomik mucize yaşandığı, yurdun demir ağlarla örüldüğü, eğitimin "10 yılda 10 milyon genç yaratacak" ölçüde şaha kalktığı, yolsuzluğun görülmediğidir. Oysa:
1856-1922 yılları arasında 8619 km demiryolu yapılmış. 1876'da 1538 km olan demiryolu ağımıza II. Abdülhamid döneminde 4982 km yeni yol eklenerek, % 324'lük bir artış kaydedilmiş. 1923-50 döneminde ise sınırlarımız içindeki 4086 km.lik demiryollarımıza sadece 3578 km ilâve edilerek, % 87,5'lik bir artış başarılabilmiş. Ya karayolları?
Kemalist aydın, hurafeleri uğruna gerçekleri çarpıtmakta da ustadır. Meselâ, Mustafa Kemal'in maaşı konusunda sadece o günkü rakamı (ortalama 13.000 TL) verir, ama onun bugünkü değerinden söz etmez. M. Kemal'in maaşının altın üzerinden 2006 yılındaki karşılığı 620.000 liradır. 2006 yılında Cumhurbaşkanı'nın maaşı ise 14.000 liraydı. Yani, ilk Cumhurbaşkanı, 2006'daki Cumhurbaşkanı'ndan altın üzerinden 24, TL üzerinden 44 kat fazla maaş almaktaydı. O dönemde Türkiye'nin şimdikinden en az 15 kat daha fakir olduğu hesaba katıldığında, ilk Cumhurbaşkanı, 2006 yılı itibariyle Cumhurbaşkanı'ndan reel olarak en az 350 kat fazla maaş alıyordu. Ve İsmail Cem'in Türkiye'de Geri Kalmışlığın Tarihi'nde M. Kemal'in servetinin dökümü, 4 sayfa tutmaktadır. Bu servet gibi, İş Bankası ve CHP servetinin de ana kaynağı, Abbas Hilmi Paşa'nın verdiğinin dışında, Hint Müslümanlarının Kurtuluş Savaşımız için gönderdiği 500.000 lira idi (bugün için 20 milyon dolar civarında).
Şeflik dönemleri ekonomik mucizesi için 3 net göstergemiz var: Köylü nüfusun şehirli nüfusa oranı, 1923-38 arası hiç değişmemiştir. M. Kemal'in has adamlarından A. Hamdi Başar, 1930'da şöyle demektedir: "Köylü, sırtına giyecek ve boğazına sokacak bir şey bulamıyor. Memleketi kalkınmaya götürebilecek bir manivela ise henüz keşfedilmedi." Hürriyet gazetesinin yıllar önce yazdığına göre, Türkiye ekonomisi, 1927'de % 12,8; 1932'de % 10,6; 1935'te % 3; 1940'ta % 5; 1941'de % 10,3; 1943'te % 9,8; 1944'te % 5,1; 1945'te % 15,3; 1949'da % 5,5 küçülmüştür.
YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN