Müslümanlara 'parazit' diyerek hakaret eden Hint asıllı İngiliz edebiyatçı Naipaul'ün İstanbul'da düzenlenecek Avrupa Yazarlar Parlamentosu'na onur konuğu olarak davet edilmesine tepkiler büyüyor. Cihan Aktaş'ın ardından Beşir Ayvazoğlu da toplantıya katılmayacağını açıkladı. Yazar Rasim Özdenören, "Davet iptal edilmeli" derken, solcu yazar Cezmi Ersöz, "Böyle birinin onurlandırılması Müslümanlara hakaret" diye konuştu.
İstanbul 2010 Kültür Başkenti Ajansı'nın desteği ile düzenlenen Avrupa Yazarlar Parlamentosu'na Müslümanlara 'parazit' diyerek hakaret eden Nobel ödüllü yazar Sir Vidiadhar Surajprasad Naipaul'ün onur konuğu olarak davet edilmesine tepkiler büyüyor. Cihan Aktaş'ın ardından Beşir Ayvazoğlu da toplantıya katılmayacağını açıklarken, yazar Rasim Özdenören, "Davet iptal edilmeli ve kendisine bunun gerekçesi açıklanmalı" dedi. Solcu yazar Cezmi Ersöz ise Naipaul'ün davet edilmesinin Müslümanlara hakaret olduğunu söyledi.
İslam'ı ve Müslümanları aşağılayan fikirleriyle tanınan Hint asıllı İngiliz yazar Naipaul, 25-27 Kasım'da gerçekleşecek Yazarlar Parlamentosu'na Yaşar Kemal'le birlikte 'onur konuğu' olarak katılacak ve açılış konuşmasını yapacak. Naipaul'ün davet edilmesine ilk tepkiyi gösteren yazar Hilmi Yavuz'un yazısının ardından davetlilerden Cihan Aktaş toplantıya katılmayacağını açıklamıştı. Yeni Şafak yazarı Salih Tuna da Naipaul'ün davet edilmesini köşesinde eleştirmişti. Bosnalı kadınlara hakaret eden Sırp yönetmen Emir Kusturica'nın Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin jüri üyeliğinden çekilmesini sağlayan tepkilerin benzeri bu kez Naipaul için gündeme geldi.
HAKARETE HOŞGÖRÜ GÖSTERİLMEZ
Konuyu ilk kez gündeme getiren yazar Hilmi Yavuz ise Müslüman aydınların Naipaul'ün davet edilmesine tepkisiz kalmasını eleştirdi. 'Yazarlarımız, Müslümanlara onca hakareti reva gören Naipaul'la aynı masaya oturmayı içlerine sindirecekler mi?' diye sorduğunu hatırlatan Yavuz, 'edebiyatçı kimliği ile davet edildi, belki düşüncesi değişmiştir, hoşgörülü olmak lazım' diyenlere tepki gösterdi. Hilmi Yavuz "Meseleye Nasrettin Hoca mantığı ile bakılamaz. Davete karşı kesin tavır almak lazım. Bunca kitap yazmış, Nobel Ödülü almış bir yazar bunları bir kenara bırakıp özür diler mi? Ya toplantıya katılıp özür dilemezse ne yapacaksınız. Hoşgörü eleştiriye gösterilir, hakarete değil" dedi. Cemil Meriç'in Jurnal adlı eserinin ikinci cildinde Naipaul'a "Allah'ın belası" dediğini hatırlatan Yavuz şöyle konuştu: "Böyle bir adam onur konuğu olarak davet edilmiş... Mağdurların, ezilmişlerin diliyle yazmıyor, tam tersi insanları ezenlerin yani sömürgeci efendilerinin diliyle yazıyor ve hakaret ediyor. Hint kökenli ama kendi soyundan nefret eden biri. Müslüman entelijansiyaya böyle birine tepki göstermiyor. Eziklik ve zillet ortada. Nerdeyse, 'Naipaul haklı!', diyerek baş tacı edeceğiz!"
KUSTURİCA'DAN DAHA BETER
Naipaul'ün toplantıya onur konuğu yerine yazar olarak davet edilmesi durumunda tepkisinin bu kadar büyük olmayacağını söyleyen Hilmi Yavuz, "Bir Müslüman olarak bana hakaret eden birinin onurlandırılması içime sinmiyor. Kendilerini antiemperyalist ve antikolonyalist olarak tanımlayan ulusalcı ve solcuların da buna tepki göstermesi gerekir. Çünkü Naipaul, emperyalist sömürgeci efendilerinin diliyle Müslümanlara hakaret etmiştir" dedi. Sırp yönetmen Emir Kusturica'ya Bosnalı kadınlara söyledikleri için gösterilen tepkinin daha fazlasının İngiliz yazar için de gösterilmesi gerektiğini belirten Yavuz şöyle konuştu: "Kusturica filmlerinde Müslümanlara hakaret etmedi. Bir demecinde bunu yaptı. Ama Naipaul, hem kitaplarında hem konuşmalarında Müslümanlara hakaret etti. Kustirica için sanatçı kimliğini ayırırız diyebilirsiniz. Ama Naipaul için bu geçerli olamaz."
HER ŞEYE RAĞMEN EDEBİYAT DİYEMEZDİM
Naipaul'ün onur konuğunu olarak davet edilmesine tepki göstererek toplantıya katılmayacağını açıklayan yazar Cihan Aktaş ise "Herhangi bir yazar olarak çağrılsaydı katılabilirdim. Ancak 'onur konuğu', farklı bir mesaj. 1992'de Hintli aktivistlerin Babür Camii'nin yıkarak onlarca insanı öldürmesini 'yaratıcı tutku' ve 'tarihin dengelenmesi' diye değerlendiren bir yazarın onur konuğu olması bana ağır gelir" dedi. Naipaul'ün kitabında İslam ve Müslümanlara duyduğu 'tiksinti'nin insanı dehşete düşürdüğünü söyleyen Aktaş, "Bu nedenle her şeye rağmen edebiyat diyerek toplantıya katılamazdım" diye konuştu.
TERCİH EDİLECEK KİŞİ ÖNEMLİ
Prof. Dr. İskender Pala ise toplantıda konuşma için tercih edilen kişinin seçiminde dikkatli olunması gerektiğini belirterek, "Ama Naipaul çağrılmış. Şimdi yazar ne söyleyecek diye dinlemek gerekir kanısındayım. Tartışılan konu 30 yıl önce Naipaul'un yazdığı bir kitaptaki görüşleri. Belki de aradan geçen sürede düşünceleri değişti, belki artık farklı düşünüyor. Oturup dinlemek gerekir. Bunu anlamamamız lazım. Ancak tabiî tepki gösteren yazarların düşüncesine saygı gösteriyorum" dedi.
Müslümanları güruh olarak tanımladı
Sir Vidiadhar Surajprasad Naipaul, Trinidad'a göç etmiş Hindistan kökenli bir ailenin çocuğu olarak 17 Ağustos 1932'de doğdu. Oxford'da okuyan Naipaul,İngiltere Kraliçesi'nden soyluluk unvanı alarak 'Sir' Vidiadhar' adını da aldı. Naipaul'un 1990 yılında dört İslam ülkesi İran, Pakistan, Malezya ve Endonezya'ya giderek incelemelerde bulundu. Naipaul'a, soyluluk ünvanını, bu gezilerden hemen sonra, 1991 yılında verildi.
Batının gözüyle doğuyu ve meselelerini ele alan yaklaşımı, bir başka ifadeyle oryantalizmi birçok kesim tarafından eleştirildi. 2001'de Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldı. Naipaul, kitaplarında Müslümanları 'geri zekalı', 'yaratıcı olamayan', 'hiçbir şeyi başaramayan bir güruh' olarak tanımladı. İslamiyet'te yalnızca olumsuzluk gören Naipaul bir eserinde "Bu din, bütünüyle yararsız bir coşku uyandıran bağnazlık dinidir" dedi.
Bu adamı içime sindiremiyorum
Yazar Rasim Özdenören, İslam'a ve Müslümanlara kitaplarında hakaret eden Naipaul'ün davet edilmesini içine sindiremediğini belirterek, "Bu tür aydınlara tepki göstermemiz lazım. Müslümanların sahipsiz olmadığını anlamalılar" dedi. Naipaul'e yapılan davetin geri çekilmesini isteyen Özdenören, "Davetin iptal gerekçesi de kendisine açıklanmalı" diye konuştu. Organizasyonu yapanların davet edilecek isimleri belirlerken dikkatli olması gerektiğini vurgulayan Özdenören, "Naipaul tek Nobel Edebiyat Ödülü'nü almış yazar değildir. Onlarca ödüllü yazar var. Bu yıl bu ödülü alan yazar davet edilebilirdi" diye konuştu.
FİKRİ EDEBİYATTAN AYIRAMAZSINIZ
'Naipaul, edebiyatçı kimliği ile toplantıya çağrıldı' şeklindeki savunmanın anlamsız olduğunu söyleyen Özdenören şöyle konuştu: "İnsanların fikirleri ile edebiyat başarısı birbirinden ayrılamaz. Çünkü edebiyat başarısının içinde fikir de mündemiç. Kasapların hayvanın etini ayırdığı gibi bir edebiyatçıyı, yazarı, fikri ayrı, yazdığı ayrı diye mi değerlendireceğiz?" Emir Kusturica'ya gösterilen tepkinin, Müslümanlara ondan daha ağır hakaret eden Naipaul'e gösterilmemesini de eleştiren Özdenören, "Tepkisizliğin nedeni organizasyondan çoğu aydın ve yazarın geç haberi olması. Ama gündeme geldikten sonra tepki gösterilmeliydi" dedi.
Müslümanlara hakarettir
Solcu yazar Cezmi Ersöz
İslamiyet'e inanmış insanları bu denli rencide edici aşağılayıcı yazılar yazan birinin onur konuğu olarak davet edilmesi büyük ayıp ve hakarettir. Ben tepki koyan Hilmi Yavuz, Cihan Aktaş ve Salih Tuna ve diğer yazarları alkışlıyorum. Naipaul bu günde kadar en ufak bir özür dilememiştir Müslümanlar'dan. Düşüncelerinin değiştiğine inanmıyorum. Yazılarından dolayı onca tepkiye rağmen geçmişte yaptıklarına bir özeleştiri getirmemiştir. Böyle bir yazarın onurlandırılması, Müslümanları rencide eder. Aynı şekilde Bosna'da tecavüze uğrayan kadınlarla ilgili 'abartmayın' diyen Sırp yönetmen Emir Kusturica'ya gösterilen tepkiye de katılıyorum. Bir aydının bir sanatçının böyle meselelerde evrensel düşünmesi gerekir.
Davet etmek ahmaklıktır
Nazif Öztürk
Yazarlar Birliği eski Başkanı Nazif Öztürk, "Fikrini değiştirdi mi yoksa aynı mı kaldı buna bakmak lazım. Ama fikrini değiştirmediyse Müslümanlara 'parazit' diyen bir yazarı uluslar arası bir toplantıya 'onur konuğu' olarak davet etmek bir ahmaklık örneğidir. Naipaul'ü davet edilmesini protesto eden yazarlar toplantıya katılmamakta haklılar" dedi.
Toplantıya elbette katılmayacağım
Beşir Ayvazoğlu: Bana davet yazısı geldiğinde V. S. Naipaul'un adı yoktu. Katıldığını bilmiyordum. Hilmi Yavuz'un yazısından sonra öğrendim. Naipaul'u az çok tanıyordum ama bu denli Müslümanlara ve İslam'a önyargılı olduğunu 'parazit' diyerek hakaret ettiğini bilmiyordum. Elbette ben de onur konuğu olarak çağırılmasından rahatsızım. Katılmayı düşünmüyorum.
Seçimde daha dikkatli olunmalıydı
Nurettin Durman: İnsanlar Rahmani yolda da olabilir şeytani de... Ama işin şurası ilginç. Bu yazar daha önce de geldi konuştu, ama o zaman böyle tartışma yoktu. Şimdi neden tartışıyoruz anlamadım açıkçası. Bizim düşüncemiz evrensel ilahi bir düşünce, ben Müslüman'ım. Ama tuhaf karşıladım. En azından 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı bunu yapmamalıydı. Konuk seçiminde daha seçici olmalıydı.
YENİ ŞAFAK