Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır ziyaretine, Genel Başkan Yardımcıları Gürsel Tekin, Hurşit Güneş, Mesut Değer, Mehmet Zeki Gündüz ve İsa Gök ile Genel Sekreter Süheyl Batum ve bölge milletvekilleri katılıyor. Kılıçdaroğlu, saat 11.00 sıralarında geldiği Diyarbakır Havaalanı’nda vatandaş ve partililerce karşılandı. Havaalanından çıkarken kendisine verilen güvercinleri uçuran Kılıçdaroğlu’na çiçek vermek isteyen çocuklar, kalabalıkta yaşanan izdiham nedeniyle ezilme tehlikesi atlattı. Kılıçdaroğlu, daha sonra havalanında "Reşo" diye bilinen taksici Reşat Yılmaz ve diğer taksici esnafıyla bayramlaştı. Burada Reşat Yılmaz ile çay içen Kılıçdaroğlu’nun, daha önce Batman ziyareti sırasında Yılmaz ile bir süre görüştüğü ve kendisini "yeniden ziyaret etme" sözü verdiği öğrenildi.
Yılmaz, ziyaret sırasında, "Kılıçdaroğlu’nun Paris’te Yılmaz Güney ve Ahmet Kaya’nın mezarlarını ziyaret etmesinden dolayı mutluluk duyduklarını" ifade ederek, "Yeni demokratik bir Anayasayı senden bekliyoruz. Senden büyük umutlarımız var. Bu akan kanın durmasını da bekliyoruz. Kardeş kanı dökülmesin istiyoruz" dedi. Reşat Yılmaz, ziyaret sırasında Kılıçdaroğlu’na yöresel poşu hediye etti.
Kılıçdaroğlu, gazetecilerin sorusu üzerine, Diyarbakır gezisiyle ilgili değerlendirmeyi daha sonra yapacağını söyledi.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, daha sonra bayram ziyaretlerinde bulunmak üzere parti otobüsüne binerek havaalanından ayrıldı.
DİYARBAKIR BÖLGENİN PARİS'İ OLACAK
CHP lideri, partisinin Diyarbakır İl Başkanlığı önünde halka seslendi. Kılıçdaroğlu konuşmasında şu mesajları verdi: "Diyarbakır’a gelmekten son derece mutluyum. Birileri bize diyordu ki “Sivas’ın ötesine gidemiyorsunuz” niye gitmeyelim. Her karış toprak bizim. Neyi paylaşamıyoruz? Beraber olacağız. Özgür olacağız. Sosyal devletin olduğu bir ülkede barış, huzur, kardeşlik içinde yaşayacağız. Diyarbakır’a ilk kez 1976 yılında geldim. Diyarbakır büyüdü sorunları büyüdü. Diyarbakır’ı sorunlarından arındırmak, bölgenin Paris’i yapmak CHP’nin boynunun borcudur. Kesinlikle özgürlükleri genişleteceğiz. Hak ve özgürlük, ekmek ve iş Diyarbakır’a gelecek. Diyarbakır çok başbakan ağırladı. Ama bir Başbakan geldi ve dedi ki “Eski hapishaneyi yıkıp daha büyük bir hapishane yapacağım” dedi. Eski hapishane yıkılmayacak. Orası müze yapılacak. Çünkü orada dram var. İnsanlık ayıbı var. Diyarbakır’a hapishane değil. Fabrika yapılacak.Diyarbakır yaşadıklarını hak etmiyor. Bu dram sadece Diyarbakır’a özgü değildir. Ama burada şiddet, acı ve gözyaşı da vardır. Acıyı gözyaşını dinlendirmek bizim boynumuzun borcudur ve bunu yapacağız. Biz kardeşlik diyoruz birileri ayrımcılık yapıyor. Kim ne yaparsa yapsın el ele verdiğimizde güçleri birleştirdiğimizde çözemeyeceğimiz sorun yoktur.
“PARTİMİZİ HALKA AÇIYORUZ”
Partimizi halka açıyoruz. Sizden istirhamım var gelin CHP’ye sonuna kadar özgürlükleri genişletelim. Bizim anlayışımız siyaset bize ne verecek değil biz topluma ne veririz anlayışıdır. O yüzden halk için çalışacak her yurttaşımı CHP’ye bekliyorum. Biz bölgede yaşayan Kürt yurttaşlarımızın etnik kimliklerine saygılıyız. İlk defa biz etnik kimlik insanın şerefidir dedik. Devlet etnik kimlik konusunda tarafsızdır dedik. Devlet her yurttaşı kucaklamak zorundadır. Devlet baskı, asimilasyon yapmaz. Fabrika yapar istihdam yaratır. Devlet bunun için vardır.
“NEREDEN GELDİĞİMİZ DEĞİL, NEREYE GİTTİMİZ ÖNEMLİ”
Bizim nereden geldiğimiz çok önemli değil, nereye gittiğimiz önemlidir. Silahla, kavgayla değil, demokrasiyi genişleterek biz barışı sağlamalıyız. Bugün buraya geldim. Sakın ola ki Diyarbakırlı kardeşlerim “Şanlıurfa’ya gitmek için mi buraya geldi” diye düşünmesinler. Diyarbakır bundan sonra en çok geleceğim şehir olacak. Diyarbakır’a daha önce az geldim. Diyarbakırların sorunlarının yeterince dinlemedik. Bizim kusurumuz olabilir. Ama telafi edeceğiz. Bize oy verir vermez. Ama her Diyarbakırlı bu memleketin 1. sınıf yurttaşıdır."
