CHP'nin eski ilçe başkanlarından Muammer Şahin'in oğlunun düğüne katılmak için Trabzon'a gelen Baykal, CHP İl Başkanlığını da ziyaret etti. Trabzon'a siyasal amaçların dışında bir düğüne katılmak için geldiğini dile getiren Baykal, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. CHP içindeki dayanışma ve kardeşliğe Türkiye'nin büyük ihtiyacı olduğunu ifade eden Baykal, CHP'nin Türkiye'nin temeli, özü ve en büyük siyasi partisi olduğuna dikkat çekti. CHP'nin iktidar olmasında da muhalefette kalmasında da görevini yerine getirdiğine vurgu yapan Baykal, şöyle devam etti: "Biz sadece iktidara gelerek görev yapacak partilerden değiliz. Muhalefette de büyük görevler yapıyoruz, bugüne kadar da büyük görevler yaptık; hizmet olarak, caydırıcı olarak, yanlışlıkları önleyici olarak, iktidarın yanlış istikamete sürüklenmelerini önleyerek, Türkiye'nin temel dinamiklerini sahiplenerek görev yaptık. Muhalefette görevim yok' diye düşünürsen, iktidar olmak için kestirme yollar aramaya kalkarsan, iktidar olmanın kestirme yolları, sihirli değnek dokunuşuyla birden bire iktidara gelme hevesleri, hesapları, sizi çok ciddi yanlışlıklara sürükleyebilir. Biz görmüş geçirmiş partiyiz. İlkelerimizi biliyoruz. Temellerimizi, görevimizi, tarihi misyonumuzu biliyoruz. O nedenle hiç kimse bizi 'şöyle yap, böyle yap, seni iktidara getiririz' söylemleriyle aldatamaz.'
CHP'yi değiştirerek, dönüştürerek, bozarak ne CHP'ye ne de Türkiye'ye iyilik yapmanın mümkün olmadığını ifade eden Baykal, 'Geride bıraktığımız olaylar çok açık. Türkiye'de bir referandum dönemi yaşandı. Bu dönemde devletin bütün olanakları devreye sokuldu. İnançlar, mezhepler istismar edildi. Ama Türkiye'nin yarıya yakını kendisine dayatılmak istenen bir anayasa değişikliğine 'yanlıştır' dedi. Türkiye'nin yarısına yakını bugünkü tabloya tepki koyduğunu göstermiştir. Bunu değerlendirmek, buna sahip çıkmak lazım. Bu bizi iktidar ile konuşlandıracak ana unsurdur. İktidara teslim olarak, iktidarın politikalarına hak vererek, iktidarın politikalarına özenerek, iktidarın dümen suyuna girerek, bir yere gitmek mümkün değildir." dedi.
ETNİK VE MEZHEPSEL AYRIŞMAYA DAYALI SİYASETİ REDDEDİYORUZ
Baykal, Türkiye'de etnik ve mezhepsel ayrışma temelinde siyaset yapmayı kesinlikle reddettiklerini belirtti. Türkiye'nin bugüne kadar önüne gelen yanlışların altında bunun yattığını iddia eden Baykal şöyle konuştu: "Hiçbir şekilde buna CHP'nin alet olmaması gereken bir konudur. Etnik ve mezhepsel ayrışma temelinde siyaset bizim işimiz değildir. Böyle siyaset yapanlarla o zeminde yarışmak da bizim işimiz değildir. Öyle siyaset yapanların ve öyle siyaset yaparak başarılı olduğunu düşünülenlerin o yöntemlerini taklit ederek başarıya ulaşmak bizim işimiz değildir. Etnik ayrışmayı mezhepsel ayrışmayı temel alarak, buna omuz vererek değil, etni-site, mezhep temelinde açılımlar yaparak değil, tam tersine herkesi insan olarak görüp, herkesi insan anlayışı içinde eşit sayıp, herkesin kimliğini yaşamasını temel bir amaç olarak benimseyip, ama devleti etnik temelde ayrıştırıcı bir unsur haline dönüştürmeden, siyasetini yapmadan, insan odaklı, insan temelinde sosyal odaklı bir siyaseti sahiplenmek bizim işimizdir. Çıkış yolu da budur. CHP'yi alet ederek mi Türkiye'yi bu tuzağa düşürecekler? Herkes alet olabilir o tuzağa ama CHP alet olmadıkça o tuzak Türkiye için işlemez. Herkes de çok iyi biliyor ki, o tuzağı Türkiye için işletebilmenin yolu, CHP'yi bu işe alet etmektir. İnanıyorum CHP buna izin vermeyecektir. Hiçbir bedel karşılığı, hiçbir bir siyasi bekleyiş peşinde koşarak, olmayacak işlere kalkışarak bu temel yanlışa CHP alet olmayacaktır.'
"SİYASETİN BÜTÜN UNSURLARI TERÖR KARŞISINDA ÇOK AÇIK, NET, GÜVEN VEREN BİR TAVIR TAKINMALI"
Türkiye siyasetinin sağlıklı işleyebilmesi için her demokratik ülkede olduğu gibi Türkiye'de de siyasetin bütün unsurlarının terör karşısında çok açık, net, güven veren bir tavır takınması gerektiğini anlatan Baykal, "Terör sorunu yaşayan bütün demokratik ülkelerde siyasetçilerin önüne gelmiştir. Demokratik bir sistem içinde terör sorunu ile mücadele eden bütün ülkelerin gözetmesi gereken temel nokta, terör karşısında bütün siyasi kesimlerin ortak bir anlayış içinde samimi, dürüst, inandırıcı bir şekilde kendisini ortaya koymasıdır. Bu olursa her sorun çözülür. Bu olmadan, bunu önemsemeyerek, bunu unutarak, 'bu olmayacak' diyerek bir istikamete girilirse hep sorun çıkar. Geçmişte olmuştur, yine çıkar." ifadelerini kullandı.
Demokrasinin silahla bağdaşmayacağını ifade eden Baykal, "Silah varsa demokrasi yoktur. Şiddet varsa, terör varsa, mayın varsa, saldırı varsa demokrasi yoktur. Bunlar olmayacak, işin temeli budur. Bunların olması reddedilecek. Buna karşı ortak tavır takınılacak. O tavır takınıldıktan sonra çok şey konuşulur ama bu olmadan hem masanın üstünde silah olsun hem de müzakere yapalım, bu olmaz. Yani bu büyük bir dengesizlik çıkarır. Teslim olduğunuz zaman ancak bunu yaparsınız." diye konuştu.