Fethiye Dörtçelik Huzurevi'nde 5 yıldır kalan Belma Beceren (75), aranıp sorulmamaya alışmış ama yine de bir yakının bayramda kendisini ziyaret etmesinden büyük mutluluk duyacağını söyledi. İlk geldiğinde kimsenin ziyaretine gelmemesi sebebiyle üzüldüğünü dile getiren 78 yaşındaki İlhami Elgör ise gençlere şu tavsiyede bulundu: "Bir gün sizler de yaşlanacaksınız. Evlatlarınız sizi de huzurevine bırakıp unutabilir."
Kurban bayramı geldi. Gurbette yaşayan çocuklar anne babalarıyla birlikte bayram geçirmek için yollara düştü. Birkaç günlüğüne de olsa aileleriyle birlikte zaman geçirmek isteyen vefalı evlatlar bir tarafa, yıllar önce anne ve babalarını huzurevine bırakıp bir daha hatırlamayanlar da var.
Bursa Büyükşehir Belediyesi Fethiye Dörtçelik Huzurevi'nde barınan yaşlılar, kendilerini yıllardır hatırlamayan evlatlarının hasretini çekiyor. Normal zamanlarda ayrılığa dayanan huzurevi sakinleri, bayram gelince farklı duygulara kapılıyor. Gözleri sürekli kapıda, kendilerine gelecek bir çift göz bekleyen huzurevi sakinleri, her geçen yılın ardından ümitlerini biraz daha yitirmiş.
3 seneden beri bayramları, ziyaretçiler ve huzurevi arkadaşları ile kutlamanın burukluğunu yaşayan Tevfik Yıldız (65), "Benim çocuklarım ve kardeşlerim var, ama kimse bayramlarda yanıma gelmez." dedi.
Eşinden 20 yıl önce ayrıldığını anlatan Yıldız, emekli maaşıyla geçinmeye çalıştığını, varlıklı olan çocuklarının ise kendisine sahip çıkmamasından şikayetçi. Yıldız, "Çocuklarım başta olmak üzere yakınlarım diğer günlerde olduğu gibi bayramlarda da ziyaretime gelmediği için bayramlarımız çok üzgün ve buruk geçiyor. Bayramda kimsemiz gelmediği için insan hüzünleniyor." diye konuştu.
75 yaşındaki Emel Güzelotan da 2006'dan beri yalnız başına huzurevinde bayram geçiriyor. İmalı bir şekilde 'bütün akrabalarını trafik kazasında kaybettiğini' belirten Güzelotan, şöyle konuştu: "Akrabam olmadığı için huzurevinde bayramlarımızı arkadaşlarımız ve ziyaretimize gelenlerle kutluyoruz. Buraya bayramlarda gelen başta vali ve belediye başkanı olmak üzere diğer ziyaretçilerle bu özlemimi gideriyorum. Ne yapalım gelenden de Allah razı olsun, gelmeyenden de."
Huzurevinde bayramların nasıl geçtiğini anlatırken gözyaşlarını tutamayan Emel Güzelotan, şu tavsiyelerde bulundu: "Küçükler, başta büyükleri olmak üzere hastaları da ziyaret etsinler. Çünkü insan her zaman kapıya bakıyor, birilerinin gelmesini bekliyor. Eğer sizin bir yakınınız gelmez ise hüzünleniyorsunuz, bazen gizli gizli ağlıyorsunuz. Burada çok güzel bir ortamımız olmasına rağmen yine de insan kendi yakınları ve tanıdıklarını arıyor."
Belma Beceren (75) de 5 senedir kaldığı huzurevinde aranıp sorulmamaya alışmış. Huzurevine ilk geldiğinde yadırgadığını ve biraz zorluk çektiğini aktaran Beceren, "Ancak zamanla huzurevine alıştım, şimdi çok seviyorum. Akranlarımın içinde olduğum için çok mutluyuz. Birbirimizi daha iyi anlıyoruz." şeklinde konuştu.
Remzi Yeşilova (63) ise bayramlarda en çok bir yakınının ziyaret etmesini beklediklerini ifade etti. Yeşilova, "5 senedir huzurevinde kalıyorum. Bayramlarda çocuklarımızın bizleri ve büyüklerini ziyaret etmelerini bekliyoruz. Bizleri unutmasınlar." diye ifade etti. Bayramları huzurevinde arkadaşları ile eğlenerek geçirdiklerini anlatan Remzi Yeşilova, şunları kaydetti: "Benim yakınlarım İstanbul'da olduğu için gelemiyorlar. İstanbul'da yeğenlerim var ama uzak olduğu için gelip gidemiyorlar. Ancak yine de yakınlarımızın bizleri ziyaret etmelerini istiyoruz."
6 yıldır yalnız bayram geçiren Ümmüş Çiko (64) da kaderini kabulleniyor. Uzun yıllar Almanya'da çalıştıktan sonra memleketi Bursa'ya dönen Ümmüş Çiko'nun çocukları ve torunları Almanya'da kalmış. Bursa'ya dönünce ömrünün kalan son zamanlarını huzurevinde geçirmeyi seçen Ümmüş Çiko, "6 senedir buradayım ve çok memnunum. Son dönemimi böyle huzurlu bir yerde geçirdiğim için çok mutluyum. İki oğlum, bir kızım ve 6 torunum var. Hepsi Almanya'da, bayramlarda gelemiyorlar. Uzak olduğu için 5 yıldır bayramlarda görüşemedik. Bu bayramda da gelmeyecekler." ifadelerini kullandı.
İlhami Elgör (78) ise 2007'de geldiği huzurevinde birçok bayramı yalnız geçirmek zorunda kalmış. Huzurevinde önceleri biraz gariplik çektiğini anlatan Elgör, "Ama daha sonra başta vali bey ve belediye başkanımız olmak üzere kurum çalışanlarımız da bizlere çok yakınlık gösterdiler. Bayramlarda bizi yalnız bırakmadılar. Çocuklarım İstanbul'da olduğu için bayramlarda gelemiyorlar." diye konuştu. İlhami Elgör, gençlere şu tavsiyelerde bulundu: "Gençler, biraz derin düşünün, bir gün sizler de bizim yaşımıza geleceksiniz. Size de gelip giden ve hal hatırınızı soran olmayabilir. Bunları göz önüne alın ve ona göre davranın. Çünkü bu dünya kimseye kalmaz."