Irlıganlı'da ayva yetiştiriciliği yapan Kadir Koçyiğit, meyvesi yuvarlak, sapa doğru biraz uzunca, orta sulu, et dokusu gevşek, mayhoş tatlı olan Eşme ayvasının diğer ayvalara göre boğuculuğunun az olduğunu, elma gibi yenebildiğini söyledi. Ortalama 300 gram ağırlığında bazı bölgelerde renginden dolayı 'limon ayvası' olarak da isimlendirilen ayvanın ihracata dönük yetiştirildiğini dile getiren Koçyiğit, "Bu ayvanın özelliği ambalaja dayanıklı, lezzeti farklı olmasından dolayı ihracata yönelik yetiştiriliyor. Ayvamız çiftçinin yüzünü güldürüyor. Bizim buralardaki araziye çok uygun." dedi.
Çiftçilerin Avrupa, Amerika ve Japonya'nın damak zevki neyse ona göre ürünlerini yetiştirmesi gerektiğini dile getiren Koçyiğit, "Köylüler 'Ayva tıkız olur, boğazını alır.' derler. Bu ayvamız sulu elma yer gibi yenebilir. Çiftçilik artık meslek olarak yapılmalıdır. O nedenle ihracata yönelik ürün yetiştirmeliyiz Cennet gibi bir memlekette yaşıyoruz kıymetini bilmemiz lazım." diye konuştu.
Ayvanın dikildikten iki yıl sonra meyve vermeye başladığını anlatan Koçyiğit, "Üçüncü yıldan pamuktan daha karlı hale gelmeye başları. Yedinci yılında tam verime geçiyor. 13 dönüm arazim üzerinde 725 meyve ağacım var. Bu sene 50 ton ihracata vereceğiz." şeklinde konuştu.
Bir yıllık bir ürün olmadığı için devletin meyve dikiminde planlamayı iyi yapması gerektiğine dikkat çeken Koçyiğit, "Burada Hicaz narı meşhur olunca herkes onu dikmeye çalışıyor. Devlet de ona göre destek veriyor. Bence devlet planlamalar doğrultusunda destek vermeli ürün çeşitliliği olmalı." ifadelerini kullandı.