Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Avrupa’ya yerleştirilecek füze sistemiyle ilgili yaptığı, “Komuta mutlaka Türkiye’ye verilmeli” açıklamasına NATO’dan yanıt geldi. NATO Sözcüsü James Appathurai, “NATO operasyonu söz konusuysa, düğmeye NATO basar” dedi.
KOMUTA MUTLAKA BİZDE OLMALI DEMİŞTİ
NATO’nun, Avrupa’daki üyelerinin topraklarını koruma amacıyla devreye sokmak istediği füze savunma sistemi konusunda belli şartlar öne süren Türkiye’nin, proje kapsamında “düğmeye kimin basacağı” konusunu sürekli gündemde tutması, Brüksel’de “soru işaretleri eşliğinde” izleniyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın dün yaptığı, “Komuta mutlaka bize verilmeli” açıklamasına NATO’dan verilen cevap, “Düğmeye NATO basar” oldu.
Türkiye’nin füze savunma sistemiyle ilgili talepleri, NATO’daki müzakerelerin şekillenmesinde önemli rol oynuyor. Şu ana kadar gerçekleştirilen teknik düzeyli görüşmelerde de bu taleplerin karşılanması doğrultusunda önemli bir aşamaya gelindi.
Erdoğan’ın NATO projesi olacak füze savunma sisteminin komutasının kimde olacağıyla ilgili çıkışlarının Brüksel’de anlaşıldığını söylemek zor.
İŞİN MERKEZİNDE NATO VAR AMA..
Erdoğan, dün yaptığı açıklamada, “Tabii bu işin ana merkezini NATO teşkil ediyor. NATO’nun bir üyesi olarak bu kapsamda atılacak bir adım ve bu işin komutasının kime verileceği hususu. Ki bunun özellikle topraklarımızın genelinde böyle bir şey düşünülüyorsa, zaten kesinlikle bu bize verilmeli, aksi takdirde bunun kabulü mümkün değil” dedi.
NATO Sözcüsü James Appathurai bu konuyla ilgili olarak Milliyet gazetesine bir açıklamada bulundu:
NATO’nun temel işleyiş kurallarından birini ise ortak bir İttifak projesi ya da operasyonu söz konusu olduğunda bunun sorumluluğunun NATO’da olması oluşturuyor. NATO Sözcüsü James Appathurai, Milliyet’e yaptığı açıklamada bu ilkeyi bir kez daha teyit ederek, “NATO operasyonu söz konusuysa, düğmeye NATO basar” dedi.
Bu tür proje ve operasyonlarda yetkilendirmede izlenecek yöntemin belli olduğuna dikkat çeken Appathurai, NATO’nun ortak karar alma yapısına dikkat çekerek tek bir üye ülkeye yetki devri yapılmadığının altını çizdi.
Füze savunma sisteminin komutasının kimde olacağı konusunda NATO’nun yanıtı hem askeri hem de siyasi düzeyde hep aynı oluyor: “Bir NATO komutanı.” Diğer operasyonlarda olduğu gibi füze savunma sistemi de askeri açıdan Avrupa Müttefik Kuvvetler Komutanı’nın (SACEUR) yetkisinde olacak. Ancak, mevcut tehdidin türü, geldiği coğrafya ve hedefine göre verilecek cevap ve cevap vermede kullanılacak mekanizma da farklılaşacak. Askeri kanatla siyasi kanat arasındaki danışma sürecinin niteliği tehdidin türüne göre değişecek.
Rasmussen'den destek: "İsim vermeye gerek yok"
NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, Türkiye'nin füze savunma sistemine onay için şart koştuğu, "herhangi bir ülkenin tehdit olarak gösterilmemesi" talebine destek verdi.
NATO devlet ve hükümet başkanlarının 19-20 Kasımdaki Lizbon Zirvesi öncesinde basın toplantısı düzenleyen Rasmussen, füze savunma sisteminde İran'ın
tehdit olarak gösterilmesine gerek olmadığını söyledi.
Rasmussen, konuyla ilgili bir soru üzerine "Geçmişe bakarsanız birçok ülkenin potansiyel tehdit olarak gösterildiğini görürsünüz. Gerçek şu ki dünyada 30'dan fazla ülke Avrupa, Atlantik bölgesindeki hedefleri vurmaya yetecek menzilde füze teknolojisine sahiptir ya da bunun için çalışmaktadır. Bu tür tehditlere karşı kendimizi korumak istiyoruz. (Tehdit olarak) Herhangi bir ülke ismi vermenin gereği yok" dedi.
Diplomatik kaynaklar, tehdit olarak ülke adı verilmemesi gibi füze savunma sisteminde Türkiye'nin öne sürdüğü tüm ilkelerin gelinen aşamada diğer NATO üyelerinin de desteğini aldığını belirtiyor.
Türkiye'nin NATO füze savunma sistemine onay için karşılanmasını beklediği diğer önşartlar arasında sistemin NATO projesi olması, tüm NATO ülkelerini kapsaması ve güvenliğin bütünlüğü ve bölünmezliği ilkesi çerçevesinde herkesin aynı güvenlik şemsiyesi altına alınması bulunuyor. Zirve öncesinde NATO'da Türkiye'nin tüm önşartları geniş destek veriliyor.
Türkiye tartışmaya açıyor
19-20 Kasım’da Lizbon’da yapılacak NATO Zirvesi’nde füze savunma sisteminin ilkeleri üzerinde anlaşılmaya çalışılacak olunmasına karşın Erdoğan’ın yaptığı açıklamalar, Türkiye’nin projenin teknik boyutunu da daha şimdiden detaylı şekilde tartışmaya açtığını gösteriyor. Erdoğan, “Bunların yerleşim noktası ve serpilme denilen konu çok çok önemli. Bu serpilme nerede olacak, nasıl olacak, bunlar önemli. Hangi irtifada olacak bunlar önemli. Bunların üzerinde teknik kadrolarımız çalışıyor. Silahlı kuvvetlerimiz bunun çalışmasını ayrıca yapıyor. Lizbon’da bu görüşülecek, mutabakat sağlanırsa ne ala, sağlanmazsa söylenecek bir şey yok” dedi.
‘Serpinti’ konusu
Erdoğan’ın serpinti ve irtifa konularına vurgu yapması, Türkiye’nin kullanılacak teknik ekipman üzerinde de belli tercih ve şartlar üzerinde durduğu algılamasını güçlendirir nitelikte. NATO’nun oluşturmak istediği sistem, balistik füze tehdidini hem kara hem deniz unsurlarıyla ortadan kaldırabilecek bir niteliğe sahip olacak.
Hedefi bir unsurun kaçırması halinde kademeye başka bir unsur sokulabilecek. Tehdit oluşturan füzenin menzili, savunmada kullanılacak füzelerin türünü de belirleyecek. Kısa menzilli tehditte karada PAC-3 (Patriot), orta menzil için THAAD, denizde orta menzilden itibaren SM-3 füzelerinin çeşitli versiyonları kullanılacak.
Cnn Turk