Kurban boyunca kırmızı et tüketim miktarı ve sıklığının arttığına dikkat çeken Dr. Ertaş, "Doğru beslenme ilkeleri arasında yeterli miktarda protein tüketimi önemli yer tutmaktadır. Proteinleri hayvansal ve bitkisel kaynaklı proteinler olmak üzere ikiye ayırıyoruz. Gün içinde toplam tüketilmesi gereken protein miktarı kişinin ağırlığına, fiziksel aktivitesine, sağlık durumuna göre değişmektedir. Hayvansal kaynaklı proteinlerin büyük bir kısmını etler oluşturmaktadır. Fakat hayvansal kaynaklı proteinlerin doymuş yağ ve kolesterol içerikleri fazla olduğundan tüketim miktarlarına dikkat edilmesi gereklidir." dedi.
Bireye göre tüketim miktarı değişmekle beraber günde 100-150 g tavuğun göğüs eti, hindi, yağsız dana eti, balık gibi etlerin tüketilmesinin uygun olduğunu anlatan Faruk Ertaş, "Ayrıca etin tüketim miktar ve çeşidi kadar pişirme ve saklama koşulları da önemlidir. Yanlış uygulanan pişirme ve saklama yöntemleri sonucunda etlerde protein, vitamin ve mineral kayıpları oluşmaktadır. Etlerin yağda kavrulması ve kızartılması besin öğesi kayıplarının artmasına, fazla miktarda yağ tüketilmesine ve ileride sağlık sorunlarının oluşmasına yol açabilmektedir. Buna bağlı olarak etlerin buğulama, ızgara,haşlama şeklinde pişirilip, tüketilmesi sağlık açısından daha yararlı olacaktır. Bunların yanında dikkat edilmesi gereken diğer bir konu da taze kesilen etlerin hemen tüketilmemesidir. Taze kesilmiş etin sindirimi çok zordur, hazımsızlık yapabilir ve sert olmasından dolayı pişirilmesi zordur. Dolayısıyla buzdolabında 1 -2 gün bekletilmiş etin tüketilmesi önerilmektedir." diye konuştu.
Etlerin hepsi hemen tüketilemeyeceğinden saklama koşullarına mutlaka dikkat edilmesini isteyen Ertaş, doğru saklama yöntemlerinin kullanılması ile besin öğelerinin kayıpları en aza indirilmiş olacağını, hem de mikroorganizmaların çoğalması engelleneceğini kaydetti. Ertaş, etlerin buzdolabında 0-2 santigrat derecede 3- 5 gün, derin dondurucuda ise -18 santigrat derecede 3 ay saklanabildiğini ifade etti.
Kızıltepe Devlet Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Faruk Ertaş, bayramda uyulması gereken beslenme önerilerini şöyle sıraladı:
"- Bayram boyunca artacak olan et tüketimiyle birlikte sebze tüketiminin de artırılması gereklidir.
- İkram amaçlı sunulan ağır hamurlu tatlılar ve çikolatalar yerine, sütlü ve meyveli tatlıları tüketmek ve porsiyon miktarlarını az tutmak sağlıklı bir seçim olacaktır.
- Bayram ziyaretleri sırasında artan çay ve kahve tüketimi aşırı miktarlarda olduğunda uykusuzluk, kalp ritim bozuklukları, mide problemlerine sebep olabilmektedir. Bu tür içeceklerin tüketilen miktarlarına dikkat edilmelidir.
- 2-2.5 lt günde su tüketimine dikkat edilmelidir.
- Sabah mutlaka güne kahvaltı edilerek başlanmalı, kahvaltı hafif ve her grup besin öğesini içerir nitelikte olmalıdır.
- Kurbanlık hayvanların iç organları (sakatat) kolesterol ve yağ miktarları fazla olduğunda tüketilmesi önerilmemektedir.
- Etlerin çok yağlı kısımları tüketilmemeli, hayvanın iç yağları yemeklere lezzet vermek amacıyla kullanılmamalıdır.
- Etler kavurma ve kızartma yerine buğulama, haşlama, ızgara yöntemleri kullanılarak pişirilmelidirler.
- Diabet hastaları, kalp ve damar hastaları, mide rahatsızlığı olanlar, hipertansiyon hastaları gibi belli bir beslenme düzeni ile takip edilen kişiler, diyetlerini bozmamaları gerekmektedir.
- Sağlıklı yaşamın en temel kurallarından biri olan fiziksel aktivitenin arttırılmasına bayram boyunca da dikkat edilmeli, günlük tempolu yürüyüşlere devam edilmelidir."