Ergenekon davası tutuklu sanığı Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın tazminat davası açtığı İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin hakimleri Sedat Sami Haşıloğlu ve Hasan Hüseyin Özese, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'ne itiraz ve cevap dilekçesi sundu. Ergenekon davasına da bakan iki hakim, davanın yetkisiz ve görevsiz bir mahkemeye açıldığını belirterek reddedilmesini istedi. Dilekçede, hakimler hakkında görevi nedeniyle tazminat davası açılabilmesi için 'Hakimin kasıtlı olarak, düşmanlık saiki ile, açıklanamayacak şekilde kanuna ve adalete aykırı olarak, tevil ve tefsire ihtiyaç göstermeyecek şekilde açık bir kanun hükmüne aykırı olarak bir hüküm veya karar verilmiş olması' gibi hususların bir arada bulunması gerektiği vurgulandı.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin Şemdinli davası hakimleri hakkındaki 'kanun hükmüne aykırı davrandıklarının veya memuriyet görevini savsakladıklarına dair yeterli delil bulunmamaktadır' şeklindeki kararı hatırlatılan dilekçede, "Davacı Mehmet Haberal'ın avukatları, müvekkilinin sağlık problemlerinin mahkemenin heyetinin bilgisi dahilinde olmasına rağmen salıverilmemesi, tutuklamanın devamına ilişkin kararların gerekçeden yoksun oluşu, mahkeme başkanının tahliye yönündeki gerekçesinin içeriği, mahkeme hakimlerinin kin ve garezle soru sormaları, mahkeme heyetinin merhum Bülent Ecevit'in tedavi gördüğü hastane evraklarının ve yine sanığın sağlık durumuna ilişkin kararların sanığın savunması aşamasında istenmesi gibi hususları husumete kanıt olarak göstermiştir." denildi.
Bu kanıtların soyut olduğu belirtilen dilekçede, bu tür iddiaların hem yerel mahkeme hakimlerini hem de temyiz mercii hakimlerini yıpratmak için bazı avukatlar tarafından savunma sanatı kapsamında kabul edilen konulardan olduğuna işaret edildi.
Bülent Ecevit ve Haberal'ın sağlık durumu ile ilgili evrakların istenmesine ilişkin kararların oy birliği ile alındığı kaydedilen dilekçede, mahkeme başkanı Köksal Şengün'ün tahliye dışındaki hususlara muhalefet şerhi koymadığına vurgu yapıldı.
Haberal'ı tahliye etmedikleri gerekçesiyle tazminata mahkum olan 9 hakime de aynı gerekçelerle dava açıldığı hatırlatılan dilekçede, bu hakimlerle birlikte 11 ayrı ve bağımsız hakimin müşterek hareket ettikleri iddiasının hukukun genel ilkeleriyle ve hayatın olağan akışıyla bağdaşmadığının altı çizildi. Birbirinden bağımsız 11 ayrı hakimin aynı kararı vermesinin hukukun objektif kuralların göre hareket edildiğinin tek başına delili olduğu vurgulandı. Beşiktaş'taki adliyede 6 başkan ile 22 üyeden oluşan toplam 28 hakimin tamamının Mehmet Haberal'ın tahliye talebinin reddi veya bu ret kararı üzerine yapılan itirazların değerlendirilerek itirazın reddi kararlarında görev aldıkları belirtilen dilekçede, bu nedenle de özel kast ile hareket edilmediğinin açıkça anlaşıldığı ifade edildi.
Bazı hakimlere dava açılmadığına dikkat çekilen dilekçede, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Erkan Canak'ın Haberal'ın tutuklanmasına yapılan itirazı önce reddettiği daha sonra ise tahliyesini istediği, ret kararından dolayı Canak hakkında herhangi bir tazminat davası açılmadığı vurgulandı.
RAPOR SAKLANMIŞ, SAĞLIK DURUMU TAM BİLİNMİYOR
Haberal'ın ayakta tedavi edilebileceği belirtilen ve mahkemeden saklandığı öne sürülen sağlık raporuna da değinilen dilekçede, İstanbul Üniversitesi Kardioloji Ana Bilim Dalı Başkanı ve 4 öğretim üyesinin hazırladığı 16 Ekim 2010 tarihli raporun mahkeme ve Adli Tıp Kurumu'na daha önce gönderilen Haberal'a ait raporlar arasına konulmadığına dikkat çekildi. Birbirinden farklı raporlar nedeniyle Haberal'ın son tıbbi durumunun tam olarak saptanmasının mümkün olmadığı anlatıldı. Haberal'ın son sağlık durumunun Adli Tıp Kurumu'nca belirlenmesine ve tutuklu kalmasının hayati risk taşıyıp taşımadığının tespitine çalışıldığı ancak Haberal'ın bu yöndeki Adli Tıp Kurumu'nun talebini kabul etmediği kaydedildi.
ERGENEKON DOSYASINI İNCELEMEDEN KARAR VERİLEMEZ
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nde Haberal'ın yargılandığı Ergenekon dava dosyası ile ilgili bir kayıt bulunmadığı öne sürülen dilekçede, yalnızca Haberal'ın avukatları tarafından sunulan fotokopi evraklar üzerinden karar verilmesinin hukuka uygun olmayacağına dikkat çekildi. Dairenin her türlü şüpheden uzak ve hukuki bir karar vermesi için öncelikle İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasının kesinleşmesinin beklenmesi gerektiği hatırlatıldı.
Dosyanın görevsizlik kararı verilerek Ankara Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesinin istendiği dilekçede görevsizlik kararı verilmemesi durumunda da davanın Maliye Hazinesi aleyhine açılması gerektiği belirtildi. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin aynı konulu davalarda muhalefet şerhi koyan üyelerinin kararlarının dosyaya konulmasını isteyen hakimler, Haberal'ın mahkemeden saklandığı öne sürülen raporunun da İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nden getirilmesini talep etti. Dilekçede, Haberal'ın savunmasının alınması sırasında hastanede çekilen görüntülerin de İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nden getirtilmesini istendi.
Haberal, aynı daireye 9 hakim hakkında da tazminat davası açmıştı. Haberal'ın kendisini tahliye etmedikleri gerekçesiyle şikayetçi olduğu hakimler tazminata mahkum olmuştu. Bu gelişme, mahkumiyetin emsal teşkil edeceği ve hakimleri tazminat kıskacında bırakacağı yorumlarına neden olmuştu. Kararla ilgili Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin gerekçeli kararı bekleniyor.